İZLENİYOR(SUN)UZ...


Yeni teknolojiler hayatimizi kolaylastirdigi kadar zorlastirabiliyorda...
Izleniyorsunuz, gülümseyin...



Hiç düsündünüzmü teknolojin bu kadar hizli gelismesi ve ilerlemesi yaninda neler getiriyor ve neler götürüyor diye ? Düsünmedi iseniz bu yazimda yeni teknolojinin sizin özel bilgilerinizi ve mahremiyetinizi, nasil kolayca üçüncü sahislarin ele geçirebileceginden kisaca bahsedecegim… Sakin sasirmayin, takip edildiginiz ve bilgilerinizin istenildegi zaman kolayca diger kisiler tarafindan ele geçirilebildigi için, çünkü yeni dünya düzeninde güç ‚bilgi’ yi elinde tutabilende. Çok masum gözüken Google bile, ister 5 yil önce aramis olun, isterseniz dün aramis olun, bu aradiginiz bilgiler hala Google’nin ana süper serverlarinda kayitli olarak durmaktadir ve istenildigi zamanda kullanilmaktadir. Bu konunun baslangicinda verebilecegim en basit örnektir ! Günümüzde elektrik hattindan bile bilgi iletisimi yapilabildigi düsünüldügünde, google’nin yaptigi devede kulak kalir…










Hayatta her seyin bir artisi ve eksisi var. Bir yandan hizli teknolojik gelismeler, bilgisayarlar, uydular, cep telefonlari, internet, e-mail hayatimizi kolaylastirirken, bir yandan da bu sistemler yüzünden büyük bir gözetim aginin denetimi içine giriyoruz. Yazdigimiz her kelime, neredeyse yaptigimiz her hareket, her konusmamiz, hatta alisverislerimiz, saglik kayitlarimiz, devletlerin ve bazi sirketlerin özel arsivlerinde birikiyor. Istedikleri anda bütün hayatimiz, kisiligimiz, iliskilerimiz hakkindaki en mahrem bilgileri bile ortaya çikariyorlar. Özellikle son yillarda dünyayi saran terör korkusu, devletlerin hem birbirlerini hem de bütün insanlari izlemelerini mesrulastirdi. Türkiye’de de yürürlüge girecek yeni Terörle Mücadele Yasasi bu büyük gözaltiyi daha da genisletip mesrulastiracak.













Bizi özgürlestirdigini düsündügümüz, bilgisayarlar, e-mailler, cep telefonlari ayni zamanda bizi büyük bir denetimin içine sokuyor. Her haberlesmemiz aninda kayitlara geçiyor! Özellikle 11 Eylül saldirilarindan sonra bütün dünyada özgürlüklerin teröristlere çok fazla imkân tanidigi görüsünden hareketle çesitli anti terör yasalari çikarildi ve kisilerin sürekli izlenmelerinin yolu daha da açildi. Mesela Amerika’da, internet üzerinden yapilan her türlü yazismanin, e-mail’lerin bir yil süreyle saklanmasi kanunen zorunlu kilindi. Ayrica cep telefonlariyla yapilan mesajlasmalara da istenildigi anda ulasiliyor. Çünkü bu yazismalar da cep telefonu hizmeti veren sirketlerce saklaniyor.

Kisi o anda internete bagli degilse bile bilgisayarinda yaptiklari ve yazdiklari da izlenebiliyor !
Bilgisayarlarda ’arka kapilar’, denilen teknolojik olarak zayif birakilmis sistemler var. Siz bir kez internete girdiginizde, Windows sistemi otomatik olarak çalisiyor ve bu arka kapilar yoluyla bilgisayarinizi ele geçiriyor. Siz ondan sonra bir daha internete girmeseniz bile bilgisayarinizda tüm yazdiklariniz izlenebiliyor. Ayni sey cep telefonlari için de geçerli.














Cep telefonlari sinyal yaydigi için bu anlasilabilir ama bilgisayarlar sinyal yaymiyor ki, internete bagli olmadiklarinda izlenebilsinler. Izlenmeniz için internete bir kez girmis olmaniz yeterli. Bu baglanti, bilgisayarinizi, diyelim ki bir istihbarat servisinin sistemiyle entegre hale getiriyor. Arka kapilar yoluyla bilgisayariniz sistem tarafindan ele geçiriliyor ve kendi uygulamalarini bilgisayariniza kuruyor. Sonrasini da artik uydular araciligiyla hallediyor. Mahremiyetinizi korumanin tek yolu çift bilgisayara sahip olmaniz ve internete hiç baglanmadiginiz bilgisayarinizda özel yazilarinizi yazmaniz. Rusya, Çin, Fransa, Almanya Microsoft’u devlet dairelerinde ve orduda yasakladi. Örnegin artik almanyada Windows isletim sistemleri yerine Linux isletim sistemleri kullaniliyor. Devletler kendilerini böyle savunuyor ama vatandaslar bu kez de Windows yerine baska bir sistemle gözetlenecekler.












Yeryüzünde milyarlarca cep telefonu, 1 milyar kadar da internet kullanicisi var. Bütün bu bilgiler nasil kaydedilip izlenebiliyor? Amerika’nin dünyanin en gelismis istihbarat örgütü olan NSA diye bir ulusal güvenlik ajansi var. Yabanci diplomatlari ve askeri ataseleri dinlemek için kurulmustu ama NSA bugün yeryüzünde telefon, faks, bilgisayar, internet dahil her türlü yazismayi ve konusmayi izliyor. Isterse sizi de, beni de dinleyebilir. Bunun için Promis ve Echelon sistemlerini kullaniyor. Bu sistemler her gün uydulara 50’den fazla anahtar kelime, kavram yüklüyor. Içinde bu kelimelerin geçtigi her türlü konusma otomatik olarak izlenmeye aliniyor. Sonra insansi yargilar yapabilen akilli bilgisayar sistemleri devreye giriyor ve bu konusmalari ayikliyor. Önemsiz görülenler imha ediliyor. En önemliler analizciler tarafindan raporlastirilip ilgililere sunuluyor. NSA’da her gün 40 ton evrak atiliyor.











Dünyanin bütün istihbarat örgütleri, dünyadaki bütün haberlesmeleri kontrol ediyorlar mi?
Amerika, Ingiltere ve Israil kontrol ediyor. Çünkü uydularla bilgisayarlari birlikte kullanan Promis ve Echelon sistemini yaratanlar onlar. Diger ülkelerin istihbarat örgütleri ellerindeki teknoloji yeterli olmadigi için dünyadaki bütün haberlesmeleri kontrol edemiyor. Öcalan’in cep telefonuyla konusurken yakalanmasi bu sistemlerin kullanilmasina örnektir. Echelon ve Promis’te kisinin konusmasini uyduya yüklüyorsunuz. Sonra uydular konusmalari uzaydan aliyor ve bilgisayara gönderiyor. Bilgisayar da kisinin koordinatlarini saptiyor. Öcalan’in da konusmasi uyduya yüklendi. Sonra sadece telefonla konusmasi beklendi. Konustugu anda, sistem ses tanimini yapti ve Öcalan’in yeri milimetrik saptandi. Dudayev de böyle yakalandi. Rusya Çeçen lideri yakalayamiyordu. ABD, onun yerini cep telefonuyla konusurken belirledi…












Bunlar engellenemiyor mu? Bunu engelleyecek bir program bulursunuz ama sizin sifreleme programiniz sifre kiricilar tarafindan her zaman asilir. Uydular var oldugundan beri her sey, her kisi çok rahat kontrol ediliyor. Çünkü her türlü yazisma ve doküman artik bilgisayarlarda bulunuyor. Bilgisayarlarin uydularla korelasyonu oldugu için elektronik ortamda her kisi, her ülke artik kontrol edilebiliyor. Ülkeler sistemlerini degistirseler bile girilemeyecek bir sistem yok. Pentagon’un sitesine bile girildi.












E-mail’lere dönelim. Gönderdigimiz bütün e-mail’lerin kayitlari bir yerlerde sakli mi?
Tabii ki. Dünyada internet üzerinden yapilan tüm yazismalar, e-mail’ler Amerika’da ’root server’ denilen 13 tane kök bilgisayardan geçiyor. Tüm interneti Amerika’daki bu 13 kök bilgisayar yönetiyor. Ayrica Amerika, 11 Eylül’den sonra getirdigi antiterör yasalariyla, tüm internet servis saglayicilarinin kendilerindeki yazismalari bir yil süreyle saklamalarini ve istendigi takdirde bunlari Emniyet ve istihbarat örgütlerine vermelerini zorunlu kildi. Yani, bilgisayar üzerinden yapilan her haberlesme kayitlara geçiyor ve mahremiyetine bakilmaksizin istenildiginde de aleyhinize kullaniliyor. Mesela Türkiye’de de internete servis saglayicilar üzerinden baglaniyorsunuz. Ne kadar süreyle oldugu bilinmiyor ama bütün yazismalar ve e-mailler bunlarda sakli.











Ne olur?
Biraz bilgisayar ve internetle ugrasan biri bile, bilgisayar yazilimi okuyan üniversite üçüncü sinif ögrencisi bile bir baskasinin e-mail’lerine girebilir. Bu, yapilan bir sey. Insanlarin mahremiyetine girmek çok basitlesti. Kisilerin ve sirketlerin mahremiyetine, ülkelerin bilgilerine kolayca tecavüz ediliyor.









Gecenlerde bir Türk sirketi ’Bilgi bankamda 800 bin kisinin mail adresleri var, bunlari satiyorum’ diyordu. Istanbul’da bu isi yapan 17 sirket var. Internette kisiler hangi siteleri geziyor. Nerelerde surf yapiyor, internetten ne satin aliyor artik bu bilgiler de kisi profilleri halinde çikarilmaya baslandi. Böylece sizin internette yaptiginiz her islem, ziyaret ettiginiz siteye kadar her sey bazi servis saglayicilarca gözetleniyor.











Türkiye’de e-mail’ler nasil saklaniyor?
Türkiye’de bu konuda bir yasa yok ama sabit veya cep, telefonlarin hepsi kaydediliyor ve bütün bu kayitlar saklaniyor. Bir siyasi parti cep telefonu konusmalarina dayanilarak kapatilmak istenmisti hatirlarsaniz. Türkiye’de elektronik gözetim gittikçe yogunlasiyor. EMASYA diye bir uygulama var. Artik her sehirdeki askeri karargâhta istihbarat birimi kuruluyor. Ayrica Emniyet’in, MIT’in, askeriyenin ve jandarmanin da istihbarat birimleri var.












Teknolojik ürünlerden yararlanan herkes büyük bir denetim aginin içinde mi bu durumda?
Eger teknolojiyi kullaniyorsaniz, gözetimin pençesindesiniz. Devletin, istihbarat örgütlerinin, derin devletin, illegal birimlerin, özel sirketlerin, tüketici profili üzerine çalisan pazarlama sirketlerinin sürekli gözetimi altindasiniz. Olay bu kadar net. Türkiye’nin her zaman çesitli korkulari vardir. Bu korkular yüzünden bu ülkede belli gruplar, kisiler sürekli izleniyor ve her yaptiklari raporlaniyor. Zaten devletlerin her zaman bir ulusal güvenlik kaygilari olmustur. Zararli ve tehlikeli gördükleri vatandaslarini izlemislerdir. Soguk Savas döneminde Amerika’nin Türkiye’de bilinen 13 üssü vardi. Dogu Bloku çökünce, Amerika bu istasyonlarin bazilarini bosaltti ve buralarda kullandigi Promis sistemini Türkiye’ye hibe etti. Teknolojisi geride kaldigi için Türkiye bunu uluslararasi istihbaratta kullanamiyor ama bu sistemle kendi vatandasini, telefonlari, fakslari, bilgisayarlari, interneti izliyor.












Istihbarat örgütlerinin kullandigi Promis ve Echelon bilgisayar programlari tam olarak nedir?
Insanlara ait bilgiler elektronik ortamda farkli yerlerde olur. Diyelim ki sizin nüfus, vergi ve dogalgaz idarelerinde, isyerinizde kayitlariniz var. Promis, bu farkli ortamlari ve kisilere ait bölük pörçük bilgileri bir araya getiriyor, depoluyor ve bunlardan insansi yargilar çikariyor. Mesela hangi evlerde su kullanimi artti, hangilerinde azaldi saptiyor ve bundan su evdeki insan, bu eve geçti gibi sonuçlar çikariyor. Israil, Promis’i Filistin’de çok kullandi. Filistinli teröristler eylem için bazi evlerde bir araya geliyorlardi. Israil su kullanimi artan hanelerde yogun gözetime gitti. Yani Promis, bir istihbarat servisinin veya devletin sizinle ilgili hangi bilgilere ihtiyaci varsa hepsini sagliyor. Bilgisayarinizda sakladiginiz dosyalardan yazismalariniza, internette gezindiginiz sitelerden kredi kartiyla alisverislerinize, saglik durumunuza, psikolojinize kadar insanin günlük yasaminda akla gelebilecek her seyi kontrol ediyor. Zaten gözetim toplumu dedigimiz de insanin gündelik yasamindaki rutinlerin bile belli güçlerin eline geçmesidir.











Peki Echelon programi nedir?
En gelismis izleme sistemi olan Echelon’un Türkiye dahil, dünyada birçok ülkede uydu trafigini izleyen antenleri var. Bu programin sahipleri, Amerika, Israil ve Ingiltere. Uydu-bilgisayar korelasyonu sayesinde görüntü istihbarati da var bu programda. Uydularla yerini belirlediginiz kisinin koordinatlariyla görüntü aliyorsunuz. Amerikali kuramcilar, gece saatinde siyah tenis topunun yerinin bile uydularla saptandigini söylüyorlar.










Bu ’büyük gözalti’ndan kurtulmak mümkün mü?
Kisiler veya sistem, teknolojiyi kullandigi sürece kurtulmak mümkün degil. Üstelik teknoloji sürekli ilerledigi ve yeni nesiller de teknolojiye daha bagimli yasadiklari için bu büyük gözalti çok daha artacak. Gözetim toplumunda milat 11 Eylül’dür. 11 Eylül’den önceki döneme ’enformasyon-bilgi toplumu’ diyorduk. Simdi ’gözetim toplumu’ diyoruz.

Bu anlattiklarimdan sonra hepiniz kendinizi ‚ biri bizi gözetliyor ’ yarisma programinda düsünebilirsiniz ! Açikcasi artik düsünmenize gerek yok, çünkü izleniyorsunuz ve izleniyoruz ! Gülümseyin…

Kisaca ve özet ile Hepimiz her an izleniyoruz !!!


ANONİM


1 yorum

pes

okadar şaşkınımki,ne diyceğimi bilemiyorum.izlenildiğini biliyorum ama bukadar nefes alışımıza kadar olduğunu bilmiyordum.en azından biz sıradan insanlar için düşünmemiştim.bilgiler için teşekkürler.birşey sormak istiyorum bunun sıradan insanlara zararı yoktur heralde dimi.

01.05.2007 - nagehan

Konular