HAYATI BELDEN AŞAĞI DÜŞÜRÜP UÇKURA ENDEKSLEYEN MEDENİYET

Batının sefih medeniyetinin en mühim özelliği hayatı cinselliğe, zevke ve şehvete indirgemesidir. Belden aşağıya indirgenen bu hayatın her karesinde, her sözünde, her mesajında, film, sinema, tiyatro, sanat, edebiyatında hayvani ve nefsi bir yaşam tarzı meydana gelmiştir.
Tesis edilen bu belden aşağı medeniyette bütün sanayiler hep belden aşağı odaklı olmuş,hayatın lezzetini, zevkini, sefahatini ve mutluluğunu belden aşağıya bağlamışlar,bu zevk odaklı,lezzet odaklı,sefahet odaklı medeniyetin küçük zail,cismani,süfli lezzetleri yüzünden nice hakiki mutlulukların,daimi saadetlerin ,mühim zevklerin farkına varamamışlar,nice mutluluk adına,lezzet adına hayvanlık sınıfına girmişler,kalbin safi sevinçlerin,ruhun halis sürurlarını,alamamışlar,nice şirin nimetlerden mahrum kalmışlar,bu mahrumiyetin neticesi olarak divane başı bozuk sürüler yığınlar halini almışlar.

Maalesef şimdi bu belden aşağı medeniyetin sefahati ve zehri Müslümanlara da sirayet etmiş ,ellerindeki elmas hazineleri hükmünde olan değerleri ulviyetten sufliyete,helalden harama,,kulluktan isyana,doğru kaydırarak eldeki imani lezzetleri ,Kur-ani mesuduyitleri ,ruhani sürurları,ilmi edepleri ,zikri sükunetleri,elemsiz zevkleri, saadet hazinelerini ve mutluluk mücheverlerini bir kenara bıraktırıp batının hayvani,cismani,nefsani,behimi ve şeytanı zevklerinin avcısı,dilencisi,ve müşterisi yapmış..
Müslümanlar için hazcılık ,zevkçilik ve cinsellik öyle bir noktaya gelmiş ki lezzetleri elde etmek yada tatmak meselesi ibadetten,kulluktan,insanlıktan şükürden daha büyük bir mesele olmuş,cismani lezzetlerin tatmin olması için ruhun dami sürurlarından mutluluklarından vazgeçilmiş,nefsin tatmin olması için,kulluktan ibadetten vaz geçilmiş,küçük, zail,çürük lezzetler uğruna,Allahtan, peygamberden, imandan, ahiretten ve cennetten vazgeçilecek seviyeye gelinmiş..
Bu seviyesizlikle,vurdumduymazlığın ve neme lazımcılık bizi Allah’tan Peygamberden Kurandan,Ahiretten,İmandan ve islamdan vazgeçirecek seviyeye gelmiş, Bu değerlerimizi yok edecek zevklerimizin kaynağı menbaı nereden gelmiş diye bakmayı unutmuşuz..
Sevdiğimiz şeyleri Allah peygamber ve din mi bize sevdirmiş yoksa şeytan ve nefis mi hep göz ardı etmişiz,
Sevdiğimiz şeylerin helalliği, haramlığını ve şüpheli olup olmadığını araştırıp öğrenmez olmuşuz,
Sevdiğimiz ve müştak olduğumuz şeyleri din tasvir ediyor mu diye akletmeyi,fikretmeyi unutmuşuz.
Sevdiğimiz şeylerin kaynağı İslam mı ,yoksa batıdan mı bize geçmiş umursamaz olmuşuz,
Sevdiğimiz şeyler Allahın kitabı Kur-anda var mı?. Peygamberin sünnetinden varmıdır,hayatında uygulamışmıdır merakı ve sadakatini yitirmişiz,
Sevdiğimiz şeyler bizim amellerimizi götürür mü.,bizi harama itiyormu,bizi şüpheli şeylere sevkediyor mu kaygısını gereksiz görmüşüz.
Sevdiğimiz şeyler bizi insanlıktan,imandan islamdan çıkarıp hayvanlık,azgınlık,canavarlık sahillerine yaklaştırır mı muhasebesinden uzaklaşmışız,
Sevdiğimiz şeyler kalbi, ruhu, vicdanı mı daha çok memun ediyor yoksa nefsi ve şeytanı mı mukayasesini yapmaktan kaçmışız,
Sevdiğimiz şeyler nefis hesabına mı seviyoruz yoksa Allah hesabına mı diye ayırt etmemişiz,
Sevdiğimiz şeylerde vasat olan orta yolu mu tutmuşuz yoksa ifrat olan başkalarının da hakkını hukukunu çiğneme ihtimali olan yolu mu araştırmaz olmuşuz,
Sevdiğimiz şeyler vicdanımız ve aklımızı ve ruhumuzu yaralıyor mu, imanımıza ilişiyor mu diye kitapları karıştırmayı unutup, akıl ve mantığımıza göre hareket eder olmuşuz,
Sevdiğimiz şeylerin fetvasını İslam âlimlerinden, fıkıhtan mı öğrenmemiz gerekir yoksa bana göre mantığına göre hareket tarzı sergileyerek cahilane bir yol ile kendi kafamıza göre mi hareket etmemiz gerekir. Sorgusunu yapmayı unutmuşuz,

Bu hayatı başıboşluğa ve serseliğe ve dinsizliğe ve gayesizliğe mahkum eden sorgusuz ,başı boş ,unutulmuşluk,vurdumduymazlık,boşvermişlik,nefsi körlük,lezzet ve ,zevk perestlik gibi zafiyet ve hastalıklarından Müslüman bir an önce kurtulmalıdır. Onunda tabiî ki manevi cihazatları,hissiyatları kuvveleri ve hassaları var.,bu da sevdikleri,muhabbet ettikleri fantezisi,,şehveti,arzuları,emelleri, ve istekleri olmasını iktiza eder, ama bu cihazatı maddi ve manevilerin meyillerini, isteklerini helal yol ile terbiye etmeli,İslami kriterlere göre şekillendirip,muamele etmeli,istikamet vermelidir.
Müslüman cinsel öğretileri ve ahlaki eğitimine islamın ilahi ve nebevi olan nurani ve hikmetli düsturlarına göre yön vermeli, hayatını tanzim etmeli,ve şekillendirmelidir. Batının çirkef sefih, kuralsız hayvani ,inançsız,yasaksız,,iğrenç cinsel öğretilerine göre, hareket etmemeli,
Müslüman cinselliği batının yalancı, sahtekar, ahlaksız, imansız, ruh hastası bilim adamları ve uzmanlarından değil Peygamberin nurani ve nebevi sünnetinden öğrenip tatbik etmelidir.,
Müslüman ahlakı islamın nurlu ve nurani kaynaklarından öğrenmeli, baştan aşağıya kadar iffet ,haya,edep,fazilet,ile donatılmış alimlerinden ve velilerinden talim etmelidir. Batının sefih,ruhsuz,cansız,inançsız ahlaki kurallarına göre eğitmemelidir.Yoksa Cinselliğin nezahetti gittikçe kirlenmeye ,nezafeti gittikçe çirkinleşmeye başlar.

Müslüman batının çirkin ve necis olan fantezilerine ve hayatına merak salmamalı,ailenin,insanlığın,ve islamiyetin düşmanı olan cinsel sapkınlıklarla dolu öğretilerinden uzak durmalıdır.
Müslüman yeme, içme giyinme vb gibi ihtiyaçlarını hayvani bir seviyede değil insanı ve İslami bir seviyede görmelidir.
Müslüman Ef-allerinde ,ahvallerinde,ve etvarlarında islamın kriterlerini gözetmeli,batının dinisiz kriterlerini tatbik etmemelidir.
Müslüman batıdan ithal müstehcen filmlerine ,çıplak kamplarına,karışık yaşam tarzına,fuhuş ve zina yüklü,isyan yüklü,küfür yüklü zulumatlı oyunlarına ,ve hayatlarına merak salmamalı,islamın nurlu nurani ve mubarek helal hayat tarzını yaşamalı keyfine kafi gelecek daire dışına taşmamalı,
Müslüman batının sömürü odaklı,modasını,kozmetiğini,hal ve tavırlarını hayatına yansıtmamalı,ruhunu kalbini aklını bunlara hapsetmemeli,
Müslüman hayatını tuvalet,yatak ve mutfak arasına hapsetmemeli,bütün hayatını midesine ve şehvetine hizmetkar kılmamalı,himmetini milleti ve dini için kullanmalı,
Müslüman batının sefih zihniyetine takılarak sefahetin,hayvani zevklerin,şehvetinin,kuralsız yasaksız arzuların,ardından değil,yüksek ideallerin,ulvi gayelerin,yüksek fikirlerin peşinde koşmalı,
Müslüman hayatını sefih çağdaşlar ve batılılar gibi belden aşağıya mahkum etmemeli,uçkur sevdasına ocaklar yuvalar,namuslar yıkmamalı,herkesin namusunu mukaddes bilmeli,kirletmemeli,
Müslüman ahlaki ve cinsel öğretileri sadece salt hazcılık ve zevkçilik amacı ile değil yaratılışın gereği ve fıtratın iktizası ölçüsünde öğrenmelidir.
Müslüman hissiyatlarını ve letaiflerini hayır yönü için kullanmalı şerre istimal etmemelidir.
Müslüman cinselliği hayvanlığa indirgememeli hayvanlar gibi münasebetler ve durumlara girmemelidir.
Müslüman islamiyetin ona çizdiği sınırlarla iktifa etmeli,helal dairesinin keyfe kafi geleceğini düşünmeli, kanat ve sabrı bilmeli,islamın haramlık ve helallik çizgilerini aşmamalıdır.
Müslüman cinselliğin asıl amacının tenasül olduğunu neslin çoğalması olduğunu bilmeli,o ilişki zahmetine mukabil olarak verilen lezzet ücretine kanaat etmeli,haram mecralara kaymamalıdır.
Müslüman bedenin o kadar gizli ve cinsel tatmin için imkanları varken, gidip kadının veya erkeğin boşaltım sistemleri,necaset kapıları,ve kanalizasyon ağızlarından lezzet ve zevk arayarak medet ummamalı,foseptik çukurundan necaset çeken vidanjöre benzememeli,
Müslüman ruhun kalbini aklın hissiyatların manevi lezzetlerini bedenin cismani hayvani lezzetlerine feda etmemeli,
Müslüman Peygamberin getirdiği yüksek ahlakı bırakıp batının çirkin ve alçak hayvani ve nefsani zehirli bal hükmündeki lezzetlerine müşteri olmamalı,
Müslüman kendisini helal olmayan yada şüpheli veya mekruh olan bir ilişki türüne, şartlandırmayıp sabırlı olması gerekir,neticesinde ki lezzete değil haramlık, şüpheli, ,mekruhluk gibi durumları göz önünde bulundurarak kaçınması gerekir ,
Müslüman hayatı belden aşağıya düşürmeden izzetle ve şerefle yaşamalı,.hayatı uçkura ve cinselliğe endekslenmeden devam ettirmelidir.
Müslüman Alemlere rahmeti olarak gönderilen Peygamber efendimizin bize tavsiye ettikleri ile yetinmeli, onun yetindiği ve kanaat ettiği mutluluklarla mutlu olmayı bilmeli..onun getirdiği nurani düsturlarla hayatını nurlandırmalı, ,ilmin,ibadetin,kulluğun,islamın,zikrin,şükrün lezzetlerini almak için gayret göstermeli böyle yaptığı takdirde peygamberin asrı saadette yaşadığı ve yaşattığı halis sürurları,safi sevinçleri ,hakiki saadetleri ve şirin nimetleri ruhunda ,kalbinde ve hayatında yaşar.Böylelikle evler haneyi saadet evlerine ,asrıda saadet asrına döner.eğer peygamberin nurani düsturlarını tatbik etmezse,iktifa ettiklerine itimat edip onun getirdikleri ile yetinip ,kanaat etmezse evini zindana,boşanmalara,ihanetlere,hayatını şekavete ve felaketlere düçar edecek.Muhammed ŞAMİL


4 yorum

ALAMETMİ YOKSA KIYAMETMİ

DÜNYANIN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUM GERÇEKTEN VAHİM SAVAŞLAR TOPLU KATLİAMLAR VE HEEPSİ MÜSLÜMAN MİLLETLERİN BAŞINDA...MÜSLÜMANLARI KANLA YILDIRAMAYAN GÜRUHLAR ŞİMDİ TV. İLE PC. İLE BUNU BAŞARMAYA ÇALIŞIYOR HER EVDEN BİR ALİM ÇIKIYORMU GÜNÜMÜZDE HERKES KENDİ EVİNDE ÇOLUĞUNU ÇOCUĞUNU YETİŞTİREBİLİYORMU TARTIŞILIR BİZ BUNU ÖĞRENELİM SÜFLİYAT BİTER MANEVİYAT GELİR BENCE..

11.02.2009 - BAYRAM KARAKOÇ

insanoglu nankör

ALLAH BAGISLAYICIDIR YETERKI TEVBE ETMEYI BIL s.a biz bu dünyaya ne icin gönderildigimizi unuttuk yüce rabbim bizi ona ibadet edelim kulluk edelim diye gönderdi biz aciz kullarin yaptigina bakin evet insanlar tamamen yaratilis gayelerini unutup hayati belden asagi yasmaya basladi Allahim biz aciz kullarina hidayet versin günahlarimizi affetsin kalplerimizi iman ile doldursun allahin selameti üzerimize olsun
AMIN AMIN AMIN AMIN AMIN

30.06.2008 - yozgatli66

Malesef! Genclik hayatini seytana adamis....

Genclik hayatini sadece dunyevi zevklerin, arzularin esiri olarak yasiyor.Bu dunyaya gelis gayemizi unuttu herkes.Oyle bir cag ki bu cag;kimin eli kimin cebinde belli degil.Insanimiz nereye gidiyor, ne yapmak istiyor belli degil.Hayatin anlami belden asagi olan her turlu fiil, soz, hareket olarak algilaniyor.Ama bilmiyorlarki hayati guzellestiren sey;imanimizdir.Imanimizin guzelligini hayatimiza uygulayarak gecici olan bu imtihan sahasinda manevi lezzetlere kapi aralayarak sonsuz cennet nimetini kazanabiliriz.Hersey aslinda kendi elimizde.Nefsimize gem vurabilirsek seytanin hilelerine yenilmeyiz.Ama malesef genclerimizin cogu hayatini seytanin ve nefsinin istekleri dogrultusunda dizayn etmektedir.Bu durumda yasayan bir insan da tabiki hayatini seytana adamis olur.Cunku onun istekleri on plandadir.Cinsel arzular helal dairede kullanildigi surece zararsizdir.Nezamanki bu arzularin tatmini hayatimizin anlami haline gelmisse; ozaman hersey ters gitmeye baslamis demektir.Imanimizin zayif oldugu kalbe dunya sevgisi, sehvet,hirs gibi seytanin oyunlari yerlesir.Bu duruma mahal vermemek icin imanimizi guclendirmeliyiz!Hayatini sehvet uzerine kuranlar hayatlarini bos bir amac icin harcamis olurlar.Sehvetten once hayatimizda uygulamamiz gereken onceliklerimiz oldugunu hatirlayalim!Unutmayalim ki sapikligin sonu yoktur!Su azgin nefis doyuma ulastikca fazlasini isteyecektir!Allah olumu unutturmasin tum muslumanlara!HERSEY ENINDE SONUNDA SESSIZDIR!BIR GUNUN KIRILGANLIGINDAN ARTA KALAN MUTEELLIM BIR INSAN SESININ BIRAKTIGI,AGLAMANIN KIRIGI SESSIZDIR!

26.06.2008 - gurbetkizi

Hayata İman tesir etmezse.

Evet Kardeş Hayata iman tesir etmezse yada girmezse
her şeşi batılın zulumatı kuşatır.bizim hayatlarımızın böyle batıl günahlarla kuşatılmasının en mühim sebebidir imanın eksikliği.din hayatın hayatı olmadığı zaman o hayatın nuru ve ziyası olmuyor.hayat hayvani bir mesabede kalarak suretleri insan siretleri hayvan olan topluluklar meydana geliyor.Kuran ve sünnetten beslenmeyen insanlar nefis ve şeytandan beslenir.Allah Razı olsun.

05.06.2008 - Şarih

Konular