GENÇLERE “HAYA” YAKIŞIR

Allah Resulu (sav) Ensar’dan bir kişinin yanından geçerken, onun kardeşini utanmaktan vazgeçirmeye çalıştığını gördü. “Onu kendi haline bırak; çünkü haya imandandır!” buyurdu.

Haya mümin ahlâkıdır. Edep, kulluk ve tüm güzellikler haya ile gelir. Şimdilerde anne-babasının, öğretmeninin yanında bacak bacak üstüne atabilen, uzanabilen, kendinden büyüklerin huzurunda hiç çekinmeden sigara içebilen gençlik, haya duygusundan yoksun olduğu için bu halde.

Eskiden bir şarkıyı güftesindeki bazı uygunsuz cümlelerden ötürü reddederken şimdi güftesi bir uçtan bir uca ahlâksız, klibi tamamıyla müstehcen şarkıları çocuğumuzun dilinde duyduğumuzda "Ne güzel de sesi varmış benim yavrumun!" demekle yetiniyoruz.

Genç kızımız ve oğlumuzla beraber izlediğimiz dizilerde hoşumuza gitmeyen bir bölüm olursa zaplayıp, bir müddet sonra aynı kanala dönerek eğlencemizden ödün vermiyoruz. Eğlence, espri, popüler kültür derken çoğalan eksilerimizin arasında çocuklarımıza “haya”dan bahsetmek aklımıza çoğu kez gelmeyebiliyor.


“Rasulullah, perdenin arkasındaki bir genç kızdan daha fazla haya sahibiydi”

Gençlere haya duygusunu aşılayabilmenin en güzel yolu yaşayarak göstermektir. Onlara bu konuda öncelikle büyükler örnek olmaya çalışmalı. Eğer kendimiz örnek olmada yetersiz kalıyorsak, onları örnek alabilecekleri şahsiyetlerle tanıştırmayı ihmal etmemeliyiz. Bu şahsiyetlerin ilki Efendimiz (sav) olmalı. Gençleri, alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz'deki (sav) zirve ahlâkın izlerini sürmeye teşvik etmeliyiz. Ebu Said el-Hudri'nin (r.a) ifade ettiğine göre Allah Resulu (sav), perdenin arkasındaki bir genç kızdan daha fazla haya sahibiydi. O'nun gençlik çağında, Arap yarımadası hayasızlıklarla dolu bir görüntü arzetse de Efendimiz (sav) cahiliye âdetlerinden uzak kalmış ve ömrünü, hususiyetle gençlik dönemini, eşine az rastlanır haya örnekleriyle süslemiştir. O’nun gençliğinde halk Kâbe'yi çıplak bir şekilde tavaf etmeyi âdet edinmişken Efendimiz (sav), gerek tavafta gerek sair vakitlerde hiçbir zaman böyle bir tutuma yeltenmedi. Kötülüklerin yer aldığı meclislere gitmekten haya etmiş, çirkinliklerden bahsetmemeye özen göstermişti. Efendimiz (sav), haya hakkında en güzel öğüdü ashabına şöyle ifade buyurmuştur: "Haya insan için zinettir…"

Haya duygusu, yanlıştan uzaklaştırır

Gençlere haya duygusunu anlatırken Allah’tan (c.c) utanmanın önemine değinmeyi ihmal etmemeliyiz. Çünkü Allah'tan utanmak, hayanın hem kökü ve hem de meyvesi mesabesindedir. Allah'tan utanan bir kul, o utancı sayesinde insanlardan da haya eder. Allah’a karşı duyduğu haya hissiyle dini müeyyidelere tâbi olur.

Bir gün İbn-i Ömer koyun otlatmakta olan bir çocuğun yanına giderek koyunlardan birini kendisine satmasını ister. Çocuk, satamayacağını çünkü koyunların kendisine ait olmadığını söyler. İbn-i Ömer, “Sahibine, ‘Koyunu kurt yedi!’ dersin. Böylece para da cebinde kalır” der. Çocuğun cevabı kendisindeki güzel ahlakı yansıtır: “Sahibime ‘kurt yedi!’ diyeceğim. Peki söyle bana, Allah (c.c) bunu görmeyecek mi!...”

Haya duygusu kişiyi yanlış işlerden alıkoyar. Efendimiz (sav), "Utanmıyorsan dilediğini yap!" buyururken, insanın fıtratında bulunan haya hissinin nasıl kuvvetli bir otokontrol sistemi olduğuna dikkat çeker. Hayanın sembolleştiği Peygamberlerden biri olan Yusuf Aleyhisselam, ona yaklaşmayı arzu ettiğinde odadaki putun üzerini örten Züleyha’ya neden böyle yaptığını sormuştu. “Puttan utandığım için” demişti Züleyha. Yusuf Peygamber’in sözleri manidardı: “Sen sahte olan ilahından haya ediyorsun, ya ben Rabbim’den nasıl utanmam!”

Utanma duygusuna sahip gençlerimize her zamankinden daha çok muhtaç durumdayız. Çünkü haya eden bir genç, ne ebeveyninin ne de kanunların ikazına ihtiyaç duyar. Hayası onu kötülüklerden uzak durmaya sevk eder.

H. Bektaşoğlu
Haziran 2006
Semerkand Aile


66 yorum

Re: GENÇLERE “HAYA” YAKIŞIR

Tesekkürler emeyi gecenlerden

18.02.2014 - talib

HAYA: hicap, ar, namus,

HAYA: hicap, ar, namus, utanma...anlamına gelir.Çirkin şeylerden nefsin daralması, kalbin sıkıntı geçirmesidir.
Zıddıutanmazlıktır.Haya duygusu erdemliliktir ve fıtratın gereğidir. Kişiye, davranışlarında yön vermede ve ona kişilik kazandırmada rehberlik yapar. Hayasızlık insani vasıfları yok eder, ar damarını çatlatır, hayvanlardan aşağı düşürür. Peygamberimiz: '' haya imandan bir bölümdür. '' '' utanmadıktan sonra dilediğini yap '' buyurmuştur.

28.02.2012 - Gamze Gamzeli

FLÖRT VE HAYA

Evet,başlık aynen böyle olmalıydı...Yorumların bazılarını okudum.Elbette kent hayatı, insan ilişkilerinde güvensizlik yaratıyor.Çünkü kent hayatında herşey, madde, para ve tüketim döngüsünde şekilleniyor.böyle oluncada ilişkilerde alınıp satılan bir nesne kıvamına geliyor. İnsan değil ama ilişkiler paranın ve maddenin dünyasına göre zuhur ediyor.Güven üzerinden önce duygularımız kirleniyor.Çoğu bayan flört amacıyla birlikte olmak gibi niyetlerle bakıyor.Karşı taraftan emin olamıyorsun hayayı ilkin bu öldürüyor...
Flört esnasında hangi taraf birbirine dürüsttür.her iki tarafta karşı tarafın isteğine göre şekil alıyor.Her iki tarafta birbrine maske takarak,flört esnasında anlık zevkleri hayatın mutluluğu zannederek,sadece duyguların kirlenmesine değil,hayatında kararmasına sebep oluyor.Bu yüzden bu tür flört ilişkilerini başta Eric Fromm olmak üzere birçok psikolog umutsuzluk,mutsuzluk,nefret ve intiharla sonuçlandığını bize defalarca gösterdiler.Ama maalesef ülkemizdeki çarpık modernleşme ve laiklik gibi konulardan dolayı bu tür flört ilişkileri normalleştirilmeye çalışılıyor.
Temz duygularla olaylara bakanlara 'saf'damgası vurularak alçaltıyolar.Dygu temizliğinin bir önemide yok.N kadar çok kızla çıkılırsa,o kadar iftihar vesilesi durumuna gelinmiş.son olarak erkekteki haya duygusuda o toplumda yaşayan kadınların hal ve ahvaline bağlı.kadının eteği yukarı doğru çektikçe, ilkin erkekler bozuluyor.yani toplumu kadın ve erkek diye değil,bir bütün şeklinde düşünmek lazım.haya bozuluncada ilişkilerde evlilik yerine flört ön plana çıkıyor.

06.02.2012 - aydın doğrugören

Re: FLÖRT VE HAYA

evet,mesela bana,okulum bittiğinden beri görücüler geldi,ne ben olumlu yanıt verdim ne de onlar.bu işin güzellik çirkinlik mevzusu olduğunu sanırdım,ama şimdiye kadar gelenlerin hiçbiriyle ciddi adım atamamamın asıl nedeninin şu olduğunu keşfettim:
Adamlar flört istiyor!.....istiyorlarki hemen mesele ciddiye,evliliğe binmesin,durun şöyle bi tanıyalım birbirimizi,biraz yakınlaşalım dimi(!),birbirimizden beklentimizi belli edelim(!),böyle yapmazsak evliliğimizde sorunlar çıkar(!)
Adamı zannedersinki alim,zannedersinki yiğit!ama evlenme görüşmesine geldimi,bi kızla nasıl konuşacağını bile bilmiyor,sadece kendi isteklerini durmadan,ardı ardına sıralıyor.size bi anlatsam yaptıkları gafları,neler var neler.ne kadar bencil erkekler var,tüküreyim sizin kalıbınıza ben.sadece nefsinin isteklerini duyan,ve bunun neticesi paragöz kadınlarla evlenen,ondan sonra da,ben karıma para yetiştiremiyorum,karım egemenliği ele aldı diye sızlanıp,bekar günlerine dönmek ister bunlar.kendiniz ettiniz kendiniz buldunuz efenim.....sizinle ancak salak bir aşufte evlenir,ben evlenmem
Allamei cihan olsanız,evlenmeden yakınlık kurmam hiçbirinizleeeeeeee

Durun bakalım şöyle bizim de bi elaleme hava atacağımız kız arkadaşımız olsun,şöyle evlenmeden nişanlanmadan flörtün tadını çıkaralım..(!)diye düşünürler
Siz yanlış adrese geldiniz beyler,yanlış!
Flört etmek isteyen,adı ayşe,fatma olan ama yaşantısıyla,yaptıklarıyla,hal,hareketleriyle adını zerre kadar üzerinde taşıyamayan,amacı gezmek tozmak olanlar tam size göre,benim kapım yanlış kapı.....

24.12.2012 - (yusuf a.s)

peki, aşk nedir?

TAhrik güzel konuşmuş da peki bir üniversiteli genç aynı okulda okuyan bir kızı sevdi diyelim, ne yapması gerekir?bir kere, sevgisini belli etmesi gerekir ki kız da onu sevsin.diyelim ki sevdiğini de bir sekilde söyledi kız da onu kabul etti (ki bu da sizin zihniyetinize göre günah)ee şimdi evlenene kadar görüşmeyelim deyip bir daha görüşmemeleri ve birbirlerine yaklaşmamaları saçma olmaz mı?(zaten böyle birşeye aşk demek mümkün olmaz çünkü aşkın oluşması için o iki gencin mutlaka birlikte vakit geçirmeleri gerekir aksi halde bir kişiyi tanımak mümkün olmaz; bir kişiyi tanımadan da ona aşık olmak tamamen akıl dışıdır) Sizin mantığıniza göre tek helal yol görücü usulü oluyor o halde ama görücü usulü dediğimiz şey aşk değildir çünkü dediğim gibi birbirini tanımadan aşık olunmaz

02.02.2012 - Ziyaretcia

@Asrın bedbaht genç kızına...

Asrın bedbaht genç kızı.. Söyle öyleyse bizlere:
Liselerde, üniversitelerde birbiriyle görüşüp birbirini çok iyi tanıyan, yıllarca birlikte vakit geçiren yüzbinlerce flört çifti neden mutlu olamıyorlar?
Neden evlenenleri birbirlerini aldatıyor?
Neden şu zamanımızda kadın cinayetleri hızla artıyor?
Neden liselerin bodrum katları, üniversitenin bahçeleri, kafeler, parklar hep birbirini çok iyi tanıdığını sananlerın, sürekli görüşen çiftlerin fuhuşhaneleri halindeler?
Burda yazan senin gibiler önce böyle gafilcesine dini hükümleri beğenmezler, kendi akılcıklarıyla yorum yaparlar, yeni ahkam getirme cürretini gösteririler, aşk oyunlarını öğretmeye çalışırlar.. sonra da pişmanlık naraları atarak dua taleplerinde bulunursunuz.. Birbirinizi üniversitede gördüğünüzde anlaştığınızı ve birbirinizi tanıdığınızı anladığınızda neden gidip nikahlanmıyorsunuz? Düğünü sonra da yapasınız? Neden işi ciddiyete bindirmiyorsunuz?
Çünki sizler günahlara müptela olan alçaklarsınız. Meşru davranışlardan haz alamazsınız.. Kalbi kararmış olanlar hayırdan uzak kalır.. Yarasa tabiatlı sizler ışıktan rahatsız olursunuz. Küçücük aklınızla anlayamadığız güzelliklerin güzelliğini fark ettiğnizde ise bu siteye şunları yazarsınız: ''Çok pişmanım birini sevdim, tanıdım, görüştük, aşk yaşadık, sonra o alçak beni becerip bıraktı, ben zina işledim hocam tevbe etsem kabul our mu?; Hocam ben zina işlemiş olan biriyim, şimdi birini çok seviyorum, ama o bunu bilmiyor, söylemeli miyim? Ben onunla denk miyim? ; Hocam ben birçok kez birileriyle birlikte oldum, çok pişmanım hocam? Allah beni afeder mi hocam?''vs.. Evet, küçük gafile; sen git görüş, tanı ve sev.. Sonra gel burda derdini yan, yalama olmuş bir halde gel buraya ben de Allah'ın seni nasıl affedeceğini yazayım.. Her zaman söylediğim gibi bu dünya imtihan dünyası, zerre kadar aklıyla hikmetini anlayamadığı şeye düşmanlık edenler hep pişman olacaklar, onlar burda yazdığımız yüzelerce hikmetli dini yazıları beğenmeyip yorum yapan siz küçük aşufteler burda feveran edeceksiniz.. Sen dini hükümlerin binbir hikmetlerini anlamadan o mukaddes kurallara 'saçma' de bakalım..Size asla acımıyorum, gidip azgın, vahşi, namus düşmanı erkeklerin pençelerinde parçalanın... Zarara rızasıyla girene merhamet edilmez ve layık değildir. Pişman olduğun gün vakit çoktan geçmiş olacak... Ve senin gibi küstahlara ben asla dua etmeyeceğim.

Kur'an'ın edebiyle edeplenmeyen zamanın sillesiyle tedip edilir... Vesselam...

06.02.2012 - Vird-i Zeban

Re: @Asrın bedbaht genç kızına...

Allah sizlerden razı olsun. Yaşayıp da yapıp da görüp de ama en önemlisi farkında olamadığımız ne çok şey var. Mesela ben kendi adıma konuşuyorum; hani dua ediyoruz ya biz aslında bütün insanlara, insanlığa dua ediyoruz. Lütfen yadırgamayınız ama ben daha yeni farkına vardım yada daha önceden farkına varmıştım ama henüz idrak edememiştim. Evet yeni idrak ettim bunu. Farkına varmak ile idrak etmek arasında ince bir çizgi vardır bunu tecrübe ettim bizzat.
'Ve senin gibi küstahlara ben asla dua etmeyeceğim. 'Bu sözünüz bana yerin, göğün, kâinatın dua ile varlığını sürdürdüğünü anımsattı. Ne mutlu ki şu an dua edenlerden dua alabiliyorum .Bu çok güzel, çok mutlu edici bir şey bence...Tabi bu durumun aksi de kötü...
Paylaşımınızı çok beğendim. İçimden geçenleri yazmaya çalıştım .
Allah'a emanet olun.

05.06.2013 - Zehirliok Ziyaretçisi

Re: @Asrın bedbaht genç kızına...

Allah flörte bu gözle bakan erkeklerden razı olsun....helal süt emmiş,tayyibe bir kzı nasib eylesin

28.12.2012 - Ziyaretçi zeynep

Yarasa tabiatlılar.......!!!

(Birbirinizi üniversitede gördüğünüzde anlaştığınızı ve birbirinizi tanıdığınızı anladığınızda neden gidip nikahlanmıyorsunuz? Düğünü sonra da yapasınız? Neden işi ciddiyete bindirmiyorsunuz?
Çünki sizler günahlara müptela olan alçaklarsınız. Meşru davranışlardan haz alamazsınız.. Kalbi kararmış olanlar hayırdan uzak kalır.. Yarasa tabiatlı sizler ışıktan rahatsız olursunuz. Küçücük aklınızla anlayamadığız güzelliklerin güzelliğini fark ettiğnizde ise bu siteye şunları yazarsınız: ''Çok pişmanım birini sevdim, tanıdım, görüştük, aşk yaşadık, sonra o alçak beni becerip bıraktı, ben zina işledim hocam tevbe etsem kabul our mu?; Hocam ben zina işlemiş olan biriyim, şimdi birini çok seviyorum, ama o bunu bilmiyor, söylemeli miyim? Ben onunla denk miyim? ; Hocam ben birçok kez birileriyle birlikte oldum, çok pişmanım hocam? Allah beni afeder mi hocam?''vs.. )

çok güzel özetlemiş hallerini
bunun özeti budur!
ama şöyle bir gerçek var ki:bulunduğu ortam,çevre nedeniyle yaptığı şeyin sonucunun zina olduğunu bilmeyen,yani bu hakikatler öğretilmemiş olup,muhalefet ettiği için değil,bilmediği için bu duruma düşenlerde var....ama böyle doğru olan anlatıldığı halde,hala ötenler..onlara bişey demiyorum.......ne halleri varsa,ne belaları varsa bulsunlarrrrrrrrrrrr

24.12.2012 - (yusuf a.s)

Re: @Asrın bedbaht genç kızına...

Bence bu yazı da ciddi eksikler var,Efendimiz(sav) kendisini öldürme amacı taşıyanlara bile belki mümin olurlar düşüncesiyle hoş görüşü yaklaşmışlardır ki burada yanlışlar yapmış pişmanlık yaşamış birisi dua istediğinde ne edilen duanın hayrını kendimizden bilmeliyiz ne de bunun kişilerin elinde alıp verebileceği bir kuvvet olduğunu.Allah(cc) herkese Hidayet versin inşallah ama nefse uyup da yanlış yapanları yine nefse uyup kınamaktan da bizi korusun hata yapmak kötüdür ama dönmek isteyene çelme takmak da iyi değil hele ki müslümanız diyorsak.

03.11.2012 - Zehirliok Ziyaretçisi

Re: Re: @Asrın bedbaht genç kızına...

Nefsine uyup burada dua isteyen kimseyi yadırgamıyoruz. Hakaret eden birine verilen makul bir cevaptı bu. Diyalogu iyi takip edin. Kim kime ne yazmış diye. AEO

11.06.2013 - Vird-i Zeban

CVP:peki, aşk nedir?

Her kültüre göre AŞK ve SEVGİ anlayışı değişebilir. İslam Kültürü ile SEKÜLER kültürü birbirine karıştırmamak gerekir.

Sizin bahsettiğiniz, tanışıp, gezip dolaşıp öpüşüp koklaşıp yaşanan olaya SEKÜLER kültürde aşk denebilir fakat islam kültüründe ZİNA denmektedir. ya da zina giden yol.. Seküler kültürün çarkında yoğrulmuş gençlere şöyle bir gözlemleyiniz. ilköğretim başlıyor aşkları, lisede zirveye çıkıyor.. Üniversite yıllarında meyvalar veriyor.. 3 kademeli eğitim dalında en az 3 farklı sevgili ile AŞK İLİŞKİSİ (ZİNA) yaşanıyor.. Dersane.. KPSS hazırlık vs bunlar haric.. ve seküler kültürde cinsel ilişki olması gereken olgu..

ANCAK islam kültürünün hayat anlayışı felsefesi dünyaya bakışı tamamen farklı.. O kültürü anlayabilmek için önce yaşamak gerekir.. Yaşanmadan "görücü usulü" konuşmuş olursunuz.. gördük sandıklarınızı konuşursunuz.. Sen hangi sistemin parçasıysan o sistemi o kültürü daha makul göreceksinizdir..

04.02.2012 - sistem

esselemun aleykum

esselemun aleykum arkadaşlar.ben bir şey paylaşmak istiyorum ben bir şey okumuştum ondan sonra
bu durumu yendim allah'ın izniyle.içimizde bu durumu yaşarken iki sesin olduğu sesin birisi şeytan ve nefis olduğu birisi meleki bir ses olduğu,şeytan ve nefsimiz bu işi yapmamızı söylerken,meleki ses yapmamamızı söylüyor,şimdi biz bu iki ses arasın da kalıyoruz,işte bu incecik bir çizgi üzerinde rabbim bizi sınıyor,bu durum aynen şöyle gerçekleşiyor,rabbim bizim akli irademizi selbest bıraktı verecegimiz karara göre ya iyiliği,ya kötülüğü yaratıyor.şimdi irademizi kullanıp eğer o incecik çizgide o iki sesten olan birisi meleki ses
fıtratımızda olan diğeri nefs,burda meleki sesi dinleyip bunu yapmazsak,işte o zaman koruyucu
bir melek göderip şeytandan ve nefsimizden bizi koruma altına alıyor,tabi bunu irademizi kesin belli ettikten sonra koruma altına alıyor,ve buna inanın o andan itibaren ne nefsin nede şey tanın sesi gelmiyor.melek koruma altına alınca allah'ın izniyle onlar da çekip gidiyor.
peki ikinci sesi dinleyince yani nefsi ve şeytanın süslerini o zaman nasıl oluyor,irademizi
nefsden ve şeytandan yana kullandığımız için allah koruma altına gönderdiği meleği geri çağırıyor ve biz artık bu yoldan çıkamıyoruz.çünkü kendimizi nefs ve şeytanın emrine vermiş oluyoruz.allah'ın yardımı da bizden gitmiş oluyor.kardeşlerim bunu deneyin bu iki sesden birisi yapmayı birisi yapmamayı söylüyor.unutmayın yapmamayı söyleyen ses kuruyucu melektir,sizi korumak için iradedinizi ondan yana kullanmanız için söylüyor.yapmayı söyleyen de nefs'dir.hangini secerseniz o sizi koruma altına alır.Allah şimdiden hepimize her konu da meleki sesi dinlememiz için bize yardım etsin.esselemun aleykum.

28.09.2011 - ahmet1

bu siteye girdikten sonra

bu siteye girdikten sonra tüm düşünce yapım değişti.karar verdim gözümde ve inşallah rabbim katında eşim gördüğüm insanla da konuşup sonra da nikah edebileceğimiz vakte kadar görüşmecem. çünkü ben onun yanmasına göz yumamayacak kadar çok seviyorum onu.. kıyamam ben ona.dayanamam onun benim yüzümden yanmasına ..evet özlem ateşi çok yakıyo ama geçici inmşallah. rabbim derinden seven herkesi kavuştursun.çok acı.allahım burnumdan alevler çıkıyo sanki sen büyüksün sen bizi önce affet sonra sabır ver ve bir an evvel kavuştur.amiiin!

14.09.2011 - aynen

çıkar yol arıyorum

merhaba arkadaşlar ben siteye yeni katıldım yazılanlar çok hoşuma giitti.ve bu siteye katılan herkesin müslüman kardeşinin derdiyle dertlenecek müslümanlar olduğuna eminim. bu yüzden ben de üye olup sıkıntımı sizinle paylaşmak istiyorum. benim derdim de çağımızın daha doğrusu insanlığın en önemli sorunu. ben 22 yaşında ünv. okuyorum.bir erkek arkadaşım var. ikimiz de aynı okuldayız. erkek arkadaşımla ikimizde namazlarımızı kılıyoruz manevi anlamda birbirimize çok faydamız oldu birbirimizi doğruya hakka ulaştırmak adına. zaten ilk başta da birbirimizin manevi anlamda düşünce ve tutumlarına aşık olduk. ben önceden sabah namazlarına kalkamıyodum onunla çıkmaya başlayalı çok nadirdir kaçırdığım.böyle güzel gelişmeler olunca daha da arttı birbirimize sevgimiz. fakat hersey bu kadar masum ve güzel değil malesef:( ateşle barut yanyana durmuyo. biz de zamanla birbirimize yakınlaştık bu ilişki boyutunda değil fakat yanyana geliyoruz ister istemez yakınlaşıyoruz. sonra çok pişman oluyoruz. tövbe ediyoruz fakat bi süre sonra yine nefsimize tutsak oluyoruz. bu acizlik bi türlü yakamızı bırakmıyo. gerçekten çok ızdırap çekiyorum çok tövbe ettim kaç gece namaz kılıp dua ettim Yaradana fakat her seferinde tekrar başa dönüyoruz. hatta sırf bu yüzden görüşmeme kararı bile aldık ama ona da sadık kalamadık. insan nefsi gerçekten çok güçlü biz de bir o kadar aciz. bu dini anlamda zayıflıktan kaynaklanıyor ebette imanımız kuvvetli olsa bu duruma düşmeyiz. ama o nasıl olacak bu durumdan nasıl kurtulacağız bilmiyorum. aslında bir an önce evlenmek istiyoruz fakat okulumuz bitmeden mümkün gözükmüyo. rabbimden gerçekten çok korkuyorum yaptığımın çok büyük günah olduğunun farkındayım en çok da rabbimin sevgisini kaybetmekten korkuyorum çünkü bu zamana kadar elimden geldiğince rabbimin isteklerine uydum yasaklarından kaçındım beşinci sınıfta namaza başladım altıncı sınıfta kapandım o günden beri bu konuda elimden geldiğince taviz vermiyorum rabbimin sevgisini rızasını kazanmak için uğraşıyorum şimdi böyle basit ve nefsani bir konudan onun sevgisini, rızasını kaybetmek istemiyorum.sizden bana yardımcı olmanızı bekliyorum çünkü biliyorum ki manevi anlamda yetersizlik bu hataya düşmemde asıl sebep lütfen bildiklerinizi paylaşın ve bize dua edin . rabbim bize tüm Muhammed ümmetiyle birlikte kurtuluş nasip etsin inş. müminin mümin için yaptığı dua çok önemli lütfen dua edin.

16.05.2010 - derman244

Konular