DİŞİ HAYDAR DÜMENLER

DİŞİ HAYDAR DÜMEN'LER
29/09/2013


Fakir müslüman: Peygamberimiz çoğu gün sadece hurma yerdi.

Zenginleşince: Peygamberimiz şuan yaşasaydı jipe binerdi.

Bu ancak samimiyetsizliğin ürünü olan düşünsel evrimleşme bence her şeyi özetlemeye yetiyor. Yaşantı algıları, bakış açılarını etkiliyor.


Cinsellik bir sektör oldu. Oysa cinsellik mahremdir, kişiye özgüdür. Kadınlar Hz. Ayşe'ye sorarmış. Ne varmış bunların yazılıp çizilmesinde. Öyle diyor bazıları!

Çoğu mütedeyyin bilinen kişinin mantığı bu artık. Doğru sorarlarmış. Ama bilmem ne panayırında ulu orta değil. Ceylan derisine cinsellik mesajları yazıp haşa Kabe duvarına asarak değil. Mahrem yerlerde ve sınırlar dahilinde, bireysel olarak sorarlarmış. Buradaki sorular, "Bana cinselliği öğret, ben bilmiyorum ama sen çok iyi biliyorsun" türü sorular da değilmiş üstelik.

Cinselliğin herkes için geçerli olan mutlak doğruları yoktur. Sektör ise mutlak ölçüler dikte eder bize. Penisin ideal boyundan tutun bir ilişkinin haftada kaç sayıda olması gerektiğine, oradan ilişkide nelerin öncelikli ve önemli olması gerektiğine kadar hepsini onlar önerir, onlar öğretir bize. Onlar olmasaydı biz bunları nereden öğrenebilirdik ki! Tarih boyunca milyonlarca insanın cinsel hayatı heba olup gitti bu yüzden. Bu eğitimciler olmadığı için!

Oysa cinsellik kişiye ve koşullara özgüdür. Bazen 3 ay ilişkiye girmediğiniz olur. Eşiniz askere gider, eşinizin annesi hasta olur vb. sebeplere bağlı olarak aylarca istek duymazsınız.

Hatta bazen soğursunuz, bazen yoğunlaşır cinselliğiniz, bazen azalır. Çünkü cinsellik daha çok psikolojik süreçlerin rol oynadığı bir yaşantıdır ve pek çok şeyden etkilenebilme potansiyeline - doğasına sahiptir. Oysa önce dert üretip sonra onlardan nemalanan şeytani statükoya göre bu böyle olmamalıdır. Cinsellik çok önemlidir, herkes için geçerli belli kalıpları ve kuralları vardır ve bunlara mutlaka uymalıdır cinselliğiniz. Aksi halde sorun vardır sizde, hatta bu sorun evliliği bitirmenin bile meşru gerekçesi olacak kadar önemlidir. Çünkü peygamberimiz eşinizle şöyle ilişkiye girin bile demiş. Demek ki... Anlayış ve verilen temel mesaj budur!

Cinsellik havanın durumundan, az önce aldığınız bir haberden, biraz sonra gideceğiniz yerde sizi bekleyen arkadaşlarınızın olası sohbetinden bile etkilenebilir bazen. Moralinizden, başka birçok faktörden. Doğası bu kadar hassas ve kontrol edilemeyen harici faktörler üzerine kurulu olan, doğal olarak çalkantılı bir süreç izlemesi kaçınılmaz duran bir haz yaşantısını mutlaka belli bir düzeyde gitmesi gereken, gitmediğinde ise sorun anlamına gelen, en önemlisi de bir haz yaşantısına ihtiyaç diyerek (haz almak = ihtiyaç bunlara göre. Nefis çok kıymetli çünkü) bu paylaşımı evliliğin en temel şartı haline getiren dişi Haydar Dümenler milletin cinsel hayatlarını allak bullak ediyorlar.

Sözleri evlilikteki cinselliğeymiş! Cinselliği bu kadar önemli görürler, dahası bir haz yaşantısını ihtiyaç diye takdim ederler. Bekara, dula, evlenememiş olana gelince kalkar ve sabret derler! Şayet bu o kadar önemli bir ihtiyaç ise neden sabretsinler, niye sabretsinler, nasıl sabretsinler?

Sen evlilik cinselliğini evliliği bitirmeye meşru gerekçe olabilecek kadar önemli bir sorun olarak gör, bu yönde aşırı bir inanç, kabul, algı ve beklenti inşa et; sonra da bekarlara yahut boşanmışlara gelince ise sabret de!

"Ben edemem, hatta vefa, merhamet falan da dinlemem; gerekirse uğruna boşanırım bile ama sen sabret, çünkü sen bekarsın" de! Sana gelince ihtiyaç da ona gelince niye değil! "Evliye bidaha bekara ya sabır" dedikleri bu olsa gerek!

Beklentisi gerçek dışı olarak inşa edilen eğitimli yığınlarda bu yüzden cinsel memnuniyetsizlikler, geçimsizlikler ve boşanmalar artıyor.

Millet olması gerektiği gibi bir cinselliklerinin olmadığını düşünür hale getirilmiş. "Böyle olduktan sonra evliliğin fazla bir manası yok" şeklinde düşünme yönünde ikna edilmiş! Böylece evlilikleri sevgi, saygı, vefa, merhamet, çocuk, para, kariyer, rahatlık gibi hemen hemen herşey bulunduğu halde sırf cinsellikleri birilerinin öngördüğü ölçülerde değil diye adeta bir çileye dönüştürülmüş!

Elli yaşındaki kocasından yirmi yaşındaki kapasite bekleyen kadınlar (şayet cinsellik bir ihtiyaç ise niye beklemesinler ki, ölüden bile bekler insan bu durumda) mutlaka haftada iki - üç kere ve her seferinde büyük bir haz patlamasıyla sonlanması gereken bir ilişkiyi mutlak doğru zanneder hale getirilen zavallı eşler, karısını her saniye emrine amade bir cinsel partner olarak hayal edip de sürekli didişme yaşayan kocalar... Hepsi sureti hak elbisesi içerisinde cinsellik öğreten dişi Haydar Dümenlerin ürünü.

Suyu bile üfleyerek içecek kadar mütedeyyin olan ve benim de genel itibariyle çok takdir ettiğim ünlü bir yazar diyor ki: Sağlığında cinselliği iyi olmayan hastalığında çekilmez.

Anlayışa bakınız!

Yine yazı yazdığı siteye resmini koymayacak kadar dindar olan bir başkası ise toplumu cinsellik hakkında eğitme çalışması çerçevesinde şunu öneriyor:

Önce hafifçe öpün eşinizi!

Bunları yıllardır başkası yapıyor ve bu kesim hep ayıplıyordu, erotizm haram diyorlardı.

Bu anlayışın getirdiği müslüman tipolojisi ortada! Yıllarca Haydar Dümen'e karşı çıkanların fırsat ellerine geçince dişi Haydar Dümenliğe soyunmaları çok manidar.

İnsanların cinselliğini sömürmek moda. Karlı bir iş bu. Cinsel eğitim derler dururlar yıllardır. Cinsel eğitimin Batıyı getirdiği nokta ortada ama bunlar için bunun bir önemi yoktur. Onlara göre bu eğitimi kendileri gibi dindar kişiler verirse sorun çıkmaz! Onların elinde zehir bile bala dönüşür!

Oysa bu konuda bilinmeyen ne vardır! Cinsellik günümüzde mi keşfedildi.

Cinselliği bile aşırı teknik bir meseleye dönüştürdüler. Teknik diyecekler ki millete teknik öğretsinler. Kolay denilse, öyle yansıtılsa kim eğitimini ve terapisini almaya ihtiyaç duyar! Eski toplumlar bugünkü manada eğitimsizlerdi diye cinselliklerini heba mı etmişlerdi. Toplasanız on maddede özetlersiniz cinsel eğitim dedikleri bilgileri. Ama yok, bu onları kesmez. Uzun süre eğitim verilmelidir ki nemalansınlar.

İşin ilginci ise cinselliği en iyi uzun süre eğitim alanlar bilirler. Verdikleri cinsel eğitim mesajlarını demek ki kimsenin bilmediği çok orijinal şeyler olarak görüyorlar.

Oysa uzun süre cinsel eğitim almak evvela bu bakış körlüğünü düzeltebilmeliydi; milletin cinsel sorunlarından çok önce.

(Psikolog İzzet Güllü'nün yazısıdır.)


Konular