Tek Çarenin Dua Etmek Olduğu Zaman Dilimleri

Öyle zaman dilimlerimiz olur ki o anda yapacak hiçbir şeyimiz olmaz. Öyle zaman dilimlerimiz olur ki, bizi bu halden Allahtan başkası kurtaramaz deriz.Öyle zaman dilimlerimiz olur ki, bütün sebepler sukut eder, bütün görünen kudretler ve güçler aciz kalır.Bütün güvendiğimiz kesimler gruplar ve iktidarlar devre dışı kalır. Bize Allahtan başkası yardım edemez deriz. Bazen bir koma hali olur doktorlar tek ümidimiz dua etmek ve Allah der. Bazen Bir hastalık gelir bütün doktorlar aciz kalıp tek ümidimiz tek çare Allah der. Öyle zaman dilimleri gelir ki, sesimizi duyanların acizliği, fakirliği, zaifliği yüzünden bize yardım edemezler, bizler tek çare Allah deriz.Öyle zaman dilimleri olur ki, eller kollar bağlanır.Kimselerin elinden bir şey gelmez.Öyle bir zaman gelir ki, dünyanın en büyük orduları kuvvetleri balistik füzeleri gelse de kalbe konan bir kanser virüsünü kaldırmaya gücü yetmez insan kudreti sonsuz ilmi iradesi rahmeti sonsuz olan Allaha dayanır tek çare sensin der.O hastalıktan kurtulur.Öyle zaman dilimi olur ki, tıbbın çaresizliği boyun eğmesi karşısında bütün umutlar duaya Allaha kalır. Bütün güçler bilimler, ilimler, bilgiler sukut eder, kudret konuşur. Dua devreye girer. Ölmesi ve veya felç olmasına kesin gözü ile bakılan hastalar mağdurlar iyi olup dua sayesinde ayağa kalkar. Bu mucizenin Allahtan geldiğine herkes kanaat getirir.

Zorluk, sıkıntı, musibet anında bütün sebeplerin sukut edip aleyhine döndüğü bir zamanda tek çare dua olduğunun farkına varan Yunus Aleyhisselam’ı denizin dibinde yunus balığının karnından kurtaran yine onun tek çare gördüğü münacat ve duası olmuştur. Bütün sebeplerin sukut ettiği zamanlarda tek çare ve kurtuluş dua olduğunu bilen Hz İbrahim’i nemrutun ateşinden kurtaran yine onun dua ve münacatı olmuştur. Tek çare ve kurtuluş dua olduğunu bilen Hz Musa’yı firavunun belasından kurtarıp kılı denizi yardırıp karşı geçirip firavunu geberten yine duası olmuştur.

Hayatın öyle zaman dilimleri oluyor ki, hangi milleten dinden toplumdan olursa olsun insanoğlu acizlikten, çaresizlikten, zayıflıktan, fakirlikten gelen hallerden dolayı ister istemez kendi rabbine veya ilahına yönelip ondan medet umarak dua etmek zorunda kalır. Eli, kudreti, ömrü, ilmi, iradesi kısa zaif olan insanoğlu kudret eli, kudreti ,ilmi ,rahmeti ve iradesi büyük olan yaratıcıya, tanrıya veya ilaha sığınmak ,dayanmak ve müracaat etmek zorunda kalıyor ve kalacaktır. Yağmur yağmazsa yada yağıp durmazsa, kar yağsa ve günlerce durmazsa, fırtına ve dolular her gün yağsa yada başlara taşlar yağsa insanların yapacağı hiçbir şey olmayacağı için ister istemez yağmursuzluk için yada durması için yada kasırgaların fırtınaların durması için her millet ister istemez tek çare olarak kendi inanç perspektifine göre tanrısına, rabbine veya ilahına yalvaracak rabbine veya tanrısına boyun eğip yardım isteyecektir. Lisanî duası yaratıcı hakkında yanlış itikat içerisinde olsa bile fıtri ve ızdırarı duası kabul olacak. Çünkü vicdanen biliyor ki, o zararları musibetleri giderecek ortadan kaldıracak bir kudreti gücü yoktur. Sözü yağmurlara, göktaşlarına, dolulara ve rüzgarlara geçmeyeceği için çaresiz boyun eğecek tek çare Allahtan yardım istemek olduğunu bilecektir.

Evet farz edelim dünyaya bir kuyruklu yıldız gelip çarpacağını bilim adamları ve gözlemciler insanlara söylediler. Bu musibet karşısında insanların hepsi, ilimleri, kuvvetleri, güçleri toplansa hiçbir şey yapamayacakları aşikar olarak ortada değil midir.Hıristiyan’ı Yahudi’si Müslüman’ı kafiri ,zalimi,zengini,kralı veya sultanı ve öteki bütün milletlerin tek çaresi vardır dua etmek.Bize göre Allahtan onlara göre tanrıdan yardım istemektir.Binlerce on binlerce füzeler gönderilse dünya büyüklüğünde olan bir kuyruklu yıldızı veya göktaşını dünyaya çarpmasına mani olamazlar.Bunun farkında olan dünyanın en güçlü ülkesinin uzay dairesi başkanı dünyaya çarpma ihtimali olan bir yıldız için tek çare tanrıya dua etmektir diyerek acizliğini göstermiştir.

Acaba ruhunda ebedi yaşama, ebedi genç güzel kalma, ebedi mutlu olma, arzusu taşıyan bir insan yada insanların bu isteklerini verecek kaç tane kesim merci vardır.Asla ve kat-i olarak hiç kimse insanların bu arzu ve hayal ve isteklerin ona temin edemez.Etseler şu dünya da kısa olarak geçici olarak ancak temin edebilirler.Yine sonu ölüm olacak yine göçmek olacak yine kabre girmek olacaktır.Ebedi ,sonsuz, daimi olarak insanların isteklerini asla gerçekleştiremezler.

İşte insanların aciz kaldığı ilimlerinin kudretlerinin yetmediği burada devreye kudreti hikmeti ilmi iradesi sonsuz olan Allah giriyor.İnsanın bütün arzularını hayallerini emellerini gerçekleştirmeye gücü yetecek olan zat giriyor.Bu acziyet insanları ister istemez Allaha yönlendirip bu isteklerini ondan istemeye, tek çare o zatı görmeye itiyor.Hem dünyalık hem uhrevi olarak insanların istediklerini verecek olan sadece o zat olabilir.Bütün yıldızları galaksileri hayatı veren zat olabilir.Her şeyin dizginleri elinde olan, her şeyin anahtarı yanında olan bir zat olabilir.Bu zatı tanıyan ,bilen, boyun eğen iki dünyada muratlarını ihtiyaçlarını giderir.Ruh ve kalbinin ızdıraplarını giderir.Aczine karşılık bir kudret fakrına karşılık bir dayanak noktası ve medet bulur.Bu bulunan ganimetler ve nimetler ve kıymetler iman edip rabbine itimat edip bütün her şeyi ondan isteyip melce dayanak çare olarak onu görüp ona dayanmak ile olur.Bütün fani mahbuplara değil milyonlara köle olup boyun eğip temellük etmek ile değil bir olan zata köle olup ona boyun eğip ona itaat edip her şeyi ondan istek ile olur.Böyle olunca insan kainata dilencilik etmekten onlara boyun eğmekten kurtulur.

Eğer isteklerimizi sonsuz ve ebedi ise o zaman ölümden sonraki hayat için tek çare Allah tır.Hayatta ki mutluluk ve saadet için de tek çare ve sığınak Allah tır.Ebedi saadet mutluluk rahatlık için tek çare Allah tır.Amansız çaresiz felaketler hastalıklar için tek çare Allah tır.Gerçekleşmesinden ümit kesilen bir işin hayırla neticelenmesi için tek çare Allah ve ona dua etmektir.Zorlukların ,sıkıntıların, felaketlerin, acıların, sorunların çözümü için çare dua ve Allah tır.Bütün zorlukları açacak kapı da kolay olanları da açacak anahtar da duadır.Bütün sıkıntıları belaları felaketleri kara bulutları dağıtacak güç ve kuvvet de duadır.Zalimin zulmünü, kafirin küfrünü, hainin ihanetini giderecek yine dua ve Allah tır.

Dua sayesinde öyle mucizelere, müjdelere, kurtuluşlara eren insanlar vardır anlatılsa ciltler dolusu kitap eder.Duanın sırrını ,karşılığını ve neticelerini acayip bir şekilde gören ve duaların esrarlarına eren o kadar insanlar var ki, anlatsalar ciltler dolusu kitap eder.Dualar sayesinde imkansızlıkların çaresizliklerin nasıl imkana çareye dönüştü anlatılsa ciltler dolusu kitap olur.Duaların gücünü, duaların büyüklüğünün, duaların tesirini, ne kadar işleri tılsımları çözdüğü anlatılsa ciltler dolusu kitap eder.Herkesin etrafında yaşanmış dua mucizeleri vardır.Dua neticesi olmayacakların olduğuna şahitlikleri vardır.Dua sonucu erinen mertebeler, kuvvetler, kudretler, iktidarlar ve saadetler anlatılsa ciltler dolusu kitap eder.

Fıtri bir tepki, fıtri bir meyelan, aciz ve fakirlikten gelen bir niyaz, tazarru, yalvarış ve yardım isteme hali olan dua, inanan inanmayan, zalim, kral ,kafir herkesin gizlice açıkça istemeden isteyerek başvurduğu bir güçtür.En dinsiz adam dahi zorda, sıkıntıda, çıkmazda olduğu zaman fıtrattan gelen bir hal ile dua etmeye gizlice yalvarmaya bir güçten yardım istemeye başlar.Bir kuvvetin kudretin kendisini gördüğünü, gözettiğini ,yardım edeceğini bilir.Yıldızları galaksileri ve mevsimleri getiren götüren, mahlukatı öldüren dirilten ,rızıkları gönderen her şeyi kudretine boyun eğdiren birisi olduğunu bilir ve ister istemez fıtri olarak ona gizlice münacat eder yalvarıp yardım ister.

Demek dua fıtridir.Her halde gereklidir.Dua acizlik, fakirlik ve zaiflik gereğidir.Dua bazen bütün teknolojilerin, kuvvetlerin, güçlerin ve hükümlerin ve orduların üstünde bir kudrete güce, kuvvete ve yaptırıma sahiptir.Her şey sukut ettiğinde devreye girer.Herkesin aciz kaldığı işleri kudreti ilahiye adına gerçekleştirip neticelendirir.Rahmeti gösterir.

Allaha duanın had ve hesaba gelmez hasseleri faydaları gücü kuvveti etkisi var ise o halde duayı zorluk ve sıkıntı anları için değil her an her yerde istimal etmek için münacat edilmesi gerekir..Dua vasıtası ile duaları kabul eden zat ile irtibat bağ kurulacak.Ona bağlanılacak ondan gafil olunmayacaktır.Duanız olmazsa Allah katında ne ehemmiyetiniz olur.Ayetinin sırrıyla dua ile Allah katında bir ehemmiyet değer kazanmaya bakacağız.Duanın gücünden kuvvetinden kudretinden ve sırlarından her zaman hakkıyla istifade etmeye çalışacağız Aczimizi ve fakrımızı şefaatçi yapıp kudreti ilahiyeye rahmeti ilahiye dayanacağız.vesselam.16/01/2014.Tahkik.Org


Konular