12 Ocak 2007 tarihli konular

Giriş

  • katip

Tevhid kelimesini kullarına sığmak, Beyt-i Atik'i (Kâbeyi) müracaat merkezi yapan Allah'a hamdolsun!. O Allah ki, fazl ve şeref yönünden Beyt-i Atik'i kendi zatına nisbet etmiştir. O Beyt-i Atik'i ziyaret etmeyi, kulu ile azap arasına bir perde olarak germiş ve kalkan yapmıştır.

Rahmet peygamberi ve ümmetin efendisi Hz. Muhammed'e, halkın efendileri, hakkın öncüleri olan âline ve ashâbına salât ve selâm olsun!

Hac, İslâm'ın rükûn ve esaslarından biri, ömrün ibadeti, işlerin sonu ve İslâm'ın tamamı, dinin kemâlidir.
Bugün sizin için dininizi kemâle erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı seçtim.

Haccın Fazileti

  • katip

Bütün insanlara haccı ilan et. Gerek yaya olarak, gerek her uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.
(Hac/27)
Katâde şöyle der: Allah Teâlâ, kulu ve peygamberi Hz. İbrahim'e, bütün insanlara haccı ilân etmesi emrini verdiğinde, Hz. İbrahim (a.s) şöyle bir çağrıya başladı: 'Ey İnsanlar! Allah Teâlâ bir beyt binâ ettirdi. Onu ziyaret edin!'
Allah Teâlâ hacca gelmenin hikmetini ise şöyle beyan etmektedir:
(Gelsinler) ki kendileri için birtakım faydaları görsünler...
(Hac/28)

Bazı âlimler bu ibareden hac mevsimindeki ticaret ile âhiretteki ecrin kastedildiğini söylemişlerdir.

Dinledğiniz ve bildiğiniz tasavvuf müziği

  • hanova

SELAMUN ALEYKÜM . Dinlediğiniz tasavvuf sanatçılarını ben ve okuyanlar ile paylaşır iseniz ALLAH RAZI OLSUN derim . Hoşuma giden bir kaç santçı var (Yusuf İslam ,Sami Yusuf , Mercan dede) daha çok ney ve vurmalı sazların olduğu zikir ve dinlendirici ilahiler hoşuma gidiyor . Paylaşır iseniz çok memnun olurum . ALLAH paylaşmayan kardeşlerimizden de razı olsun tabiki .

Giriş

  • Gülmira

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adı ile başlarız. Hamd Allah'a mahsustur. O, Allah ki, kullarına, peygamber gönderip Kitab'ı indirmiştir. O kitâb ki hakkında 'Ona ne önünden, ne ardından (hiçbir suretle) bâtıl yaklaşamaz, o herkes tarafından öğülen ve hikmet sâhibi olan Allah tarafından indirilmedir' (Fussılet/42) ayeti vârid olmuştur.

Öyle ki; ondaki kıssa ve haberler sayesinde düşünenler için ibret yolu oldukça genişlemiştir. Yine o kitabda tafsilatıyla beyân edilen ahkâm sayesinde dosdoğru yolda nasıl gidileceği, herkese bâriz bir şekilde görünmüştür. O kitâb, helâl ile harâmı ayırdı. Bu bakımdan o kitâb, ziyâ ve nurdur. O kitabın sayesinde insanoğlu gururundan kurtulur. O kitabda kalb(in mânevî) hastalıklarının şifası vardır. O kitaba muhalefet eden herhangi bir kaynaktan ilim arayanları, Allah Teâlâ dalâlete götürür. O kitâb Allah'ın kopmaz ipidir, apaçık nurdur. En sağlam kulpu ve insanı hedefine yetiştirici en sağlam tutanağıdır. O kitâb, azı çoğu, küçüğü büyüğü, kısacası bütün hakikati kendinde toplayan bir kitabdır. O kitabın içindeki hikmetler bitmez ve tükenmez...

Kur'an'ın Fazileti

  • Gülmira

Hadîsler
Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Kim Kur'an'ı okuduktan sonra herhangi bir kimsenin kendisine verilen nimetten daha üstün bir nimete sahip olduğunu düşünürse, muhakkak o, Allah Teâlâ'nın bü yüttüğü nimeti küçümsemiş olur.1

Hiçbir şefaatçı yoktur ki, Allah nezdinde mertebesi Kur'an'ın mertebesinden daha efdal ve üstün olsun. Ne peygamberlerin, ne melek ve ne de başkasının, (yani en büyük şefaatçı Kur'an'dır).2


Eğer Kur'ân bir deride bulunursa, ateş o deriyi yakmaz.3

Ümmetimin en üstün ibadeti, Kur'ân okumaktır.4

Gafletle Kur'ân Okuyanların Zemmi

  • Gülmira

Enes b. Mâlik (r.â) şöyle der: 'Kur'ân okuyan çok kimseler vardır ki Kur'ân onlara lânet eder'.

Meysere el-Eşcâî şöyle demiştir: 'Asıl garip olan, fâcirin ezberindeki Kur'an'dır'.

Ebû Süleyman ed-Dârânî der ki: 'Zebaniler, putperestlerden önce (veya putperesti tutmasından daha şiddetli) Allah'a isyan eden Kur'ân okuyucularını tutup azaba çekerler!'

Bazı âlimler de şöyle demiştir: Âdemoğlu Kur'an'ı okuduktan sonra günah ile karışık hareketlerde bulunursa, sonra dönüp yine de Kur'an'ı okursa, kendisine (Allah tarafından) denilir ki: 'Sen nerede, benim kelâmım nerede?'

Kur'ân Okumanın Zâhirî Adabı

  • Gülmira

Bu edebler on tanedir:
I. Kur'ân Okuyucusunun Hâli
Kur'ân okuyan abdestli olmalı, edebli ve sâkin bir şekilde durmalı. İster ayakta isterse oturarak kıbleye yönelmelidir. Başını önüne eğmeli, bağdaş kurarak veya yaslanarak oturmamalıdır. Aynı zamanda mütekebbir bir şekilde de oturmamalıdır. Hocasının huzurunda iken nasıl oturması gerekiyorsa, tek başına Kur'ân okurken de aynen o şekilde oturması uygundur. Kur'ân okumak için, en faziletli ve uygun hâl, namazda ayakta iken ve camide okumaktır. Amellerin en faziletlisi bu şekilde okumaktır. Eğer yatağında uzandığı ve abdestsiz olduğu halde ezberinden Kur'ân okursa, yine fazileti varsa da, ayakta iken, namazda ve camide okuması kadar fazileti yoktur.

Kur'an'dan Okunacak Miktar

  • Gülmira

Kur'ân okuyucularının uzun veya kısa okumak hususunda çeşitli âdetleri vardır; Kur'ân okuyucularından bazıları bir gün, bir gecede Kur'an'ı bir defa, bazıları iki defa, hatta bazıları üç defa hatmetmeye kadar ileri götürürler.

Bazı Kur'ân okuyucuları da ayda bir defa hatmederler. Fakat takdirleri hususunda başvurulan en sağlam kaynak Hz.

Peygamberin (s.a) şu hadîsi şerifidir:
Kim üç günden az bir müddette Kur'an'ı okuyup hatmederse o Kur'an'ın mânâsını anlamamıştır.16

Bunun hikmeti şudur: Çünkü üç günden az bir müddette Kur'an'ı hatmetmek hevesine kapılmak, tertil (kelimelerin üzerine basa basa, harflerin hakkını vere vere okumak) ile okumaya mânidir. Aynı mânânın Hz. Aişe'den de vârid olduğunu görmekteyiz.

Beyt'in (kâbe'nin) ve Mekke'nin fazileti

  • katip

Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Allah Teâlâ bu Beyt' e öyle bir va'dde bulunmuştur ki, her sene bu Beyt'i altıyüzbin kişi ziyaret eder. Eğer altıyüzbin kişiden az gelirse meleklerle tamamlar. Kâbe, mahşer gününde telli duvaklı gelin gibi haşr olunur. Kendisini dünyada ziyaret edenlerin hepsi perdelerine yapışmış bir halde beraberinde yürürler. Kâbe kendisi cennete girip onları da beraber cennete sokuncaya kadar yürür.14

Hacer'ul-Esved, cennetin yâkut taşlarından bir yâkuttur. Kıyâmet gününde haşrolunur. Görür iki gözü ve konuşur dili vardır. Hak ve doğrulukla kendisini dünyada istilâm (öpmek veya el sürmek) edenlerin lehinde şehadet eder.15

Mekke'de Oturmanın Fazileti ve Kerâheti

  • katip

İhtiyatlı davranan ve Mekke-i Mükerreme'deki ikameti mahzurlu gören âlimler, bunu üç sebepten mahzurlu görürler:
1. Usanç gelme korkusu ve beyte karşı olan aşkın azalmasıdır.
Zira her ikisi de Kâbe-i Muazzama'ya karşı olan kalp sevgisinin
azalmasına vesile olabilir. Hz. Ömer (r.a), hac mevsimi bittikten sonra hacılara şöyle derdi:'Ey Yemenliler! Yemeninize, Ey Şamlılar! Şamınıza, Ey Iraklılar! Irakınıza gidin'.

Yine bu hikmete binaen, halkı çokça tavâf etmekten menetmeyi düşünüyor ve diyordu ki: 'Çok tavâf etmek sûretiyle bu Kâbe'nin hürmetine halel getirmelerinden korkuyorum'.

Medine-i Münevvere'nin Fazileti

  • katip

Mekke'den sonra Medine'den daha üstün bir belde yoktur. Medine'de yapılan ibâdetler de kat kat olarak kabul olunur.

Çünkü Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Benim bu mescidimde bir namaz, Mescid-i Haram hâriç, diğer mescidlerde kılınan bin namazdan daha efdaldir.26

İşte böylece Medine'de yapılan her hayırlı iş başka yerlerde yapılan bin hayırlı işe bedeldir, Hz. Peygamberin Medine'sinden sonra fazilet bakımından Kudüs-i Şerîf gelir. Kudüs-i Şerifte kılınan bir namaz, Mescid-i Haram ve Medine hâriç, diğer yerlerde kılınan beşyüz namaza bedeldir. Diğer amellerde de durum böyledir.

Velilerin Kabirlerini (Meşhedleri) Ziyaret

  • katip

Bazı alimler, bu hadîs-i şerifle istidlâl ederek meşhedlerin, âlim ve sâlihlerin kabirlerini ziyaret etmeyi menetmeye taraftar görünmüşlerdir. Fakat bana göre bu hadîsten böyle bir anlam çıkmamaktadır. Aksine âlimlerin ve sâlihlerin kabirlerini ziyaret etmek emredilmiştir.

Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmaktadır:
Sizi kabir ziyaretinden daha önce menetmiştim. Fakat kabirleri ziyaret ediniz. Yalnız hecr (dine aykırı) konuşmayınız.31

Yukarıdaki hadîs, sadece mescidler hakkında söylenmiştir. Meşhed kelimesi, hiçbir zaman mescid mânâsında değildir. Çünkü bu üç mescid (Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ) dışında yeryüzünde bulunan diğer bütün mescidler fazilet hususunda eşittir. Hiçbir İslâm beldesi yoktur ki, orada bir mescid bulunmasın. Bu bakımdan memleketinde mescid bulunan bir kimsenin başka bir memleketteki mescidi ziyaret etmesinde hiçbir mânâ yoktur. Meşhedlere gelince, onlar, hiçbir zaman eşit olmazlar. Onların ziyaretinden elde edilen bereket, kabir sahiplerinin derecelerine göredir.

Haccın farz olmasının şartları, rükûn ve farzlarının sıhhati ve mahzurları

  • katip

Haccın Şartları
Haccın sahih olması için, iki şart lâzımdır:
a) Vakit (hac mevsimi)
b) İslâmiyet (hacca gidenin müslüman olması)

Bu bakımdan, bülûğ çağma gelmemiş çocuğun haccı sahihtir. Eğer aklı eriyorsa, bizzat ihrama girebilir. Eğer aklı ermiyorsa, velisi onun yerine ihrama girer ve haccın tavâf (ziyaret), sa'y ve sâir menâsiklerini normal olarak kendisine yaptırır.

Haccın vakti ise, Şevval, Zilkade ve Zilhicce 'nin onuna kadardır. Dokuzuncu gün, kurban bayramının şafağına kadar devam eder. Bu bakımdan kim ki, bu müddetin haricinde hac için ihrama girerse onun yaptığı, hac değil umre sayılır. Senenin bütün ayları umre vaktidir. Fakat Minâ günlerinde haccın ibâdetiyle meşgul olan bir kimsenin umre için ihrama girmesi uygun değildir. Çünkü böyle bir kimse umre için ihrama girdiği takdirde Minâ'dahi haccın cemreleriyle meşgul olduğundan umrenin işleriyle meşgul olma imkânından mahrumdur.

Haccın Rükûnları

  • katip

Şu rükûnlar olmadan hac sahîh olamaz. Bu rükûnlar beş tanedir:
1. İhrama girmek
2. Bayram gününden itibaren Kâbeyi yedi defa ziyaret etmek
3. Bu ziyaretten sonra Safa ile Merve arasında yedi defa sa'y yapmak
4. Arafat'da. vakfeye durmak
5. Arafat vakfesinden sonra traş olmak Arafat'ta vakfeye durmak hâriç bütün bu rükûnler, Umre'de de lâzımdırlar.

Terkedildiğinde kurban kesmeyi gerektiren vacibler altı tanedir:
1. Mîkatta (belirli yerlerde) ihrama girmek. İhrama girmeden
o belirli yerleri geçenin bir koyun kesmesi gerekir.
2. Cemrelere taş atmak. Buraya taş atmayı terketmek bir kavle

Hac ve Umre'nin Eda Şekilleri

  • katip

Hac ve Umrenin edâ şekilleri üç tanedir.
1. Hacc-ı İfrad
Hacc-ı İfrad, hacların en faziletlisidir. Keyfiyeti şöyledir: Sadece hacca niyet eder ve umreden evvel haccı yapar. Ne zaman ki haccı bitirirse, harem sınırının dışına çıkarak Hıll arazisinde ikinci kez ihrama girip umreye başlar. Umre ihramına girmek için Hıll arazisinin en faziletlisi Cir'ane mevkiidir. Sonra Tenîm'dir. Daha sonra Hudeybiye'dir. Hacc-ı İfrad'a niyet eden bir kişinin kurban kesmesi farz değildir. Ancak sünnet kurbanı kesebilir.

2. Hacc-ı Kıran
Hacc-ı Kıran'ın keyfiyeti şöyledir: Kişi Hac ile Umre'yi bir araya getirip şöyle der: 'Ey Allahım! Hac ve umreye birden başlamak sûretiyle senin hizmetine giriyorum'.