ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI CHAT


Girdab-ı Bela’ya an kaldı










Dininin nizamını iyi kavramış Mü’min tabii olarak sosyal bir insandır da. Çünkü hayatta bir davet sahibidir. Davetle yükümlü insanların, öteki insanlarla dostluk kurması ,onlarla samimi münasebet kurması,onlarla muamelelerde bulunması kaçınılmazdır.










Yaratan’a karşı kulluk vazifesini yerine getirme ve çalışma dışında kalan vakti faydası olan bir amelle meşgul olarak geçirmek; Kulluk vazifesi ve çalışmak için yeni güç kazanmak üzere kalbi rahatlatmak; hoş zaman geçirmek.











Hz. Ömer (r.a) şöyle derdi:”Ben sizden birisinin ne dünya işi ne de ahiret işiyle meşgul olmaksızın boş vakit geçirmesini hoş karşılamıyorum . Herkes devamlı olarak faydalı bir işle uğraşsın; bir işi bitirdiği zaman başka bir işe başlasın.”











Müslüman’ın boşa geçirecek hiç vakti yoktur.










“Boş vakit” çerçevesi altında, bir çok insanımız kendilerini “Chat” batağına atıyor, umma adına…











Alışılmışın dışında bir davranış sergileniyor bu alemde. Neden buradasınız? Sorusuna verilen cevaplar ise garipsenecek düzeyde.”Boş vaktimi burada geçiriyorum” ,”Tebliğ için buradayım”.











Vaktinin büyük bir kısmını burada hiç tanımadığınız insanlar arsında geçirmek, helal-haramı göz ardı etmek , kul haklarının havada uçuştuğu günah sahneleri , çok daha ileri gidip müstehcen davranışların boy gösterdiği “Chat odaları”…












Hani toz pembe derler ya ; en güzel örneği burada yaşanıyor.İnsan kendini çok farklı bir alemde sanıyor, Sevgilerin, dostlukların ,arkadaşlıkların yaşandığını düşünüyorsunuz tüm yalanlardan uzak. Oysa yaşananlar tamamen yalanlara gebe …











Boş şeyler uğruna verilen sözler; Niye verilirdi ki bu uğurda sözler, tutulmayacağı bilinmesine rağmen ? Müslüman kardeşini bu kadar yıkmak çok mu normal idi? Yoksa normaller önemine, kişiye göre değişiyor muydu?










Sizce de chat odalarında söylenenlerle o kişi hakkında ne gibi bir bağlantı var . Ne kadarı gerçek. Kendini başka göstermenin anlamı nedir? Acaba bilinç altımızda ki gerçek dünyamızı mı yansıtıyoruz.Gerektiği kadar duygu dünyamızı tatmine ulaştıramıyor muyuz?












Yaratan’ın yardımı ile iyi bir eğitim ve terbiye ile yetişen, İslam’ı bir mesaj, Allah’tan gelen bir din ve sistem kabul edip , kendisine yüklenen emanetin sorumluluğunun bilincinde hareket eden nice Gençlerimiz, şimdilerde Chat batağında çırpınıyor…












Gençlik ummana doğru yola çıkmış. Girdab-ı bela ‘ya an kaldı…











Kelamı Kadim’de dünya hayatının ancak bir oyun, vakit geçirmek ve eğlenceden ibaret olduğu bildirilmiştir.










Dar-ı beka da selamete çıkmamızı sağlayacak, cehennem azabından bizi koruyacak ameller ; Helali-haramı gözetmek , Yaratan’ın rızasını kazanmak için devamlı gayret içinde olmak ; Peygamberimizin şefaatine nail olmak için onun sünnetine uymak ; mü’minleri Allah için sevmek , kafirlere Allah için düşman olmak ; Müslüman’ın güçlenmesi , düşmanlarına galip gelmesi için cihad etmek…












Bütün bu işler ve Allah’a, Peygamberine, kitabına ve dinin esaslarına inanıp iman edenlerin bugün içinde bulundukları zayıf durum çok çalışmayı gerektirmektedir. Bunun için Mü’minin boşa geçirecek hiç vakti yoktur.













İslam her şeye bir ölçü koymuş ve Rahman’ın koyduğu sınırlara uymanın insanı mutlu edeceğini bildirmiştir. Nefis ve şehvet yolunda gitmenin ,geçici zevklere dalmanın akıbeti pişmanlıktır.













Aslında Ruhumuzu dinlendiren ,gönlümüzü huzura kavuşturan ihlaslı olarak yaptığımız ibadettir.

“Onlar ki, inanmışlardır ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşur ; iyi bilin ki ancak Allah’ı anmakla kalpler huzura kavuşur “(er-Rad 13/28 ).










Rabbim bizleri; zamanımızı dolu dolu yaşayanlardan ,O’na layık kullardan ,O’nu bol , bol zikredenlerden eylesin…



Nezaket ÖZTÜRK


1 yorum

chat yorumunuz harıka

sevgılı arkadaslarım ıyıkı boyle bır sıte yapmıssınız.gercekten bende okudum ve bazı yanlışlarımı gordum.tşk ederim.hakkınızı helal edin..saygılar

23.04.2007 - batuhans

Konular