CENNET UCUZ DEĞİL CEHENNEM DAHİ LÜZUMSUZ DEĞİLDİR..

Zaman gösterdi ki, “Cennete ucuz değil cehennem dahi lüzumsuz değildir” diyen Bediüzzaman hazretlerinin bu sözü yerinde ve çok hakikatlidir.Bu sözün hakikatini üzerinde, hareketlerinde amelinde, fiilinde ,gösteren nice ahmak ve kafir ,cahil,divane,zalim insanlar gelmiştir.
Dünya için bütün vaktini ömrünü zamanını feda ve heba eden ama ahireti için kılını kıpırdatmayan, dünya için ince hesaplar planlar yaparken, ahiret ve cenneti hatırına dahi getirmeyen Allahın emrettiği ibadetleri yapmazken, Allahın emrettiği amelleri işlemez iken, nefsin onun hatırı için her şeye katlanan, her şeyi yapmaya çalışan, şekilden şekle, renkten renge giren,nice insanlar cennetin ucuz olmadığını göstermişler ve göstermeye devam ediyorlar.
Allahın dinini yüceltmek uğrunda hayatını, evini, barkını ,çoluk çocuğunu, malını ,servetini feda eden ,o yolda canını dahi çekinmeden veren nice insanlar cennetin ucuz olmadığını kolay kazanılmadığını da göstermişlerdir.
İman ettiğini söyleyip iman etmenin hakkını vermeyen, kulluğunu yapmayan, hal ve hareketleriyle inancı çelişen, ibadete yanaşmayan, dil ile ikrar ettiğini hareketleriyle tatbik etmeyen insanlar bilmelidir ki cennet ucuz değildir.

Dünyalık bir mevki, makam, kariyer için her gün saatlerini feda etmekten çekinmeyen, amirinin verdiği emirleri işleri katiyen yerine getirme noktasında endişe taşımayan, amirine koşulsuz itaat eden, ekmek parası diyerek birçok şeyini terk ettiği halde rabbi için, dini için, ibadet için hiçbir şey yapmayan ve rabbinin emirlerini yapmayan ve günde bir saatini dahi feda etmeyen insanlar cehennemin dahi ucuz olmadığını öyle kolay kazanılmayacağını gafil halleriyle göstermiş ve gösteriyorlar.

Hiçbir gözyaşı, niyaz dua, tazarru, ibadet, kulluk, itaat etmeden belalar ,musibetlere ,olaylara karşı sabır ,tevekkül ve teslimiyet göstermeden cennetin kazanılmayacağını ,cennetin bir bedelinin olduğunu ve cennetin zahmetsiz ve ibadetsiz kazanılmayacağını, cennetin ucuz olmadığı gösteriyor.

Dünyayı ucuza kazanamayan ve dünya uğrunda meşakkat, zahmet, keder, çeken insanın cenneti ucuz kazanacağını düşünmesi aklın işi değildir.

İbadetsiz, kulluksuz amelsiz, itaatsiz ve iyiliksiz cennetin kazanılacağını düşünmek aklın karı hiç değildir.

Allaha itaat etmeden, her günahı işleyip tövbe etmeden, haramlarda kalmaya devam ederek, Allahın rahmetini umarken gazabını ummadan yaşayıp cenneti kazanacağını düşünmek fikri aklın alacağı bir iş değildir.

Bir üniversiteyi kazanmak için yada bir iş sahibi olmak için onlarca kitapları okuyan, yüzlerce sınavlardan geçen, binlerce sıkıntılara giren, her gün strese giren ve senelerini veren bir insanın yarım yamalak ibadetle, inançla, kullukla, namazla veya örtüyle cenneti ucuz bir şekilde kazanacağını düşünmesi divaneliktir.

Her gün ekmek parası için on saatini bazen on beş saatini verip karşılığında küçük bir ücret alan ve o çalışma süreçleri içerisinde yorulan ev mahvolan insanın bir gün içerisinde hiçbir vaktini rabbine feda etmeden, ahireti kazanmak için çalışmadan cenneti kazanacağını düşünmesi akla muhaldir.

Demek cennet ucuz olmadığı ve cenneti kazanmanın bir bedeli olduğu gibi cehennemin dahi lüzumsuz olmadığı bir gerçektir.

Evet, halkları üzerinde ilahlık taslayan, onları katleden, onlara zulüm eden, canlarına kıyan nice krallar ve padişahlar cehennemin lüzumsuz olmadığını hal ve tavırlarıyla göstermişlerdir.

Yüzlerce belki binlerce insanın kanını döktüğü halde cezasını çekmeden ölmüş ve o insanların kanlarını yerde bırakmış nice zalimler cehennemin lüzumsuz olmadığını ispat etmişlerdir.

Allah”ı ve peygamberi inkar edip onların varlığını başkalarına inkar ettirmeye çalışan felsefeciler ve profesörler dahi cehennemin lüzumsuz olmadığını göstermişlerdir.

Bir çok insanı öldürdüğü halde hiçbir katli ortaya çıkmamış ve cezasını çekmemiş ve rahat yaşamış bir çok katiler ve caniler cehennemin lüzumsuz olmadığını ispat etmişlerdir.

Dünyada hiçbir yerde adaletin hakkıyla yerinde ve gerekli bir şekilde tatbik edilmemiş ve adaletin ancak yüzde birinin tatbik edilip yüzde doksan dokuzunun icra edilmemesi cehennemin varlığını ve cehennemin bu insanların haklarını almak noktasında lüzumlu olduğunu gösteriyor.

Başkalarının mallarını haksız gasp eden, çalan, çırpan, dolandıran ve yaptıklarının cezasını görmeyen görse de eksik gören niceleri cehennemin lüzumunu ortaya koymuş oluyorlar.

Allaha başka ilahları ortak koşan, bilerek, gafilce veya cahilce şirke giren ve şirk üzere yaşayan nice milletler ve topluluklar cehennemin lüzumsuz olmadığını gösteriyor.

Allahın gönderdiği peygamberleri yalanlayan, onları öldüren, onlara iftira eden, onları karalayan, onlara savaş açan, onlarla mücadele eden nice zalim. Kâfir ve zındıklar ve müşrikler cehennemin lüzumunu göstermiş ve gösteriyorlar.

Sapkınlıkta ve azgınlıkta kural ve sınır tanımayarak haddini aşıp rabbinin gayretullahına dokunduran ,yaratılışın gayesine iftira edecek tarzda yaşayan nice ümmetler ve milletler cehennemin lüzumsuz olmadığını dalalet ve isyanları ile göstermişlerdir.
Allah”ı ahireti, peygamberi, inkâr edip esmaı ilahiyenin tecellilerini ıskat edip, inkâr etmeye çalışan, bütün mevcudatın hakkına giren, yaratılışı inkâr eden, hakikatleri tekzip etmeye çalışanların bu inkârları ve sapkınlıkları dahi cehennemin lüzumunu gösteriyor.

İnançlarını yaşamaya çalışanları öldüren, süründüren, onların hayat haklarını elinden almaya çalışan, ilahlarını inkar ettirmeye çalışan, inançlarından dolayı aşağılayan nice zalim hükümdarlar, başkanlar, cehennemin lüzumsuz olmadığını cinayet ve zorbalıklarıyla gösteriyorlar.

İlmiyle, fikriyle, kuvvetiyle, gücüyle, saltanatıyla ve zekâsıyla insanları saptırmaya çalışan, batıl efkârlarını doğru ve hak olarak göstermeye çalışan dessas ve aldatıcı insanlar cehennemin lüzumsuz olmadığını gösteriyorlar.

Bende sizdenim diyerek Müslümanlardan görünen ama içinden kafir olan, Müslümanlara içten içe düşmanlık eden, onların arasına fitne ve şer sokan niceleri cehennemin lüzumsuz olmadığını münafıklıkları ile göstermiş ve gösteriyorlar.

Cürmüne, cismine ve kuvvetine bakmadan küçük, zaif, ve akılsız aklıyla, ahmak tavırlarıyla Allaha ve onun dinine savaş açmış nice ahmaklar cehennemin dahi lüzumsuz olmadığını gösteriyorlar.

Allahın koyduğu emirleri umursamayan o emirlere karşı lakayt kalan, Allahın emirlerine karşı alaycı tavırlar takınan nice divaneler cehennemin lüzumsuz olmadığını gösteriyorlar.

Hayâsızlığıyla, ahlaksızlığıyla nice insanları yoldan çıkaran, yuvaları dağıtan, insanlar arasına fitne, bela ve şer sokan nice bayanlar cehennemin lüzumsuz olmadığını gösteriyorlar.

İçki ve uyuşturucuyla insanları zehirleyen, insanları ahlaksızlığa iten, masum kadınlara iftira atan, namuslu kadınları satan nice kavat, pezevenk ve deyyus insanlar cehennemin lüzumsuz olmadığını gösteriyorlar.

Küçük ve adi menfaatleri uğrunda insanlığın aleyhinde kötü bir çığır açarak insanların sapkınlığa ve kötülüğü gitmesine sebep olan nice insanlar cehennemin lüzumsuz olmadığını göstermiş ve gösteriyorlar.
Bu ve daha nice olaylar ve hadisatlar, insanlar ve hal sahipleri cenneti ucuz ve cehennemin dahi lüzumsuz olmadığın göstermişler ve gösterecekler.

Evet cehennemin varlığı milletlerin ve devletlerin ve kanunların adaleti gereği suçluları yargılayıp hapis ve zindana atması kadar gerçektir. Hiç bir hükümet ve devlet yoktur ki mükâfat dairesi ve ceza dairesi olmasın. Zalimlere cezasını ve mazlumlara mükâfatını vermesin.
İşte cehennemin varlığı Allahın adaletinin gereği olduğu gibi cenneti dahi merhametinin gereğidir. Eğer Allahın cehennemi olmasaydı zalimler zulmünde, mazlumları ahında kalıp bu dünyadan göçecekti..Her kesin yaptığı yanına kar kalacak.Her kes ölüp kabre girecek çürüyüp gidecekti.Hiç kimse hiç kimseden hakkını alamayacak.Her kesin yaptığı yanını kar kalacaktı.Ama Allahın ,hikmeti, hakikati ,adaleti ,rahmeti buna müsaade etmediği için cennet ve cehennem yaratılmıştır.Allahın hakkı,mahlukatın hakkı ve insanların hakkını vermek için cennet ve cehennem yaratılmıştır.Cehennemin varlığı mazlumlar için öyle bir teselli kaynağıdır ki zulme maruz kalan her insan Bediüzzaman hazretleri gibi zalimler için yaşasın cehennem diyerek teselli bulabilir.İyi ki cehennem varmış ,iyi ki azap ve ceza varmış diyebilir. Bir adam düşünün yüzlerce insanı öldürmüş. O insanı kanun önüne çıkarsan o insan en fazla bir idam verilir ve 99 insanın hakkı ondan alınmamış olur.ancak bir kere idam edilen o cani insan 100 adamın on binlerce senesini mahvetmenin cezası olarak sadece ömür boyu hapse yada bir kere idama mahkum edilir.bu ise adalete terstir.Çünkü 99 insanın hakkı yanına kar kalmıştır.Bu zulüm o zalim için cehennemin varlığını iktiza eder ve gasp ettiği bütün hakların ondan alınmasını zaruri kılar.
Dünyada adaletin binde birini uygulamaktan aciz kalan her kesim insan için adaletin tam ev eksiksiz olarak uygulanacağı yer olan cennet ve cehennem birer nimettir.Cehennemin lüzumu ve zarureti Allahın adaleti gereğidir.Cennet ve cehennemi vat eden Allah mutlak adaletinin gereği olarak cehennemi hak edenlerle dolduracaktır.vesselam.


Konular