İlme Başlamasi

Çocukluğunda memleketin âlimlerinden Ahmed b. Muhammed er-Razikâni'den fikih dersleri almiştir. Daha sonra Gürcan şehrinde bulunan âlim Ebû Nasr el-İsmaili'den okuyup, liocasina kitabinin kenarlarina Hâşiye ve notlar yazdirtmiş ve memleketine dönmüştür.


İmam Esâd el-Muhayni şöyle der: Gazâli'den bizzat dinledim:

Cürcan'dan memleketime dönerken yolda haramiler yolu­muzu kesmişti. Birlikte bulunduğumuz kafilede ne varsa hepsini aldilar. Hic olmazsa gasbedilen kitaplarimi almak icin arkalarindan yürüdüm. Reisleri bana dönerek 'Geriye dön, yoksa seni öldürürüz!' dedi. Reise yalvarip, kendisinden Allah rizasi icin mallarimi geri vermesini rica ettim. Onlarin kendi işlerine yaramayacağini söyledim. Bana şöyle dedi:

- Mallarin neler?

- Şu torbada bulunan kitaplar. O kitaplari dinlemek, öğrenmek ve yazmak icin diyar-i gurbete gittim.

Bu sözlere katila katila güldü ve dedi ki: "Sen nasil oluyor da 'Bu kitaplarda bulunani öğrendim' diyebiliyorsun? Kitaplari aldiğimiz icin bütün bilgilerin kayboldu. Kitaplarin yok olduğu icin ilmin de yok olmuş". Bunlari söyledikten sonra arkadaşlarina, kitaplari bana vermelerini söyledi. Bu cete reisini, beni irşad etmesi icin Allah konuşturmuştu. Tûs'a döndüğüm zaman üc sene durmadan calişip hocamdan öğrendiklerimi ve kitabimin kenarina yazdiklarini tama­men ezberledim. Öyle bir hale gelmiştim ki, artik biri yo­lumu keser de kitaplarimi alirsa, ilimsiz kalmayacaktim.

Gazâli, bu üc senelik hummali calişmadan sonra Nişabur şehrine giderek orada İmam-i Harameyn Abdülmelik el-Cüveyni'nin (1028-1085) derslerine devam etti. Onun önünde diz cökerek ilmini ilerletti. Mezheb /Hilâfiyat, Cedel^ Usûl-ü Fikih, Usûl-ü Hadis ve Mantik ilimlerinde tam olarak yetişti. Bütün bu ilimleri tam manâsiyla öğrendikten sonradir ki, bu ilim erbabinin sözlerini de iyice anlamişti.

Bu ilimleri yok etmeye calişanlarin dâvalarini; ilmi delillerle redde calişti, bu işte de büyük bir başari gösterdi. Bu ilimlerin her dalma ait kitaplar tertip ve telif etti.
Zekâsi son derece parlak ve sezgisi son derece gelişmiş idi. Gayet acaip bir yaratilişa sahipti. İdrâki son derece ileriydi. Hafizasi cok kuvvetli; ince ve derin mânâlari ortaya cikarmaktason derece mahir idi. İlimde bir zirve ve münazarada aşilmaz bir gecitti.
İmam-i Harameyn talebelerini şöyle tarif ederdi: 'Gazâli bütün âlemi kaplayan bir denizdir. el-Kiya delici bir arslandir. el-Hevâftl de yakici bir ateştir'.