Küçük Günahların Başını Tövbe Topuzuyla Ezin Yoksa…..

Müslüman ,günahının küçüklüğüne büyüklüğüne değil o günahı kime karşı işlediğine bakması gerekir.. Nasıl ki ,sinek küçük olduğu halde yemeğe çorbaya veya başka temiz bir şeyin içerisine düştüğü zaman mide bulandırıyor,Öylede küçük görülen günah ve hatalarda insanın amelini bulandırır. Günahın küçüklüğüne değil insanı günahtan men eden Allahın büyüklüğüne bakmalı. Azameti kibriyasına kainatın diz çöktüğü,kün feyekün emriyle her şeyin vücuda geldiği bir zata karşı günahın küçüğünden bile sakınmak gerekir çünkü küçük günahlar hiçbir zaman küçük kalmaz o küçük görülen günahlar beslenilip büyütülürse yılanlıktan çıkar ejderha olur bütün amelimizi yutabilir. Onun için günaha girince o günah büyümeden tövbe ve istiğfar ile başını ezmeliyiz. Eğer başını tövbe tokmağı ile ezmezsek kalbimizde büyür ejderha olur. Artık onunla mücadele etmek zorlaşır. O günah ve haram ejderhaları imanımızı iffetimizi dinimizi yutar. Hayatımızın üzerine haram ve günah ateşlerini saçıp yakar.

Tahrip kolay tamir zor olduğu için, insan küçük gördüğü bir günahla bir çok tahribata sebebiyet verebilir..küçük ve basit gördüğü bir günah ile kalbinde kökleşmiş koca imanı bozabilir. hayatın nuru ve ziyası olan dinini yıkabilir.Haysiyetinive şerefini,iffet ve ahlakını ve ilahi hayra mazhar olan nikah ve namusunu mahvedebilir.
Mesela insanın gözünde nefis ve şeytanın küçük gösterdiği bir zina ile koca iman, nikah ve amelini tahrip eder veya yakar.Nasıl ki,küçük bir kibrit ucu koca ormanı yakar,küçük bir necaset koca suyu necis eder,küçük bir ateş koca dinamit fitilini tutuşturur,küçük bir bomba koca binayı yıkar,küçük bir mermi koca hayatı bitirip öldürür,öylede küçük görülen günah ve haramlarda öyle iman binasını yıkar,amel ormanlarını yakar kül eder.Bir öpmekle bir bakmakla bir tutmakla bir kelimeyle hiçbir şey olmaz diyenlerin birleri ,binlere, on binlere ,yüz binlere çıkmıştır.Cürmü ve cinsi küçük görülen günahlar bir gün öyle dağlarvari olur ki onları düzlemek için ne ömür nede amel yeter.İman ve takva anayasasına tabi olan insan günaha elini uzatmayı bırak hayaline bile getirmemeye çalışır.Bilir ki hayalin bir adım ötesi gerçektir.Bakmanın bir adım ötesi tutmaktır.konuşmanın bir adım ötesi kavuşmaktır.muhabbetin bir adım ötesi sevmektir.Bir adım öteler bin başlı felaketlere dönebilir.Bir adım öteler milyon senelik felaketlere çevrilebilir.Bu ucu ebedi ve baki hayata kadar uzanacak olan günahlardan sakınıp yılandan ve çıyandan kaçar gibi kaçınmak gerekir.Ta saadeti ebediye kapısını kolayca aralasın.

Unutmamalı ki, günah leşlerine tenezzül edenler helal nimetlerin değerini anlamayan ancak akbaba ruhlu insanlardır. Kartal ruhlu insanlar ise günah leşlerine değil Salih amel elmaslarına müşteri olurlar.

Unutmamalı ki, günahın tatlığı bizi birkaç sene güldürüp oyalasa da ebedi hayatımızı ağlatabilir.


Konular