İslâm’ın Tesettür Emri, Kadına Verdiği Kıymettir

İslâm dini kadına örtünmeyi neden emretmiştir?”
Sualin cevabı “cinsellik” olmayıp, Necib Fazıl’ın “Aynadaki Yalan” romanındaki harika benzetmesiyle şudur:

- “İslâmda kadın, kıymeti bilinen ve belirtilen her şey gibi, muhafaza içinde bir mücevher…”

İslâm’a göre kadın mücevher olduğundan, onu koruyacak bir mahfaza gereklidir, bu mahfaza teşhir ve istismara da engeldir. Demek ki, örtünmedeki asıl hikmet cinsiyet olmayıp hayâ ve hicab mevzuudur, kadına verilen kıymet mevzuudur.

İslâm, kadını mücevher değerinde görüp onu mahfaza, perde, örtü ile korurken, Batı medeniyeti “kasap çengelindeki et” gibi teşhir etmiştir.

Kadın teşhirini ön plâna çıkaran Batıya ve modernizme tepki olarak tesettürün hikmetini “cinsellik” olarak izah etmek, karşı olunan Batıya ve onların fikir babası Freud’e haklılık kazandırır ancak…

İslâm, kadına gerçek mahiyetine uygun davranır ve onu hayâ ve iffet âbidesi olarak mefkûreleştirir. Hayâ, imandandır ve İslâm ahlâkının ve insan fıtratının temelidir. Öyle ki, kadın, oğlu ve babasının yanında bile örtünür, şehvet diye değil, hayâen örtünür. Hayvanlarda hayâ yoktur ve çıplaklık hayvanlara hastır; ayrıca hayâ hissi körelmiş iki ayaklılara hastır.

İslâm’da örtünme hayâ ve iffet mevzuudur demiştik ki, kadında bunun sınırları saçtan topuğa kadar gösterilmiştir.

İslâm, kadına değer verdiği için onu tesettürle süslemiştir. Bu açıdan kadının hürriyetidir başörtüsü.


Konular