"Cinsel" görünümlü "Dinsel" taktik!

Zaman zaman yazarım; şeytan, hiçbir zaman "ürkütücü çehresiyle" çıkmaz insanın karşısına... Daima "cazip" görünür!.. Kâh "güzel ve şuh bir kadın", kâh "yakışıklı bir erkek" veya "sevimli bir yaratık" halinde!.. Ve tabiî, "reddetmesi zor teklif"lerde bulunur!.. "Para, şan, şöhret, saltanat, güç, koltuk ve egemenlik" gibi!..
Tabiî, bu "maske"ler kaldırılınca, altından Şeytan'ın "ceberrut, itici, ürkütücü ve sinsî çehresi" çıkar!..
İnsanoğlu için "en büyük imtihan" da budur zaten!..
Ya "Şeytan'ın yolu"ndan gidecek ve Ahireti'ni "zindan" edecektir, ya da "geçici zevkler"le oyalanıp, kendini aldatacaktır!..

RESMEN FEMİNİST!

Efendim; bugün, Esra Umani adlı "kadın imam"(!)dan söz edeceğim!..
Yazının başında da ifade ettiğim gibi; Şeytan, hiçbir zaman "gerçek görüntü"süyle çıkmaz insanın karşısına!.. İnsanoğlunu kandırmaya çalışırken de "gerçek niyet"ini gizler!..
Esra Umani, elbette bir "şeytan" değil!.. Ama, şeytan kadar zeki, şeytan kadar uyanık ve şeytan kadar sinsî!.. Aynı zamanda, "Büyük Şeytan"ın oynadığı bir oyuncak!.. Bir maşa!..
"Söylem" ve "eylem"leri, asla ve kat'a gerçeği yansıtmıyor!.. "Maske"sinin altında apayrı bir çehre, apayrı bir "dünya" gizliyor!..
Kendisi, 39 yaşında bir Amerikan vatandaşı... Hindistan/Bombay'da doğmuş... Çocukken de, ailesiyle birlikte ABD'ye göçmüşler!..
Halen The Wall Street Journal gazetesinde "muhabirlik" yapıyor, yazılar yazıyor!..
Milliyet'ten Yaprak Aras, tam 1.5 saat görüşmüş kendisiyle ve ortaya tam sayfa bir röportaj çıkmış!..
Satır satır okudum.. "Tahlil" etmeye çalıştım Esra Umani'nin "ruh dünyası"nı!..
Gördüm ki; bu kadın, "Feminizm" ile "Ateizm" arasında gidip-geliyor!..
"Kadınların saygı dolu ve zevk alabilecekleri bir cinsel hayata sahip olma hakları vardır!.. Kadınlar, cinsel seçimleri yüzünden cezalandırılamaz!.. Kadınlar hakkında dedikodu yapılamaz, kadınlara iftira atılamaz!.. Kadınlar, kendi bedenleriyle ilgili istedikleri kararı verebilirler!.. Buna kocalarıyla cinsel ilişki yaşamama hakkı da dahil!" derken, tam bir "feminist!"
Üstelik, bunları "Kadın Hakları Bildirgesi" olarak da kaleme almış ki; varın, gerisini siz düşünün!..
Şu hâle bakın;
Bu nasıl "kadın hakları"dır ki, evlenecek, ama "kocasıyla cinsel ilişki" yaşamayacak!.. O halde niye evleniyorsun ki?..
Hem "istediğin erkeğin koynuna" gireceksin, hem de "evli" duracaksın!..
Bırakın "kadın hakları"nı, "hayvan hakları bildirgesi"nde bile yok böyle bir özgürlük!..

TERK EDİLMİŞ BİR KADIN!


Ama dedim ya;
"Gerçeği maskeliyor" bu kadın!.. Yaşadığı "psikolojik travma"yı ve onun yol açtığı "intikam duygusu"nu gizliyor!..
"Feminizm" ve "İslâm'da reform" gibi cerbezeli kavramlar arkasına saklanarak, aslında "erkeklerden intikam almak hırsı"nı perdeliyor!..
Niye ve nasıl mı?..
Bakın, anlatayım...
Efendim, Esra Umani adlı bu kadın, bundan 3 yıl kadar önce; adını açıklamadığı bir "erkek arkadaşı" ile "cinsel beraberlik" yaşamış!..
Üstelik "nikâh" da yok!..
"İslâm"a lâf söyleyen "imam"a bak!..
"Dinde reform" isteyene bak!..
Evet, "beraber" olmuş!.. Sonra da, erkek arkadaşından "hamile" kalmış, iyi mi?..
Durun, dahası da var...
Herif, beraber olduğu kadının "hamile" olduğuna filan bakmadan, terk etmiş Esra hanımı!..
Sonra?.. Sonra, "babası henüz meçhul" bir çocuk getirmiş dünyaya... Adını Shibli koymuş!.. Shibli, şu anda 2 yaşında!..
Tabiî, "erkek" olduğum için; "terk edilen kadın" olmaktan dolayı Esra Umani'nin yaşadığı "ruhsal travma"yı kavrayabilmem çok güç!.. Ama, bir kadını, hem de "hamile" iken yüzüstü bırakıp gitmek; bırakın erkekliğe, insanlığa bile sığmaz!.. Bunu, "hayvanlar" bile yapmaz!..
Haa, yaptı da ne oldu?..
Dünyaya, bir "feminist" daha hediye(!) etti!..
Şimdi, işin yoksa, "intikam hırsı"yla yanıp-tutuşan bu kadına; yaptığının "İslâm"la hiçbir ilgisinin olmadığını, eylem ve söylemlerinin kaynağının "kadınca bir isyan"dan kaynaklandığını anlatmaya çalış!..
Anlatamazsınız!..
"Cinsel tercih"ini kullanıp, girmiş yatağa, sonra da düşmüş batağa!..
Şimdi, "intikam" peşinde!..
Ne var ki; gittiği yol, yol değil!..
Bilen, bilmeyen de onun sahiden "imam" olduğunu filan sanacak!.. Bilmeyecek ki, "yediği halt"ın intikamı peşinde koşan bir "öfkeli kadın"dır!..
"Dinsel reform" falan, hepsi hikâye!.. Bu kadın, bir erkek tarafından "cinsel deforme"ye uğratılmış dişiliğinin intikamını almaya çalışmaktadır, hepsi bu!..
2. "ERKEK" VAK'ASI!
Şimdi de gelelim, niye "İslâm'da reform" çığlıkları attığı meselesine!..
Efendim; bu da, yine bir "erkek arkadaş" yüzünden!..
Öyle görünüyor ki; bu kadın, hangi erkekle "arkadaş" olsa, kendisini terk ediyor!.. Ya "ev"i terk ediyor, ya da "dünya"yı!..
Yine öyle olmuş!..
The Wall Street Journal'de muhabir ya, aynı gazetede çalışan Daniel Pearl adlı Yahudi kökenli "iş arkadaşı"yla birlikte, Ocak 2002'de Pakistan'a gitmişler!..
Artık, Daniel Pearl adlı bu herif, oralarda "ajanlığa" soyunmuş!.. "MOSSAD adına bilgiler" toplamaya başlayınca "İslâmî gruplar" tarafından kaçırılmış "taleep"leri kabul edilmeyince de öldürülmüş!.. (Ayrıntılar 1. sayfada)
İşte bu "psikolojik travma"dır ki, "İslâm'da reform(!) çabaları"na yöneltmiş Esra hanımı!.. "İslâm'ın şiddeti onaylamadığı"na karar vermiş!!!
Hem de, Amerika'da!..
Iraklı Müslümanlara "şiddet ve işkence"nin binbir türlüsünü uygulayan, çocuk yaştaki kızlara bile "tecavüz" eden Amerikalı askerlerin ülkesinde!..
Irak'a, Afganistan'a, İsrail'e gitse de görse; "işkence" ve "şiddet" neymiş!..
Hem de;
"Hıristiyanlık" adına!..
"Yahudilik" adına!..

KADIN PAPAZ NİYE YOK?

Şu hâle bakın;
Kadın, bir "iş arkadaşı" öldürüldü diye "İslâm'da reform"dan, bir başka erkek arkadaşı "hamile" bırakıp terk etti diye "kadın hakları"ndan söz etmeye başlamış!..
"1 erkek" ne ki, "yüzbinlerce erkek" öldürüldü Irak'ta!.. Hiç onlardan bir "kadın papaz"(!) çıkıp da, "Hıristiyanlığın şiddeti onaylamadığına" karar veriyor mu?..
Bir "kadın" çıkıp da, "Hıristiyanlığın rönasansa ihtiyacı var" diyor mu?..
Sahi; Hıristiyanlarda "kadın papaz" niye yok?.. Meselâ, "rahibe"ler niye "ayin" yönetemiyor?..
Ne yani;
"Kadın hakları" denilen kavram, sadece "Müslümanlar" için mi var?.. Hıristiyanların ve Musevilerin "kadın"ları, niye "erkeklerin önüne" geçip de "ayin yönetme" çabasında değil!?!
Yoksa;
Esra Umani denilen bu kadın, "yediği 2 darbe" sonrası ruhsal dünyasında beliren "erkeklerden ve Müslümanlardan öç alma" histerisini, "reform ve kadın hakları" maskesiyle perdeleyip, "cinsel deformesini, dinsel reforme" kılıfıyla yutturmaya çalışan bir "ruh hastası" mı?..
KULLANILMAYA HAZIR!
Buna, elbette "psikologlar" karar verecek!.. Ama ben, olayın "psikolojik boyutu"nu bir kenara bırakıp, şimdi de "stratejik" boyutuna değinmek istiyorum!..
Efendim;
Hemen herkes bilir ki, "psikolojik çöküntü" yaşayan insanlar, "güçlü bir desteğe" ihtiyaç duyarlar!.. Hele de, "aldatılmış" ve "terk edilmiş" bir kadın, "yaslanacak bir omuz" arar!.. Bu omuz; bir "insan" da olur, bir "kurum" da!..
O "halet-i ruhiye" var ya; kadın, gördüğü "ilgi ve sıcaklık" karşısında, "kendini fedaya" hazırdır!.. O an, "kullanılmaya" müsaittir!.. Çünkü "zayıf"tır, çünkü "çaresiz"dir!..
Hele de;
Bir "erkek arkadaşı" öldürülmüş, diğer "erkek arkadaşı"ndan ise "babasız bir çocuk" dünyaya getirmişse!..
Yukarıdan beri anlattığım "olay"lar, öyle görünüyor ki, Esra Umani adlı kadını hayli yıpratmış, örselemiş ve ruhunda "derin izler" bırakıp, "yaslanacak bir omuz" aramaya itmiş!..
Ve tabiî;
"Kullanılmaya müsait" hâle getirmiş!..
"Misyonerler"in faaliyetlerinden umduğu sonucu alamayan "ABD, CIA ve Kilise", tam bu esnada devreye girmiş olmalı ki, Esra Umani'ye "çengel" atmış!..
Gerçi Esra Umani, bu "ilişki" ve "bağlantı"yı reddediyor ama; ortada görünen "mızrak", hiç de "çuvala sığacak" gibi değil!..
Çünkü efendim;
Gerek Esra Umani, gerek onun desteğiyle "kadın-erkek karışık cemaate(!) kilisede Cuma namazı" kıldıran Emine Wadud; bazılarının pek bî benimsediği ve fakat "CIA ve MOSSAD tezgâhı" olduğu ortaya çıkan "Dinlerarası Diyalog Fitnesi"nin önde gidenlerinden!..
Nasıl mı?..
Buyrun; arkadaşlarımızın, "internet dünyası"nda dolaşan haberlerden derlediği bir "özet"i birlikte okuyalım... Hem de, "yer, zaman ve tarih"leriyle...

ÜNİVERSİTEDEKİ ZİRVE!

Prof. Dr. Emine Wadud, Amerika'da dinlerarası diyalog çalışmalarında en ön safta bulunmakla dikkat çekiyor!.. Gerek Virginia Üniversitesi'nde, gerek üniversite dışında sürekli olarak diyalog çalışmalarını organize ediyor!..
Wadud, Afrika asıllı bir diyalogcu!.. Kiliselerin Afrika'ya olan sempatisi ve ilgisi, oldukça eski ve derin!.. Kiliselerin 18 Temmuz 1998'de Lambeth'te 14'üncüsünü düzenlediği konferansa, Asya ve Afrika hedefte olan bölgeler arasında baş sıralardaydı.
Kiliselerin, "yeni eylem plânı"nda, bilhassa Kenya, Uganda ve Nijerya'dan "Müslüman kimlikli kişiler devşirildikten" sonra, onlara "aktif görevler" verilmesi karara bağlanmıştı.
Bu ülkeler arasında Türkiye de vardı.
Prof. Wadud, bu süreçten sonra Amerika'da "bir anda" ön plâna çıktı!.. İslâm'ın temel direklerini yıkmak için, "sistematik" olarak faaliyetlere başladı!..
En büyük yardımcısı Wall Street Journal yazarı Esra Umani ise, "katedraldeki Cuma namazı"nda başı açık namaz kılanlardandı.
Geçtiğimiz yıllarda; CIA'ya yakınlığı ile bilinen Georgetown Üniversitesi'nde "The Man and His Movement" (Adam ve Onun Hareketi) konulu bir konferans düzenlendi.
Konferansa katılan Alan Makowsky, George Harris, Roscoe Suddart, Graham Fuller gibi "istihbaratçı" ve "diplomat"ların arasında, katedralde Cuma namazı kıldıran Prof. Emine Wadud ve Esra Umani de vardı.
Burada; "diyalogculara destek"lerini ilân ettiklerini ve "küresel din projesi"yle İslâm'ı yozlaştırma stratejisini adım adım devreye soktuklarını söylemeye herhalde gerek yok!..
"BÜYÜK ŞEYTAN"IN İŞİ BU!
Özetleyecek olursak;
"Cuma Namazı" organizasyonunun altında "psikolojik travma"lar da var, o psikolojiyi kullanan "stratejik emeller" de!..
Yukarıdan beri, mümkün olduğunca "yorum" katmadan, "bir kişiliği ve dişiliği" tahlil etmeye çalıştım!..
Vardığım sonuç ise şu;
Yaşadıkları "ruhsal depresyon" sonucu yıkılan, "cinsel deformasyon"a uğrayan ve tepeden-tırnağa "restorasyon"a ihtiyaç hisseden bu kadınlar, CIA tarafından "finanse" ediliyor, MOSSAD tarafından yönlendiriliyor, ABD tarafından "kullanılıyor!"
Evet, birer "dinsel reformasyon" aracı olarak!..
Ne var ki; onlar adına, burada ben üzülüyorum!..
Öyle ya;
"Kullanılan" birçok kadın gibi, onlar da "kullanılacak" ve sonunda "son kullanma tarihi" doldu denilerek, "sıkılmış bir limon" gibi, "buruşturulup" çöpe atılacaklar!..
Hep olduğu gibi!..
Adı üstünde, "Büyük Şeytan" bu!..
İşte gördünüz;
"Dinsel saptırma" amacını gerçekleştirmek için, "cinsel obje"lerle çıkıyor karşımıza!..
Siz siz olun;
Aldanmayın "Büyük Şeytan"a!..


29 Mart 2005 Salı
(Hasan Karakaya, Vakit)


1 yorum

dinsel konu ve kadın

sitenizi çok benerek takıp ediyorum bu konuda bizleri çok bilgilendirdiğiniz için sizlerden allahrazı olsun

26.03.2007 - mehmet yenisoy

Konular