İman Sahipleri için Sünnet-i Seniyye'nin Önemi

İman Sahipleri için Sünnet-i Seniyye'nin Önemi

"Size iki şey bırakıyorum ki, onlara tutunduğunuz müddetçe asla dalâlete düşmezsiniz:
Allah'ın Kitabı ve Peygamberi'nin sünneti."


Rabbimiz’in “Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim...” (Maide Suresi, 3) ayetiyle de bildirdiği gibi İslam dini “son hak din”dir, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ise “Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur.” (Ahzab Suresi, 40) İman edenler Allah (cc)'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak için nasıl bir ahlak göstermeleri gerektiğini; nelerden sakınıp nelere dikkat etmeleri gerektiğini; haram ve helalleri; kısaca Allah (cc)'ın hoşnut olacağı bir yaşamın nasıl olacağını tüm ayrıntıları ile Kuran'dan öğrenirler. Rabbimiz’in tüm inananlara bir diğer rahmeti ve lütfu ise Peygamber Efendimiz (sav)’in sünnetidir.

Peygamberimiz (sav), Allah (cc)'ın "Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır" (Ahzap Suresi, 21) ayeti ile ahlakını tüm insanlara örnek gösterdiği mübarek bir insandır. İmanı, takvası, ilmi ve üstün ahlakı ile tüm insanlara örnektir. Sabrı, tevekkülü, cesareti, Allah (cc)'a bağlılığı ve yakınlığı, adaleti, müminlere olan merhameti, sevgisi ve şefkati, feraseti ve basireti ile müminlerin kendisine hayranlık duydukları bir ahlaka sahiptir. Bu özelliklere sahip olmayı, iman eden her insan gönülden ister ve bunun için de ciddi bir çaba gösterir. Çünkü Peygamberimiz (sav)’in ahlakına benzer bir ahlaka sahip olmak, Kuran ahlakını yaşamak anlamına gelir. İşte tüm bu nedenlerle Kuran'ı anlamak ve yaşamak isteyenler için Peygamberimiz (sav)’in tüm sözleri, uygulamaları, kararları, öğütleri, tavsiyeleri ve yaşamının her anı -diğer bir deyişle sünneti- çok değerli bir rehberdir.

Allah (cc) Kuran'da peygambere itaat etmenin ve onun yoluna uymanın önemini pek çok ayetle bildirmiştir. Bu ayetlerden biri şu şekildedir:

Kim Resûl'e itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik. (Nisa Suresi, 80)

Görüldüğü gibi Allah (cc)'a itaat eden ve teslim olan kişinin en önemli alametlerinden birisi o kişinin peygambere olan itaati ve bağlılığıdır. Çünkü Allah (cc) peygamberleri Kendi izni ile insanları doğru yola iletmeleri için göndermiştir. Eğer bir kimse Allah (cc)'ın yoluna uymak ve Allah (cc)'ın hoşnut olacağı bir insan haline gelmek istiyorsa, Peygamber Efendimiz (sav)’e itaat etmeli ve tam anlamı ile onun yoluna uymalıdır. Rabbimiz “Öyle ki size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size kitap ve hikmeti (sünneti) öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik.” (Bakara Suresi, 151) ayetiyle bizlere bu gerçeği haber vermektedir. Nitekim bu ayette geçen “hikmet” ifadesi İslam alimleri arasında ittifakla "Peygamber Efendimiz (sav)’in sünneti" olarak kabul edilmiştir.

Müminlere anlaşmazlığa düştükleri konularda Kuran’ı ve Peygamberimiz (sav)’in sünnet-i seniyyesini kendilerine yol gösterici olarak almaları emredilmiştir. Rabbimiz Kuran’da şu şekilde buyurmaktadır:

Hayır öyle değil; Rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiç bir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar. (Nisa suresi, 65)

Bu ayette de açıkça buyurulduğu gibi, Peygamberimiz (sav) Hz. Muhammed (sav)’in uygulamaları, müminler için kesin bir hükümdür. Çünkü sünnet Kuran’ın yorumu, açıklaması, tefsiridir. Bu nedenle de Peygamberimiz (sav)’in sünnet-i seniyyesi konusunda mümin erkek ve kadınlar için herhangi bir reddetme hakkı yoktur. Kuran’da şu şekilde buyurulmaktadır:

Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü’ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır. (Ahzab Suresi, 36)

...Resûl size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası (ikabı) pek şiddetli olandır. (Haşr Suresi, 7)

Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve elçisine çağrıldıkları zaman mü'min olanların sözü: "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır. (Nur Suresi, 51)

Bir insanın Peygamberimiz (sav)’e olan teslimiyeti ve verdiği hükümleri eksiksiz yerine getirmesi, o kişinin imani bir şuurla hareket ettiğinin göstergesidir. Eğer bir insan gönülden Peygamberimiz (sav)’e uyuyor ve onun verdiği hükümler hakkında kalbinde hiçbir şüphe duymuyor ise, bu kişi aslında Allah (cc)'ın hükmüne uyduğunun bilincindedir. Rabbimiz bir ayetinde “O hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O’nun söyledikleri yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir” (Necm Suresi, 3,4) şeklinde buyurarak Peygamberimiz (sav)’in ancak vahiyle konuştuğunu ve onun sözlerinin Kendi koruması altında olduğunu haber vermektedir. Nitekim Peygamberimiz (sav) de kendisinin yoluna uyulmasının ne kadar önemli olduğunu, özellikle kendisinden sonra gelecek olan nesillerin bu konuya hassasiyet göstermeleri gerektiğini hadis-i şeriflerde şöyle belirtmiştir:

Benden sonra yaşayanlar, pek çok ihtilâf ve herc-ü merc görecekler. Size sünnetimi ve doğruya götüren râşid halifelerin yolunu, sünnetini tavsiye ederim. Siz ona sımsıkı sarılın. Dişlerinizle sımsıkı tutunun sünnetime ve râşid halifelerin sünnetine. Sakının; sonradan çıkma işlerden sakının! Çünkü, her sonradan çıkma bid'at, her bid'at da dalâlettir.

Muhakkak ki, en güzel söz Allah'ın kitabıdır. En güzel yol da Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'in yoludur. İşlerin en kötüsü de dine aykırı olarak sonradan çıkarılandır.

Ayrıca unutulmamalıdır ki Peygamberimiz (sav)’in sünneti ve onun iman edenleri çağırdığı yol, inananlara hayat verecek bir yoldur. Allah (cc) bir ayetinde şu şekilde buyurmuştur:

Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman, Allah'a ve Resulüne icabet edin. Ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve siz gerçekten O'na götürülüp toplancaksınız. (Enfal Suresi, 24)

Salih müminlerin yapması gereken Peygamberimiz (sav)’in kendilerini hayat verecek bir yola davet ettiğini bilerek, onun yoluna uymaları ve sünnet-i seniyyeyi kendilerine bir rehber olarak görmeleridir. Allah (cc)'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak isteyen kişi en başından itibaren binasını sağlam bir temel üzerine kurmalıdır. Kendisine Kuran'ı rehber edinmiş ve Peygamberimiz (sav)’in ahlakını örnek almış bir kişi, doğru olan yola uymuş bir kişidir. Allah (cc) Kuran'da binasının temelini baştan sağlam kuran insanlardan şöyle bahsetmektedir:

Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. (Tevbe suresi, 109)

Allah (cc) korkusu ile hareket eden ve Allah (cc)'ın hoşnutluğunu kazanmak için çaba harcayan kimse Peygamberimiz (sav)’in sadık bir takipçisi olur, ahlaken ve imanen Peygamberimiz (sav)’e benzemeye çalışır. Peygamberimiz (sav)’e benzemek ise ancak Kuran'a tabi olmakla ve sünnet-i seniyyeden ayrılmamakla mümkündür.

Kaynak: www.harunyahya.org


Konular