Bir liselinin gözüyle 'liseli gençlik'
Kızlar yanlarında eteklerini kısaltabilmek için iğne taşıyor
Hayatın ya tamam ya devam kısmı lise sıralarından geçiyor. İyi bir gelecek hedefliyorsanız, iyi bir lisede olmalı ve iyi bir eğitimden geçmelisiniz. Liseye kadar okuyup gelebilmek için sadece çaba sarf etmek gerekiyor. Kimileri için hayata yönelik önemli bir geçiş noktası ve atlama taşı olan lise çağı bazı gençler için hayatın kararmaya başladığı dönem olabiliyor. Çünkü, günümüzdeki lise ortamı çok farklı ve bambaşka.
Aslında çocuklar aynı çocuklar, öğretmenler de aynı öğretmenler; ama zihinler, beklentiler, umutlar, hayaller ve o hayallere ulaşma tercihleri o kadar karışık ki. Ya çalışıp çok başarılı okuyup hayatta bir yere geleceksiniz ya da çevrenize bakıp “bazı ödünler” vererek “bir anda” o yere gelmeye çalışacaksınız.
Öğrenci bir yandan dersi kırıp arkadaşlarıyla “ortam yapma” merakında, diğer yandan da devamsızlık yaptıkları gün sayısı arttıkça stresi artıyor. Bir de öğretmenlerin sürekli hatırlattığı o büyük sınav, yani ÖSS sıkıntısı var. Eğer o gence otokontrol ve hedef duygusu verilmemişse maalesef devam da ÖSS de ikinci planda kalıyor. Kendilerine o kadar çok “ortam” yapıyorlar ki; ama yine de şu zihinlerini kurcalayan sorulardan kurtulamıyorlar. “Onunki...” olmak, “bırakılmak”, “terk edilmek”, “ex” olmak anlam dünyalarını darmadağın ediyor. Mesela, daha bu yıl başında bir liseli arkadaşımız intihara teşebbüs etti. Eğer babası yakalayamamış olsaydı şu anda aramızda değildi belki de. “Neden?” diye sorduğumuzda ise cevap gayet kendinden emin ve net: “Beni kimse anlamıyor!”. Ama senin konuştuğun “dil”i zaten kimse anlamıyor ki, seni birileri anlayabilsin! İntihardan sonra ise alkol ve sigaraya yöneliyor. Bunları henüz lise birinci sınıftaki bir kız yapıyor.
Okula girişte saçı, makyajı ve garip kıyafeti yüzünden kenara çekilen o kadar çok kız ve erkek öğrenci var ki. Öğretmenler, yukarıya, yüzlerini yıkattırıp; saçlarını “normalleştirip”; eteklerini eski boylarına getirip yolluyorlar. Fakat öğrenciler makyaj eşyalarını da, saçlarını yapabilmek için gerekli toka ve malzemeleri de, eteklerini kısaltabilmek için gerekli iğneleri de yanlarında taşıyorlar. Abartmadan söylüyorum çantasında elektrikli saç kıvırma aleti olan bile var!
Erkeklerde ise saçlardan kıyafetten daha önemli şeyler var onlar için. Mesela okula arabayla gelmek gibi. Eğer bir erkek öğrenci, kravatını düzgün bağlamışsa, birkaç düğmesini açmamışsa diğer arkadaşları tarafından aşağılanıyor. “Batak” kavramına son zamanlarda alkol, sigara ve uyuşturucu ile birlikte evli erkeklerle beraber olmak da katılmış durumda. Bunun için okuldan atılmış bir arkadaşımız bile var! Alkol ve sigara başta olmak üzere “arkadaş tavsiyesiyle”, özentiyle alınan zararlı maddeler de giderek yayılıyor.
Magazin programları gençlerin kafasını karıştırıyor
* Tabii ki sadece okumak isteyen, yanlış yollara sapmamaya çalışan öğrenciler de var. Fakat onların normal kıyafetleriyle dalga geçiliyor. Hatta bazıları dışlanmamak için kendine söylenenleri yapıyor.
* Artık kız-erkek ilişkileri saklanmıyor. Hatta olmayanlara “eş” aranıyor. Zaten kafalarımızı karıştıran yeteri kadar şey varken bir de bunlara diziler, magazinler, dergiler ekleniyor. Sanki bütün bunlar lise gençliği hedeflenerek çıkarılıyor.
* TV dizileri çok etkiliyor. Şu aralar moda olan töre dizileri sonucu kendine “ağa” arayan kız arkadaşlarımız var mesela.
* O kadar çok insan var ki bu koridorlarda yürüyen. Birinin hikâyesi şöyle mesela: Küçükken abisi ve kendinin gözü önünde babası, annesini öldürmüş. Bu kız gerçekten insanın gözünün içine farklı bakıyor. Bir arkadaşı var. Onun babası ise onları bırakıp Almanya’ya gitmiş. Bir daha da görmemiş babasını. Birbirlerini anladıklarını sanıyorlar. İkisi de hayata kaşları çatık bakıyor ve aralarına kimse giremiyor.
* Bir arkadaşımız var. Babası kanserden vefat etmiş. Ama o onlar gibi değil. Onu tanıdım tanıyalı doktor olmak istiyor. Kanser hastaları için.
* Kızlar burunlarını, dudaklarını, kaşlarını deldirme hevesine girmişler. Erkekler de kızlar gibi okul dışına çıktıklarında küpelerini takıveriyorlar.
(BÜŞRA DURU)
Liseyle Yıkılan Hayaller
Maalesef ama maalesef gerçekler bunlar.Hem de her lisede!Fen lisesinden tutun imam hatip liselerine kadar.Ben öğretmen lisesinde okuyorum.İki sene önce o kadar büyük hayallerle geldim ki bu okula.Hep biyografilerini okuduğum o yazarlar,bilim insanları,şairler gibi olmayı istemiştim.Düşünce dünyam bu dört senede gelişecek,olgunlaşacak;her sene en azından bir hatim yapacak,mesneviyi okuyacak ve anlamaya çalışacak,dünya klasiklerinin bir çocuğunu bitirecek,harika arkadaşlara sahip olacak,onlarla felsefi,dini,siyasal,kültürel konuşmalar yapacak,hayatı birlikte tanıyacaktık.O meşhur müthiş lise anılarına ben de sahip olacaktım.Ve en önemlisi daima başarılı bir öğrenci olacaktım.Sonuç mu?Nerdeyse hiçbiri olmadı.Okuldan,öğretmenlerimden ve arkadaşlarımın bir çocuğundan hep nefret ettim.Yaz tatillerinde durulup kendimi dinlediğimde okul zamanları ne kadar değiştiğimi ve onlarda olduğumu farkettim.Pazartesi okullar açılacak ve ben yine o çöplükte Allah'ın buyurduğu bir emri yerine getirmeye çalışacağım.Hayata hep iyimser bakmama yardımcı olan o pembe gözlüklerimi o uzun ve karanlık koridorlarda bir yere düşürdüm.Liseye kadar çok başarılı ve gözde bir öğrenciyken öğretmenlerin bana attıkları o boş ve aşalayıcı bakışlara alışamadım iki senedir.Bazılarından o kadar korktum ki evdeki herkes benim depresyona nasıl girdiğime şahit oldu ama ellerinden hiçbir şey gelemedi.Liseyle beraber daha 15 yaşındayken stresten kaynaklanan rahatsızlıklarım ortaya çıktı.Başarısızlık korkusu her yanımı sardı.Kendime güvenim hangi uzak diyara gitti acaba?Bir bilse en çok ona ihtiyaç duydum.Sende beni duy geri gel artık...
Her şeye rağmen bazen gevşek bazen sıkı iman iplerimi asla bırakmadım.Çünkü biliyorum ki o ipi bırakırsam mahvolurum.Ama birçok genç bunun gram farkında değiller.Okul müdürümüz dindar bir adam zaten o da olmasa okula kapalı girerken kendimi çok kötü hissederdim heralde.Müdürümüz namaz kılan erkek ve kız öğrenciler için iki ayrı odayı mescid yapmış.Kızlar tarafında sayı 10 bile değil.Zaten birçoğu yazılı zamanlarında ya da lgs'ye yakın namaz kılmaya geliyorlar...
Bütün okullar,öğretmenler böyledir diye asla söylemiyorum.Ama bizde durum bu.Ve çevremde gördüğüm her okulda...Allah'ım yardım et...
17.09.2011 - MeryeM15