ASİL EVLÂD YETİŞTİRMEK, HANGİ ŞARTLARA BAĞLIDIR?

Bir milletin şerefini ve istiklâlini koruması ve geleceğine ümidle bakabilmesi, maziden gelen değerleri koruyacak bir idrake sahip çocuklar yetiştirmesine bağlıdır.

Bu ulvî hizmeti başaracak asil evlâd; imanlı anne ve babanın, sahih bîr nikahla kuracakları yuvada dünyaya gelip, helâl lokmadan oluşmuş sütle vücud yapısı; İslâm pınarından sunulmuş öğütle ruh yapısı beslenip büyütülen çocuktur.

Nasıl ki kıymetli bir meyvenin yetişmesinde, sadece dikilecek fidanın iyi cinsten olması yeterli değilse ve toprağın verimli, iklimin müsait olması da şart ise, asil evlâdın yetişmesinde de br takım şartlar bulunmaktadır. Ana, toprağın; baba, fidanın; verilmesi gerekli İslâm terbiyesi de iklimin benzeridir. Birbirini tamamlayan bu üç unsur, bir ailede toplanacak olursa, hayırlı evlada sahip olmaları müyesser olur.

Hidayetin önderi ve akılların mürebbisi bulunan Peygamberimiz "Kadın, dört (şey'i) için; malı, şerefi, güzelliği ve dini (ne bağlı olduğu) için nikâhlanır. Sen dindar (olanı almak)la zafer bul" (4) hadisi şerifi ile, asil evlâd yetiştirmeye namzed olan kadına işaret etmiş bulunmaktadır.

Anne veya babadan birinin İslâmî asâletten mahrum oluşu, diğerindeki kabiliyeti de köreltir. Meyvesiz bir fidan gibi, İslâm şuurundan yoksun bir babadan hayırlı evlâd olacağını ummak, çınar dalında kiraz hayâl etmek gibidir. Çorak toprak gibi asaletsiz bir anadan faziletli çocuk doğacağını sanmak, karga yumurtasından bülbül çıkacağını iddia etmek gibi gülünç bir kuruntudur.

Geçmiş ümmetlerin hayatı tetkik edilecek olursa iddiamızın doğruluğu bir kat daha kuvvet kazanır. Yüce bir peygamber bulunan Hz. Nuh'un oğlu Kenan, vuku bulan tufanın selleri arasında can vermişti. Zira onun annesi, Allah tarafından gönderilen dini kabul etmemiş ve gizli telkinlerle oğlunun iman etmesini önlemiş, kendisiyle birlikte Kenan'ı da felakete sürüklemişti.

Evet, Hz. Nuh, oğlunu îman etmeye teşvik ediyor ve hikmetli öğütler veriyordu. Heyhât ki bu nasihatler, yılan ağzındaki Nisan yağmuru gibi, Kenan'ın küfürle kararmış kafasında kaybolup gidiyordu. Zira gökten ne kadar bereketli yağmur inse, kayanın üzerinde gül ve sünbül yetişmez.

İyi bir ailenin yavrusu olarak hayata gözlerini açan bir çocuk; Allah inancından, ahlâk duygusundan ve İslâm terbiyesinden mahrum bırakılacak olursa, nefsin esiri ve şeytanın oyuncağı haline gelerek, her türlü kötülüğe istidat kazanır. Canlar yakan, ocaklar yıkan ve kasalar soyan serseri tipler, dinsiz brakılmış çocukların büyümüşü değil midir?

Evlâd terbiyesinin ehemmiyetine işaret eden Yüce Peygamberimiz "Bir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir ikramda bulunamaz" (5) buyurmaktadır.
Kur'an-ı Kerim, Hz. Yakubun oğullarına verdiği öğüdü şöyle açık-lamaktadır: "Ey oğullarım! Allah sizin için (İslâm) dini(ni) beğenip seçti.

O halde siz de (başka değil) ancak müslümanlar olarak can verin (dedi)." (6)
Bir milletin yükselmesi, ancak, kalbi imanlı ve kafası irfanlı nesillerle tahakkuk eder.

(4) Müslim, c. 4, s. 175.
(5) Feyzü'l-Kadir, c. 5, s. 503.

1 yorum

evet herşey en başa geliyo yine

iyi bir çocuk yetiştirmek için,iyi bir eş seçmemiz gerekiyo demekki.Rabbim cümlemize hayırlı evlatlar versin inşallah .elimizden geleni yapmaya çalışacağız,dua etmekten başka da fazla bişey yok yapacak.Allah hidayet etsin evlatlarımıza,doğru yola iletsin inş.
Nalan Hanım keşke bunları çok önceleri okumuş olabilseydik.

01.11.2006 - teslimiyet