FARKINDA OLMADIĞIMIZ GAFLETİMİZ..…

Bizler hayatımızdaki bazı şeylerin farkında olsak da çok şeylerin farkında değiliz. Çünkü farkındalık meydana getirecek olan kaynaklar, hakikatler ve hikmetleri tam olarak bilmiyoruz ve onlara yaklaşmıyoruz. Hayatımızı gaflete, dalalete, hıyanete, isyana, başıboşluğa, sevk eden dünyamızı ve ahiretimizi mahveden en büyük hakikatlerin farkında değiliz. Farkında olmadığımız o kadar çok şeyler var ki, farkına varmadığımızı fark etmemizi engelleyen o kadar sebepler var ki, farkına varıp kemalatımızı yükseltecek ahiretimizi mamur edecek faziletimizi yükseltecek gafletimizi giderecek o kadar çok şey var ki farkında değiliz. Bizim ile Ebu Bekir’in Allah’ı bilmesi, cehennemi cenneti bilmesi bir olmadığı gibi arada fark vardır. Allah’ı bilmenin, ona şükretmenin bile farkı var. Nefis ve şeytanın farkına büyük insanların farkına vardığı gibi bir farkında değiliz. Allahın rahmetinin ve kereminin ve adaletinin bile büyüklüğünün farkında değiliz.

Bu gibi bir çok şeyin farkında olmadığımız için hakkıyla ibadet şükür edemiyoruz. Cehennemin farkında olmadığımız için rahatça günah işliyoruz.Allahın adaletinin farkında olmadığımız için zulüm ediyoruz.cennetin farkında olmadığımız için helal ve haram demeden dünyalıkları istiyoruz. Bizler küçük bile olsa bazı şeylerin farkına varmaya çalışsak da bazı insanlar hiç farkında değil, bizler hiç olmazsa cehennemin farkına vardığımız gibi günaha tövbe etmenin farkındayız bazı insanlar ise hiç bir şeyin farkında değil. bizler farkındalıklarımızı artırmalıyız. istidat ve kabiliyetlerimizin farkına varıp onları Ebu Bekir istidadına çıkarmanın farkına varmalıyız. O istidatlarla Ebu Bekir olunabilir Ebu Cehilde olunabilir farkına vardırmalıyız. Allahın rahmetinin yanında gazabınında farkına varmalıyız. affedeceği gibi gazap edeceğinin farkına varmalıyız. zamanın kıymetinin farkına varmalıyız. bize verilen nimetlerin farkına varmalıyız. boşa geçen günlerimizin bizi Allahtan uzaklaştıracak olan şeylerin farkına varmalıyız. bizi Allaha düşman edecek düşmanların farkına varmalıyız. bizi kulluktan alıkoyacak olan nefsimizin farkına varmalıyız. bizi ibadetten ilimden alıkoyan tvlerin netlerin insanların farkına varmalıyız.

Aslında farkında olmadığımız yada insanların farkına varmadıkları o kadar olumsuz şeyler var ki.Mesela insanın dost zannettiği nice şeylerin ona düşman olduğunun farkında değil. modanın onun iffetini namusunu gerilettiğinin farkında değil. çıplaklığın ona haram ve günah kattığının farkında değil. yediği içtiği şeylerin maneviyatını mahvettiğinin farkında değil. insanlar cennetin bile farkında değil. kendilerine hazırlanan nimetlerin farkında olan dünyanın nimetlerine tapar mı, onlara meftun olur mu. insanlar kalp ve ruhlarının ibadetle tatmin olacağın farkında olsalar gidip haramlardan meed umarlar mı.ömrünü boş sözler ve fikirler uğrunda geçiren insanlar zikirsiz fikirsiz ömrün boş geçtiğinin farkındamı. Büyük gayeler için dünyaya gönderilen insanların hayvanlar gibi yaşadığının farkında mı acaba.insan kendisine verilen bu kadar hadsiz nimetlerin bir gün hesabanın olacağını farkında değil.bu farkındalıkları fark etmemek neticesi insanın gafleti dalaleti hiyaneti ve zararı büyüktür. insan gafletten çabuk uyanmazsa veya ayılmazsa yada imana gelmezse bunun farkına ancak ahirette hesap gününü görünce anlayacaktır. zararın büyüklüğünü dünya perdesi kapanıp ahiret perdesi açılınca görecektir.hayat perdesi kapanıp ahiret perdesi açılınca bakacak ki hayat kocaman bir hiç ten ibaretmiş. gözü önünde, elinin altında, yanı başında ,önünde duran kendisine faydası olacak yada zarar veren ne kadar şeylerin farkına varamamış. kendi elleriyle kendini tehlikeye atığının farkına varamamış. dost bildikleri düşmanların farkına varamamış. nefsine ve şeytana uymanın getirdiği zararın fırkana varamamış, kaybettiği şeyin ebedi sosuz cennet olduğunun farkına varamamış.

Acaba hastalar ızdıraplı hayatlarının bir gün bitip rahata kavuşacaklarının farkına varsalar şekva yerine şükür etmezler mi?

ihtiyarlar ahirette kendilerine yeniden ebedi gençlik verileceğinin farkına varsalar ölümden korkarlar mı.

mazlumlar bir gün zalimlerin kendilerine yaptığı zulümlerin hesap vereceğinin farkına varsalar isyan ederler mi.

fakirler kendilerini verilmeyen zenginliklerin trilyonlarca kat karşılığıyla cennete verileceğini bilseler şekvamı ederler yoksa sabır mı ederler.

güzeller güzelliklerini şerde ve kötü yolda kullanmanın onlara kaybettireceği sonsuz güzelliğin farkına varsalar isyanda giderlermi.

zalimler yaptıkları zulümlerin karşılığı olarak bir gün hesap vereceklerini ve sonsuz azaplara düçar olacaklarının farkına varsalar zalim olurlar mı.

kibir ve gururda gidenlerin hepsi aciz ve zaiflerini hakiki manada fark etseler Allaha isyan ederler mi.

insanlar ahirette her dakikalarının trilyonlarla çarpılacağını ve neticesinde kar yada zarar olarak kendilerine döneceğini bilseler boş vakitlerini heba ederler mi.

insanlar cehennemin çılgın ateşinin acıklı olduğunu bilseler vakitlerini boşta harcarlar mı, ve alınlarını secdeden kaldırırlar mı.

kazanacaklarının farkında olanlar kaybedeceklerine aldırmazlar. ahirette kazanacaklarının farkında olan insanlar dünyada kaybedeceklerine aldırmazlar. bizlerde aldırmamamız gerekir. Üzerimize çöken ünsiyetten , ülfetten ve gafletten kurtulup bu hakikatlerin farkına varmamız gerekir. Bir çok hakikatlerin farkına varmamız için her gün gelen ölüm, biten gençlik, gidenlerin gelmemesi, hayatın bitmesi, fena ve zeval bulması yeterken; gafletin çokluğu fark ettirmiyor.İmtihanın sınavın, hakikatlerin ve nereden gelip nereye gittiğini bilmeyenler ve farkına varmayanların gafleti ağır olur. Hiç ölmeyecek gibi yaşayanları gafletten ancak ölüm uyandırır. Hakikatin farkına vardırır.

Bizler nisyan,gaflet,ünsiyet ve ülfetin kuşatmasını kırıp,dünyanın cazibesine aldanmayıp,gözümüzü,aklımızı,kulağımızı ve fikrimizi açıp nimetleri, varlıkları, malları ,her şeyimizi rabbimizle irtibatlandırsak göremediğimiz,işitemediğimiz,anlamadığımız ve idrak edemediğimiz her şeyin farkına varırız. Namazı kılarken bu son namazım dersek namazı hakkıyla kılarız ve hakkını veririz. her günü son günümüz diye düşünürsek hakkını vermeye çalışırız.günümnüzü amel noktasında dolu geçiririz. ama yarın yaparız dersek bu gaflet halidir. çünkü yarın olmayabilir.yarınlara o bürgünlere ertelersek hakikatlerden,hikmetlerden,sırlardan,uzaklaşırız.gözümüz kulağımız aklımız fikrimiz kalbimizve fikrimiz hayvandan farkı kalmaz.hayvan gibi allahın esmalarının,sırlarının,imtihanın ve rahmetitin farkına varmaz.yaratılışının,varlığının farkına varamaz.istidatları,kabiliyetleri ve marifetleri farkına varmadıkları yüzünden cennete layık hale gelmez.llaha gidecek yolları marifet,muhabbet,fakir ve ilimle bulamadığı için küçük dar dairelerde çırpınıp durur,hayatını hazır güne hapsedip hayvani bir mertebe nakıs yaşar.nakıs ölür ve nakıs dirilir.belki nakıs ücret alır.vesselam.


Konular