DAVETE İCABETTE ÖLÇÜ

Cemiyeti teşkil eden medenî insanlar, daima birbirinin desteğine muhtaç bulunmaktadırlar. Bu sebeple kederli günlerinde teselli, sevinçli zamanlarında tebrik edilmesini bekler. Bu cümleden olarak düğün, sünnet vesaire gibi derneklerine çağırdığı akraba, dost ve komşularının katılmalarını arzu eder. Çağırdığı kimselerin cemiyetine katılmaması halinde incinip gönül kor. Bu hususu dinî ölçülere göre tanzim, insanlar arasında iyi geçimin doğmasına ve yaşamasına hizmet eder.

Davete katılmak esastır. Dinî hükümlerle bağdaşmıyan bir halin bulunması sebebiyle, bir cemiyete gidememek istisnâyı teşkil etmektedir. Gidilecek yerde Allah ve Resûlünün yasakladığı bir şey işlenmiyorsa o davete katılmak vâciptir. İslâma aykırı bir hal varsa o toplantıya katılmamak vazife haline gelir.

İslâmî ölçülere uygun bulunan davet, birden fazla olursa ilk çağrılan yere gitmek gerekir. Zira onun öncelik hakkı vardır. Bu davetler aynı zamanda yapılırsa tercih için takip edilecek yol şöyle olmalıdır: Hangisinin kapısı çağrılan kimsenin hanesine daha yakın ise ona gitmek gerekir. Bahsi geçen yakınlık her iki şahıs için aynı mesafede ise, akraba olanın davetine gitmek icap eder. Bunların her ikisi de hısımlarımızdan ise ilimde veya dindarlıkta ileri olanın davetine katılmalıdır. Bu noktada da müsavi iseler, o zaman tercih için sebep kalmamakta ve gücenmeyi önlemek için kura atmak gerekmektedir.

Cemiyeti teşkil eden medenî insanlar, daima birbirinin desteğine muhtaç bulunmaktadırlar. Bu sebeple kederli günlerinde teselli, sevinçli zamanlarında tebrik edilmesini bekler. Bu cümleden olarak düğün, sünnet vesaire gibi derneklerine çağırdığı akraba, dost ve komşularının katılmalarını arzu eder. Çağırdığı kimselerin cemiyetine katılmaması halinde incinip gönül kor. Bu hususu dinî ölçülere göre tanzim, insanlar arasında iyi geçimin doğmasına ve yaşamasına hizmet eder.

Davete katılmak esastır. Dinî hükümlerle bağdaşmıyan bir halin bulunması sebebiyle, bir cemiyete gidememek istisnâyı teşkil etmektedir. Gidilecek yerde Allah ve Resûlünün yasakladığı bir şey işlenmiyorsa o davete katılmak vâciptir. İslâma aykırı bir hal varsa o toplantıya katılmamak vazife haline gelir.

İslâmî ölçülere uygun bulunan davet, birden fazla olursa ilk çağrılan yere gitmek gerekir. Zira onun öncelik hakkı vardır. Bu davetler aynı zamanda yapılırsa tercih için takip edilecek yol şöyle olmalıdır: Hangisinin kapısı çağrılan kimsenin hanesine daha yakın ise ona gitmek gerekir. Bahsi geçen yakınlık her iki şahıs için aynı mesafede ise, akraba olanın davetine gitmek icap eder. Bunların her ikisi de hısımlarımızdan ise ilimde veya dindarlıkta ileri olanın davetine katılmalıdır. Bu noktada da müsavi iseler, o zaman tercih için sebep kalmamakta ve gücenmeyi önlemek için kura atmak gerekmektedir.