Gıda Terörünün Maneviyatımıza Verdiği Zararlar.

İnsanın maddi ve manevi, nefsani ve meleki, rahmani ve şeytani ve hak ve batıl olmak üzere iki ciheti vardır. Manevi ciheti olan meleki yönleri ibadet, zikir ve marifet ile beslendiği gibi maddi yönü olan bedeni ve nefsanî yönü ise gıdalarla beslenir. Eğer insan nurani ve helal olan gıdalarla beslenirse ve yedikleri ve içtikleri helal ve temiz olursa yediği gıdalar ruhunda, kalbinde ve aklında nurlara sirayet ederek ibadetine ve kulluğuna destek olurken, yediği içtiği ve gördüğü şeyler haram, şüpheli ve yasak olunca da kalbinde ve ruhunda ve latifelerinde nara inkılap ederek kulluktan uzaklaşmaya ve isyana gitmeye sebep olur. Yenilen gıdaların nefse ve hevaya kuvvet vermesi sonucu o bedende nefsin sözü geçerli olurken ve nefis o bedini idare ederken ruh ve kalp ise esir durumuna düşer. Onun karşısında gücünü iktidarını ve kuvvetini yetirip sözü geçmez olur.

Bu zamanımızdaki bedenlerin çoğunluğunun kulluğu ve ibadete yakın durmamasının iki mühim sebebinden birisi insanlarını yediği içtiği gıdaların maneviyata zarar veren haram olan hayvansal gıdalardan, alkolden ve öteki zararlı maddelerden elde edilmesi sonucudur. Helali haramı bilmeyen ve insafı olmayan ve dinen caiz olmayan katkı maddeleri kullanan, Allah korkusu olmayan hain ifsatçı üreticiler ve gıda terörcüleri insanları manen zehirliyorlar.

İnsanların kulluğa uzak,maneviyata yabani durmasının ikincisi sebebi ise o gıdalarla beslenen nefsin ruha ve akla hükmünü geçirmesi yüzündendir.Yediğine ve içtiğine dikkat etmeyen ve haram ve helal olmasına dikkat etmeyen insanların ipleri nefsin eline geçtiği için ve bedende ruh,akıl ve kalbin sözü geçerli olmadığı için insanlar ibadete kulluğa ve taata gelmiyor ve yanaşmıyor.nefis onları ibadetten kulluktan ve maneviyattan alıkoyarak ibadetten uzak tutuyor..Vicdanında ve kalbinde sohbete gitme ibadet etme ve kulluk etme meyli oluşan nice insanlar haramlarla yada şüpheli şeylerle beslenen nefsinin tahakkümü karşısında hiçbir şey yapmamaktadır.Yediği ve içtiği gıdaların şüphesi,zararı ve tehlikesi yüzünden maneviyat ölünce ve nefis ipleri ele geçirince insanları hayra ve ibadete yaklaştırmıyor.İsyana ve nisyana atarak maneviyatlarını öldürüyor.

Helal olanlar bellidir. Haram olanlarda bellidir. İkisi arasında şüpheli olanlar vardır. Kim onlardan sakınırsa ırzını ve dinini korumuş olur. Hadisinin tehlikesine maruz kalan Müslümanlar helal ve haram arasındaki şüpheli olan gizli haramlar yüzünden değerlerini, maneviyatını ve dinini ve ırzını kaybetme tehlikesi içerisine girmiştir. Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan ülkemizde gıda terörü ve şüpheli ürünler yüzünden milletin imanı, ahlakı ve hayası ve dini mahvolmuştur. Yediği içtiği ve kullandığı yiyeceklere şüpheli ve dinen sakıncalı katkılar katıla katıla Allahın emirlerini tutmayan, isyan eden, namus değerlerini yitiren, bir toplum haline gelmiştir.

İmanı, ahlakı, dini ve namusu ve değerleri mahveden bu gıda terörü ve anarşisinin maneviyatımıza verdiği zarar ebedi hayatımızı mahvedecek kadar büyüktür. Bu terörün ruh, akıl ve kalbimize verdiği zarar küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Eğer ibadete yanaşamıyorsak, dilimiz Allah’ı anmıyorsa, eşimizi çocuğumuzu kıskanmıyorsak ve manevi kuvvetimiz zayıf ise en mühim sebebi bu haram ürünler yüzündendir. İslama, Kurana ve dine alaka ve ilgi duymayıp kulluğu unutuyorsak bunun sebebi sorgulamadan ve araştırmadan ve içeriğine bakmadan tükettiğimiz gıdalar ve yiyeceklerdir.

Güzel ambalajlarda, süslü poşetlerde, etkili reklâmlarla sofralarımıza gelen, yediğimiz ve içtiğimiz gıdaların içeriklerinde kullanılan katkı maddelerinin dinen caiz ve helal olmayan hayvansal katkılardan terkip edilmesi ve içeceklerin içerisinde alkol, böcek ve öteki maddeten ve manen zararlı katkı maddelerinin çıkması tüketicilerin yıllarca gıda terörüne nasıl maruz bırakıldığı ve maneviyatlarının öldürüldüğünü, para kazanma ve zengin olma hesabına toplumun nasıl maneviyatının zehirlendiğini gösteriyor.

Lakayt kaldığımız, boş verdiğimiz ve umursamadığımız gıda terörü yüzünden maneviyatımız büyük bir zarara uğradı. Ye gitsin veya boş ver yiyende ölmüş yemeyende mantığı yüzünden nice hasselerimizi ve kuvvelerimiz ve latiflerimiz kayıplara uğradı.Ebedi hayatımızı kurtaracak olan dinimiz ibadetsizlik ve şükürsüzlük ve kulluksuz musibetlerine maruz kaldı.Serkeş ve sarhoş nefsin elinde ruh,akıl ve kalbimiz esir oldu.Haram ve şüpheli lokmalar ile saltanat kuran nefsimiz akıl vezirini ve kalp sultanını ibadetten ve Allaha ibadet etmekten alıkoydu.Dinimizi ve ırzımızı ve şerefimizi asimile etti.

Artık bu gıda terörüne dur demenin vakti geldi geçiyor da. Boğazımızdan ne geçtiğine, neleri yiyip neleri yemeyeceğimize, nelerin şüpheli, haram ve yasak olduğuna dikkat etme vaktidir. Maneviyatımızı ve kulluğumuzu nefsin ve şeytanın elinden kurtarma vakti geldi ve geçiyor. Gıda terörü ile bizi zehirleyen maneviyatımız öldüren kuruluşlara ve firmalara gruplara karşı yaptırım yapıp ürünlerini kullanmama vakti geldi. Helal ve haram arasındaki şüpheli olan gizli haramlardan kaçınarak bedenimizi nefis ve hevanın elinden kurtarıp ruh, akıl ve vicdanın eline verme vakti geldi. Peygamberimiz ta bin dört yüz yıl önce şüpheli olan şeylerden din ve ırzınızı koruyun, din ve ırzınızı mahveden yiyeceklerden uzak durun ve kaçının derken işte bu gıda terörcülerine ve anarşistlerini kast etmiştir. Bizlerde bu gıda terörü ile ruhumuza, kalbimize ve latifelerimize zarar verenlerden uzak durup onlardan kaçacağız. Ürünlerine kanmayacağız. İsterse adları İslami olsun kanmayacağız. Müslümanları bu terörcülerin elinden kurtarmak için kurulan GİMDES gibi derneklerden helal sertifikası var mı yok mu diye bakacağız. Adına veya şanına ve reklâmına bakmayacağız.Helal üretim yapıyorsa ürünlerini tüketeceğiz yoksa o ürünlerle maneviyatımızı zehirlemeyeceğiz.Vesselam.Tahkik.Org


Konular