TESETTUR VE KADIN

.





TESETTÜR VE KADIN





C-9-SH 3716 NUR 30. Ya Resulullah. Müminlere de ki gözlerini harama kapasınlar ve avretlerini zinadan korusunlar.



Sh-3718-Humar ile örtsünler.

Bakmakta zaruret olanlar; tedavi için tabibin nazarı, şahadet için hakimin nazarı, zina edilirken şehadet içiz nazar nikahına alacağı kadına nazar caizdir.

Ya Resulum, müminler zinetlerini kimseye göstermesinler. Caiz olanlar; kocaları, babaları, kayın babaları,oğulları, kocasının diğer karısından oğluna, üvey oğluna, kardeşine, kardeşinin oğluna, yani yeğenlerine, hemşirelerinin oğluna Müslüman hatunlarına, cariyelerine, kölelerine, çok ihtiyarlara, baliğ olmamış çocuklara.

Sh.- 3724-(Hayvan misali, nefsin şehvetinden olup kadınının örtünmesi karşı çıkılamaz. İslam kisvesinde Asrı Saadet münafıkları gibi küfrüyatla dolu olanlar ecnebiler gibi kadınlarını açmak ,sterler. Kadının örtünmesini hürriyet tehdidi sanırlar.)

Her şeyden önce kadın bir hayvan misali her tarafı açık, çıplak ve namhaysiyet, iffet nedir bilmez biri olmamalıdır. Aksine namus, iffet, etek temizliği, örtü onlara haysiyet, itibar verir, güzellik verir. Ama bu güzellik fahişe güzelliği değil, iffet,ve bununla iman güzelliği: onu nurlandırır, nuranibir güzellik verir.

Bu hususlar aile hayatının huzurlu, töhmetsiz devamını sağlar. Muhabbetli bir aile arzusuna cevap verir. Aile ocağında muhabbetin elzem oluşunu hatırlatalım. Bu muhabbet ile anlaşma, uyuşma hasıl olur ve bu kötü akibetten aileyi kurtarır, saadete erilir.

Kadının istediğinde, istediği yerde ve istediği kimselerle gezmesi yalnız memleketimizde değil ecnebide bile ahlaklı faziletli, namuslu ailelerce kötü görülür. Bu bütün dünyada böyledir. Kokuşmuş, tefessüh etmiş zihniyette kimselerin aile müessesini yıkmak bu üstün insanlık değerlerini kınarlar. Böylece hayvanlık değerlerini müdafa ederler. Bunlara kananlar dünyayı bir vahşi orman hayatına çevirmek isterler. Böylece insan duygu ve düşüncelerinden nasıl uzak olduklarını ifade ederler. Böylece hayvan duygu ve düşüncelerine nasıl yakın olduklarını ifade ederler. İşte bu hallerine hürriyet derle serbestlik derler. Unutulmamalıdır ki köpekler, kediler maymunlar ve diğer hayvanlarda aynen öyledir. İnsanların hayvanlardan mutlaka farkları olmalıdır. Bütün hayvanların edep yerleri meydandadır. Ama yer yüzünde bütün insanlar elbise giyerler. Avrupada, Amerikada, Rusyada, Asyada herkez örtünür. Açık olan bir kadına her tarafı her nazara açıktır. Herkes, her istediği gibi o kadına bakar ve bir yerde bakmaya kendince hak kazanır. Bakmaya Hak kazanınca ona sahip olmayada hak kazanır. İşte bu haller: Kavgalara, yaralamalara, öldürmelere kadar gider. Bu durumda namusa iffete sahip olmak imkansızdır. Namus, iffet ise hayvanlar iççin değil, yalnız insanlar içindir. Hayvanlar hayvan gibi davranacaktır. Ama insanlarda insan gibi davranmalıdırlar.

Yeryüzünde her kıtada, her millette hayvanların edep yerleri meydandadır.

Yeryüzünde her kıtada, her millette insanların edep yerleri elbiselerle kapalıdır. Her milletin, her dinin kendine mahsus namus ve iffeti vardır. Ama islamınkisi en güzeli, en mükemmelidir. Bu mükemmeliyete akıl ediremeyeni: Akı, namus iffet hususlarını siz düşünün.

Hikmet, bir şeyin cinsinde aranır ferdinde değil. Serbest bırakılmış kadın cemiyetlerinde fuhşun son raddede olduğu her vasıta ile biliniyor. Bu halin kanunen dahi yasak olması icap eder. Dinde ise buna haram denir. Açıklığın sonu hiçbir zaman hayır getirmez, öyleyse buna son getirilmelidir.

Dünyanın her yerinde: Amerika, Avrupa, Asyada, Rusyada hayvanlar şu 3 şey için yaşarlar. 1-Yemek-içmek. 2-Uyumak. 3.Çiftleşmek, hayvanların bundan başka bir emel ve arzuları olamaz.

Eğer insanların hayat düsturlarıda bunlara münhasır kalırsa bilinsinki hayat şeklimiz, yaşama biçimimiz aynen aklı olmayan, iffetli olmayan hayvanınki gibidir. Ama insan ise Eşrefil mahluktur ve dünyaya da halife olarak gönderilmiştir. İnsan, hayatının hiçbir anında bu hususları asla unutmamalıdır.

Açılmanın, açık olmanın ne derece rezilane olduğunu gördük. Milletimize bu rezilliği reva görenlerin ne hainane emel ve gayeler içinde olduklarını siz düşünün. Birde bu rezilliğin adına ilericilik derler bu rezilliğe ilericilik dendi mi; randevu evleri, fuhuş yuvaları, ilericiliğin zirvesi olan yerler olarak mecburen kabul edilir. Bu netice ise milletimizi ve insanlığı hangi hayat çizgisine çekmek istediklerini gösterir. Bütün devletlerde, devlet kuvvetleri bunların peşindedir. Rusyada da…

Rusyada Gorbaçov’un karısının kıyafeti edepli, mazbut, iffetli bir kadının kıyafetidir.

İngiltere eski başbakan Teçır’ın kıyafetinin zerafetini tarihler bile yazmıştır.

Bush’un karısınında zerafetinin diğerlerinden kalır tarafı yoktur.

Başbakan Tansu Çiller’in zarif kıyafetlerininde Teçır’ınkinden kalır tarafı yoktur. Her birinde bir baş örtüsü noksan idi.

Bütün insanlara ve bütün insanlığa soruyorum. Bu edepli ve mazbut kıyafetli ve dünyaca meşhur, kültürlü, faziletli, tahsilli, mevki makam sahibi bu kadınlar kadar hangi süslü kokanalar, iffetsizler, reziller ilerici olabilir.

O süslü kokanalar iffetsizler; bu mazbut, edepli, namuslu hanımefendi ve örnek kadınların meclisinde kapıcı bile olamazlar. Onlar ancak randevu evleri vb. fuhuş yuvalarında kapıcı olabilirler.

KUR’AN DİLİ CİLT 2 SH. 1348: Erkeklerin mirasta haklarının fazla olmasının hikmeti: Erkekler kadınların işlerine bakar, gözetir muhafaza eder. Erkeğin kadına hakimiyeti keyfi değil, hizmetini görmekle ifade eder. Bir taraftan erkeğin faziletini sayarken diğir taraftan kadınında iffet ve faziletini ister. Bu durumda erkeğin üstünlüğü imam ile ümmet üstünlüğü gibidirki aile terbiyesi, iştimai terbiye ve siyasinin başlangıcı olacaktır. Erkeğin hilkaten fazilette daha üstün ve fiziki yaradılışta da daha kuvvetli olduğu hakikati gayet açıktır. Kadının himaye sebebiyle erkeğe ihtiyacı vardırki buda emir ve selahiyeti erkeğe, itaati kadına verir. Erkekler Nübüvvet, İmamet, Velayet,Cihat, Cuma ezan, Kamet, Hutbe, Vatan müdafası, Askerlik, Şahadet gibi hususlar sebebiylede amir durumundadırlar, Reislik, Riaset hakkına sahiptirler. Erkeklerin mallarından mehir ve nafaka vermeleride reislik, riyaset hakkı verir. Kadınada itaat, sadakat, ülfet muhabbet etmek düşer. Kocalarının gıyabında: Namusunu, haysiyetini, aile sırlarını, malını muhafaza etmek düşer. Hadiste buyruldu (Kadının hayırlısı: Baktığında kocasının mesrur eder, sevinç huzur verir, saadet verir. Koca emrederse itaat eder. Gıyabında çekiştirmez.

SH.-1349-Nisa Suresinde 37-Erkekler kadınlara hakimdirler. İyi kadınlar itaatkardırlar. Serkeşlik itaatsizlik etmezler.Edenlere nasihat edin güzellikle anlatın. Dinlemezlerse yatağınıza almayınki bu kadın için kötü bir duruma düşmektir. Gene dinlemezlerse dövün.

Kadın dövülür mü? Dövülmez. Ama asi olan, itaat etmeyen kadın, nasihat dinlemeyen kadın dövülür. Kadınlar haysiyet ve şerefinin iadesi için dövülür.

-Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir. Bir mahallede bir muhtar vardır ve herkes; Büyük-küçük, tahsilli-tahsilsiz, kadın-erkek ona itaatle yükümlüdür. Aksi takdirde ceza yer. Okulda her sınıfın mümessili bir talebe vardır ve bütün talebeler ona itaat ederler. Büyün, yaşlı herkese hürmet, itaat İslami bir vecibedir. Kadınında itaati böyledir.

Erkeklerle eşit olduğunu ifade eden feministlet, sonunda kadın haklarını korumak değil, kadın haklarından istifade ederek cinsin sapıklığı kadınlar arasına yaymaya çalışan sapık kadınların bir hareketi haline gelmiştir. Askerlik, cihat, vatan müdafası, şahadet gibi görevlerle yükümlüdür bütün dünyada erkekler. PKK belası ile çarpışan ordumuzda isterdikki bu feminist kadınlarda o dağ başlarında PKK ile çarpışsın. Mademki eşitiz o kadarda kadın askerler olmalı, harbe girmelidirler. Maden kömür ocaklarında onlarda çalışmalıdırlar. Bütün kadınlar asker olmalı, yazın yakıcı sıcağında talim yapıp nöbet beklemeli, kışın kavurucu soğuğunda da aynen çalışmalıdır ki eşitlik yerine gelsin. Bunlara yapmadan eşitlikten dem vurmak havanda hava dövmek gibidir. Bu büyük aldatmacanın ne büyük bir yalan olduğunu ve kadına askerlik değil, hanımlık yaraştığını hararetle hatırlatalım.

Kadın evinin hanımı olmasını bilip evlatlarına, ilk öğretmeni olarak İslam terbiyesini vermeğe bakmalıdır. Eşiyle çocuğuyla mutlu ama Allah’ın yolunda bir hayat tarzı yaşamalıdırlar. Çünkü İslam usulü ile evlenmeli ve her işlerini islama göre yapmalıdırlar. Hadiste şöyle buyrulmuştur: ( Eğer insanın insana secde etmesini isteseydim, kadının kocasına secde etmesini isterdim.) Burada kadının kocasına nasıl itaat etmesi gerektiğini güzel kavramalıdır.

Erkek içinde Hadiste şöyle buyrulmuş( Ümmetinin en hayırlısı evladı iyaline- karısı ve çocuklarına iyi davranandır.) Beyan edilen bu ölçüler insanlığı; huzura,saadete, selamete ulaştıran en güzel ve kestirme yoldur. Bunun dışındaki yollar kadın ile birlikte insanlığı buhrana, sıkıntılara, huzursuzluklara sürükler.

Kadın (Hürriyetime kavuşacağım) deyip (Hayatımı yaşayacağım) serbestine gelince; kadından çok güzel istifade etmesini bilenler, kadını çok güzel kullanmasını bilenler sayesinde kadın şehvetinin esiri, nefsinin kölesi haline geldi. Burada hürriyet; kadını öyle yükseltmiştir ki ancak ve ancak erkeğin uçkuruna kadar yükseltmiştir. İşte onların eşitlikten, hür olmaktan, serbest olmaktan anladıkları.

Ama İslam da ki eşitlikler kadın ibadetle, takvada ilimde aynı gözle bakılarak hitap edilir. Bunların dışında da iffeti, haysiyeti onu ulaşılmaz mevkilere çıkarmıştır. Bu ulaşılmaz mevkiyi kadın ancak bu yolla ve bu durumda ulaşır.

Evlenmede, erkek kadının şartlarını kabullendikten sonra ve şartları yerine getirdikten sonra evlenme gerçekleşir.

Bundan sonra dinimiz kadından erkeğine tam bir itaat ister.

“Eğer insanı secde etmesini isteseydim kadını kocasına secde etmesini isterdim.” Hadisi bu itaati en güzel ifade eder. Koca dahil karısını ve çocuklarını en güzel, nazik muameleyi yapmakta ve de canı pahasına evini, eşini, çocuklarını korumaya mecburdur. Bu uğurda ölürse şehit olur. “Ahirete inanan evladı iyaline iyi davransın.” Hadisi erkeğin davranışını belirler ”Ümmetimin en hayırlısı evladı iyaline karısı ve çocuklarına iyi davranandır.”

Beyan edilen bu ölçülü yol ; saadete, selamete vardıran en kestirme yoldur.

Bu ölçülerin dışında kalmış bu günün kadını “Hürriyetime kavuşacağım, hayatımı yaşayacağım” deyip senelerdir çabalaması sonucunda kadından çok güzel istifade etmesini bilenler şer kuvvetlerinin sayesinde ve kadını çok güzel kullanmasını bilenler sayesinde kadın; kadınlık haysiyet ve şerefinden çok şey kaybetti. İffetinden telafisi mümkün olmayan şeyler kaybetti.

Evet kadın hürriyetine kavuştu, kadın hayatını yaşamaya hak kazandı.ama bunun hakiki manası; haysiyetsizlik, iffetsizlik, namussuzluk ve erkeğin arzularınca kullanılacak derece uçkurdan aşağı düşmektir.

Burada hürriyet; kendi şehvetinin esiri olmaktır, bazen de erkeklerin şehvetlerinin esiri olmaktır. Ama her zaman nefsinin kölesi olmuştur.

Hür olduğunu söyleyen bu; vesikalı hayat kadınlarının vezikasızıdır. Bunlar cemiyeti kemiren tahrip eden cemiyet mikroplarıdır. Bir kadın İslami Kisveden uzaklaştıkça erkeğin uçkuruna yaklaşıyor demektir. Buna namusundan adım adım uzaklaşmak yani namusta erozyona uğramış bir insanlık; Allah’tan İslam’dan uzak bir insanlıktır.

Saçının tek bir telini göstermemeye çalışan bir insan nerede! Gösterilmedik bir yeri kalmamış çıplak bir insan nerede! Horoz tavuktan hem güzeldir hem de kuvvetlidir. Boğa inekten hem güzeldir ve hem kuvvetlidir. Tavus kuşunun erkeğinde renkli tüyler vardır ama dişide yoktur. Hindini erkeği kabarır kudretinin güzelliğini gösteriri ama bu hal dişisinde yoktur. Aslanın erkeğinde yele vardır ve ona ayrı bir güzellik ayrı bir heybet veriri ama dişisinde yoktur. Koç koyundan daha gösterişlidir. Erkek geyikteki o güzellik dişide yoktur.

Allah’ın kudretinin mahlukatı üstündeki tecellesidir bu. Hz. Ali’ye, Hz. Fatıma annemiz vasiyetinde; 4 vasiyetim var. Biri şu ki, ben sana karşı görgüsüzce bir hareket yapmış terbiyesizlik etmişsem bağışlayın. İkincisi şu ki; benim çocuklarımı sev, say. Onlardan bir küstahlık gelirse hoş göresin. Üçüncü vasiyetimde şu ki; beni gece vaktinde gör ki yaşadığım günlerde mahrem gözlere görünmediğim gibi ölümümde naşıma değişen bakışlar değmesin. (Ermişler Bahçesi: Kerbela Şehitleri-Sh-181) Hz. Fatıma ve cennet komşusu…

Hz. Peygamber (A.S) Efendimize Fatıma annemiz sorar. Cennet komşum kimdir? Hz Peygamberimiz (A.S) cennet komşusunu adresiyle, adıyla, kapı numarasıyla tarif eder.

Fatıma annemiz ertesi günü cennet komşusu olan kadınla konuşmak için Resululahın verdiği adrese gider. Der ki ; yarın ben sizinle konuşmak görüşmek için geleceğim der. Kadında yarın senin için kocamdan izin alayım der. Fatıma annemizde yarın gelirken küçük oğlu İmam-ı Hasan’ıda yanına alır ve cennet komşusu olan kadının evine gelirler ama kadın Hz. Fatıma annemize; Ya Fatıma ben kocamdan sadece senin için izin almıştım oğlunu bana söylememiştin. Şimdi gidin yarın gelin akşam kocamdan oğlun ve senin için de izin alayımda öyle konuşup tanışalım der. Ve Fatıma annemiz gerisin geriye döner. Ertesi gün yeniden cennet komşusunun evine gelirler ve kadın içeriye alır.

Kadın Fatıma annemize gölgeye oturtur, ama kendisi güneşe oturur. Fatıma annemiz niçin kendisiyle beraber gölgeye oturmadığını sorar. Ya Fatıma kocamda güneştedir, o güneşte iken ben nasıl gölgeye otururum der bundan sonra bakar ki kadının yiyeceği ortada güneşte. Fatıma annemiz ya kadın ekmeğini gölgeye alsana ekmeğin kuruyor der kadın Ya Fatıma kocamın ekmeği de güneşte kurumuşken benim yiyeceğim ekmekler nasıl taze ve yumuşak olur der. Bu sözlerden sonra kadın ayağa kalkmak istediğinde Fatıma annemiz bakar ki kadın içerisinde içliği yok sorar Ya kadın içerine niçin esbap giymedin kadın cevap veriri Ya Fatıma kocam yorgun gelir canı çekerse zahmet çekmesin diye giymedim der. Fatıma annemiz merakla sorar kadın senin kocan ne iş yapar. Kadın cevap verir kocam çobandır Ya Fatıma der. Remusul Ehadis-Sh-233-Kadın hamileliğinde, doğum yapıp çocuğu memeden kesene kadar, Allah yolunda nöbet bekleyen gibidir. Bu esnada ölürse şehit olur.

-Kadın hameile olunca gündüz saim-Oruçlu- gece kaim-İbadetli- ve Allah korkusu kendide galip mücahit sevabı verilir. Sancısı tuttuğunda da ona verilecek sevabı kimse bilmez.

Bebeğin her emişinde bir can ihya etmişcesine sevap alır.

Sh-234- Kadın 5 vakit namazı kıldığı, bir ay oruç tuttuğu, kocasına itaat ettiği ve namusunu muhafaza ettiğinde cennetin hangi kapısından isterse girer.


Konular