Medine-i Münevvere'nin Fazileti

Mekke'den sonra Medine'den daha üstün bir belde yoktur. Medine'de yapılan ibâdetler de kat kat olarak kabul olunur.

Çünkü Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Benim bu mescidimde bir namaz, Mescid-i Haram hâriç, diğer mescidlerde kılınan bin namazdan daha efdaldir.26

İşte böylece Medine'de yapılan her hayırlı iş başka yerlerde yapılan bin hayırlı işe bedeldir, Hz. Peygamberin Medine'sinden sonra fazilet bakımından Kudüs-i Şerîf gelir. Kudüs-i Şerifte kılınan bir namaz, Mescid-i Haram ve Medine hâriç, diğer yerlerde kılınan beşyüz namaza bedeldir. Diğer amellerde de durum böyledir.

İbn Abbas (r.a) Hz. Peygamber'den şu hadîsi rivayet etmektedir:
Medine mescidinde kılınan bir namaz, onbin namaza, Mescid-i Aksâ'da kılınan bir namaz bin namaza, Mescid-i Haram'da kılınan bir namaz da yüzbin namaza bedeldir.27

Medine'nin şiddetine ve sıkıntısına tahammül eden bir kimse için, ben kıyâmet gününde şefaatçı olurum.28

Medine'de ölmeye gücü yeten (yani ikamet etmek isteyen) Medine'de ölsün. Çünkü Medine'de ölen herkes için kıyâmet gününde şefaatçiyim ben...29

Bu üç bölgeden başka bütün yeryüzü ikamet için eşittir. Ancak İslâm devletinin sınırlarında ikamet etmek, bu hükmün dışında kalır. Hududları beklemek için, sınırlarda ikamet etmekte de büyük bir fazilet vardır.

Nitekim Hz. Peygamber (s.a) bu hükmü belirtmek gayesiyle şöyle buyurmaktadır:

Ziyâret amacıyla ancak üç mescide kafileler tertib edilebilir: 1) Mescid-i Haram, 2) Şu (Medine'deki) mescidim, 3) Mescid
i Aksâ.30



26) Müslim ve Buharî, (Ebu Hüreyre'den)
27) İmam Irâkî, bu hadîsin 'garib' olduğunu kaydeder.
28) Müslim, (Ebu Hüreyre, İbn Ömer ve Ebu Said'den)
29) Tirmizî ve İbn Mâce, (İbn Ömer'den) Tirmizî'ye göre 'hadîs-i hasen'dir.
30) Müslim ve Buharî, (Ebu Hüreyre ve Ebu Said'den)