Şeytanın hileli tuzaklarından nasıl kurtulabiliriz?

Tûl-i emel

Bu duygu insana hiç ölmeyecekmişlik hâli verir. Öyle ki, hiç ölüm ve hesap günü gelmeyecek sanılır. Zevk ve safa sürmek için çok yaşamayı istemek hâli ağır basar. Bu aldatmanın önü Lokman Sûresi 34’üncü ayetle kesilebilir. Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Hiç kimse nerede öleceğini bilmez.” Öyleyse ölüme ve hesaba her an hazır olmalıyız.

Nefse uymak

Biz Rab olarak Allah’ı (cc) kabul etmişiz. Şeytanın isteği olan rab ve ilah olarak “nefsimiz”i tercih etmekten uzak olmalıyız. Allah’a inanıyoruz derken, hareketlerimizi şeytan ve nefsimiz belirlememelidir. Casiye Sûresi 23’üncü ayetteki, “Nefslerinin arzularını ilah edinenleri görmedin mi?” ifadeleri bizim için ders olmalıdır.

Ucb

Hadis-i şerifte cimrilik, nefse uymak ve ameline güvenmenin (ucb) insanı helake sürükleyeceği ifade edilmektedir. Biz eğer cennete gireceksek amellerimiz sayesinde değil, “lutf-u ilahi” sayesinde gireceğiz. Yoksa, değil cenneti kazanmak, bir nefeslik sıhhatin bile karşılığını amellerimizle ödeyemeyiz. Her hâl ü kârda Rabbimize borçlu olduğumuzu bilmeli, bu edeb üzere yaşamalıyız.

Kibir/edepsizlik

“Kalbinde zerre kadar kibir olan, cennete giremez.” hadis-i şerifi bizi şeytanın en çok kullandığı tuzak olan kibirden uzak tutmalıdır. Hele bir Müslümana karşı kibir gösterisi asla affedilmeyecek bir davranıştır.

Rabbimiz, “Allah, kibredenleri sevmez.” (Nahl 23), buyuruyor. Bu ayet de bize ümit fısıldamalı: “Allah katında en keremliniz, en çok takva ehli olanınızdır.” (Hucurat 13)

Haset

Haset, bir hadis-i şerifin işaretiyle bir ateşin odunu yediği gibi amelleri ve hasetçi insanın psikolojik halini yiyip bitirmektedir. Herkesin rızkı, lokmalarının sayısı ilahi takdirle bellidir. (Zuhruf- 32) Ona bereket katacak olan, halimize şükretmek, başkalarının malına, mülküne ve kabiliyetlerine göz dikmemektir.

Riya

Bir işi sırf Allah rızası için yapmak ihlası, insanların rızası için yapmak da riyayı oluşturur. Riya, “desinler” için yapılan şeyleri içine alır ve şeytanın en önemli tuzakları arasındadır. Binbir badireyi atlatıp namaz vb. gibi ibadetlerle huzura durmuş bir mü’mini kazanma kuşağında kaybettirip, neyi var neyi yok elinden alıp, iflas ettirmektedir. Çünkü riya ile yapılan amelin kimseye faydası yoktur. Bu derdin ilacı, Kehf Suresi 110’uncu ayetteki ilahi emirdir: “Rabbine kavuşmayı dileyen, salih amel işlesin. İbadette O’na hiçbir şeyi ortak koşmasın!”

Cimrilik-Tamah-Hırs

Tamah, mal toplama, biriktirme hırsıdır. Cimrilik ise, harcanması gereken yerde para harcamaktan kaçınmaktır. Hırs, bir şeyi kazanmak için çalışmak değil, kazanamadığında isyan edip kahrolmak, kazanmak için hiçbir ahlaki kural tanımamaktır.

“Her canlının rızkı Allah’ın üzerinedir.” (Hud 6). O yüzden telaşa gerek yoktur. Bir yerlere istiflemek yerine cömertçe harcamak gerekir. Çünkü Efendimiz, “Cömertlik iman sağlamlığından ileri gelir. İmanı sağlam olan cehenneme girmez. Cimrilik, imandaki şüpheden ileri gelir, böyle kimse de cennete giremez!” buyuruyor.


1 yorum

Her biri ayri hastalik olan

Her biri ayri hastalik olan bunlari imam gazali hazretleri kalplerin kesfi eserinde daha genis olarak anlatiyor.

rabbim seytanin hile ve desiselerinden bizleri korusun

18.09.2006 - imdat sezer

Konular