Geçmişin Acılarına ve Hatalarına Takılan Mutlu Olamaz

İnsanın mutluluğunu ve saadetini temin eden yada onu tahrip eden şeylerin başında insanın hafızası ve geçmiş hatıraları gelmektedir. Evet insana verilen kuvveyi hafıza insanın yapdığı, söylediği ve gördüğü her şeyi kayıt altında tutmasına rağmen her şeyi insana hatırlatmaz. Bu cihetle Allahın bir lütfudur.Eğer insan her şeyi hatırlasaydı belki hayatı daha zor ve meşakketli olurdu.Ama Allah sadece küçük bir numunesini gösteriyor ki,kul gaflete düşmesin,yada aczini anlasın yada geçmişinde ki olaylardan ders alsın bir hisse çıkarsın..Bu olumlu tarafları yanında bir de olumsuz tarafı vardır. Oda insanın hataları yüzünden hayatında silinmeyen derin izler bırakan yanıdır..Bu yönünü insan ibretlik ve pişmanlık için kullanmalı. Bu küçük zaman dilimleri olan geçmişteki hüzünleri insan bir araya toplayıp film karelerine dönüştürerek tekrar tekrar hazır zamanda bir sinema filmi yapmamalı.Yani kul geçmişin pişmanlıkları elemleri üzerinde olumlu ve ders niteliğinde mukayese yapmalı,yaşadıklarını mukayese yaparken o olayları yaşatan yer ve zaman ve kişilerin ve olayların arkasındaki olumsuzlukları iyi anlamalı.Bana yapılan zulümler bir merhametin suistimalıydı,bir rabbi tanımamanın eseriydi,bir cehalet sebebiydi,bu olaylarda o insanların nefisleri,şeytanları,kaderin ve kendi suistimalatımın hissesi nedir diye muhakeme etmelidir..

Evet bizler hak ve hakikatle daima meşgul olursak geçmişin elemleri ve kederlerinin mecazi dahi olsa unutturacak güzel hakikatler ile örtmüş oluruz. Yani biz geçmişin faide vermeyecek niçin böyle oldu, neden böyle yaptı, neden şöyle dedi vb gibi mazinin olumsuzluklarını pişirip pişirip önümüze koymayacağız. Biz hak ile meşgul olduğumuz sürece batıl bizi işgal etmeyecek. Güzel levhaları ve güzel düşüncelerle meşgalemiz sayesinde geçmişin küllerini ve korlarını körükleyip anmayacağız. Bir nevi şefkat ve merhamet ile üstünü örteceğiz. Hali hazırdaki halimize şükredeceğiz. Bir düstur vardır “lezzetin zevali elem olduğu gibi elemin zevali dahi elemdir. İnsan geçmişinde yaşadığı sıkıntılı bir kederli halini hatırlayınca hali hazırda ki kedersiz haline şükredebilir. Yani elemin gitmesi ona lezzet verir.

Demek geçmiş sadece elem vermiyor lezzet de verebiliyor. Gereğini zaruretini yitirmiş kaygılar, ahlar ve oflar için ahlanmak ve oflanmak insana ne faide verebilir. Geçmişin hayat ve mazi levhalarından güzel hatıraları çıkarıp yaşamak da mutluluk için yeter. İnsan hazır zamana mazinin güzel hatıralarını getirip o güzel anıları tekrar yaşayabilir. Geçmişin elemlerini getirip omuzlarına yükleyip geçmiş bitmiş acılarla kendisini jiletlemesinin karı olamaz. Bu haleti ruhiyede yaşayan insanların sabır kuvvetleri çabuk dağılır tükenir ve biter.Sabır kuvveti vehmi hayali ve farazi bir şekilde dağılan insan ise manen iflas eder ve tükenir.Gözünü intiharda veya uyuşturucu da açar.Onların yalancı şefkat kollarına sığınıp hayatını mahveder.

Mutlu olmak isteyen ne geçmişin elemleriyle uğraşsın nede geleceğin endişelerini çeksin. Geçmiş gitmiştir ve geri asla gelmez. Geçmişten sadece ders almalıdır. Gelecek ise daha gelmemiştir. Ve elimizde ona yetişmeye senet yoktur. Ondan sadece temmeni beklemelidir. Geçmiş ve gelecek zamanın ortası olan yaşadığımız hazır zaman ise elimizdeki ganimetimizdir. Bu ganimet nimetinin kıymetini bilmeli onu yanlışsız ve hatasız yaşamaya çalışmalı geçmiş olacak günler için ahlar ve vahlar bırakmamalıyız. Geçmişin elemlerine ve acılarına takılıp kalan mutlu olamaz. Hep mutsuzluk kuşaklarında yaşar. Hayat semasını ümit güneşleri aydınlatmaz. Hayat semasından ruhuna ve kalbine hep hüzün yağmurları ve sağanakları dökülür.Vesselam.


1 yorum

cok güzel bir yazı tüm

cok güzel bir yazı tüm kardeşlere okumalarını tavsiye derim..elline gönlüne kalemine sağlık ...allah razı olsun inş.


Nezaman ki senin sohbetinden sıyrıldı yüreğim,işteo günden beri biçareyim!
Ne zaman kalbimde yerini başka heveslere pazarladım,İşte o andan beri avareyim!
Senden uzaklık ateşmiş YaRab!Merhamet et! .

22.09.2011 - iremhan

Konular