Orgazm (Cinsel Doyum)

Kadın ve erkeğin cinsel ilişki sırasında birlikte ya da her biri ayrı ayrı duyumsadıkları gerilimin doruk noktaya ulaşıp tüm bedeni kaplayan haz duygularıyla çalkalanmasına orgazm denir.

Orgazm durumları, eşleri fiziksel açıdan rahatlattığı gibi ruhsal açıdan da sağlıklı kılar.

Cinsel Tepki Evreleri
Kadın ya da erkek, cinsel istek heyecanına tam manasıyla kapılmış durumdayken, bir tür cinsel faaliyetle boşalma yolu arar. Hangi aktiviteyi gerçekleştireceği, içinde bulunduğu imkanlara bağlıdır.
Seçimi ne olursa olsun, kadın ve erkekte vücudun gösterdiği tepki hep aynı yolu izler. Cinsel tepkilerin karşı cinsle cinsel bütünleşmesi ya da kendini tatminden kaynaklanması, fizyolojik açıdan farklılık getirmez. Sadece ruhsal açıdan değişik duyumlar alır.
Cinsel tepkiler insandan insana değişir. Örneğin bir kadın daha aşk oyunlarının başlangıcında bile çok büyük hazlar elde ederek yükselmeye başlayıp boşalabilirken, bir başka kadın saatlerce süren okşama ve dokunmalar karşısında hislenemeyebilir.
Cinsel tepkiler birkaç evreye ayrılarak gözlenebilir. Bunları heyecanlanma, düzlük, orgazm ve geri dönüş olarak tanımlayabiliriz.


Heyecanlanma
Erkeklerde cinsel heyecanlanmanın göstergesi, ereksiyon yani penisin sertleşmesidir. Bu organın içindeki süngerimsi doku heyecan nedeniyle kanla dolduğundan penisin sertleşmesi, uzaması, kalınlaşması ve dikleşmesi mümkün olur.
Kadında ise cinsel heyecanlanmanın en belirgin göstergesi, dölyolunun ıslanmasıdır. Etkili uyarım sonucu dölyolu duvarları berrak ve kaygan bir sıvı salgılar. Bu sıvı cinsel birleşmeye hazırlık olarak kısa sürede tüm dölyolunu kaplar. Eğer bu sıvılanma durumu olmasaydı, erkeğin organı kadınınkine kolayca giremezdi ve dolayısıyle her iki taraf da zevk yerine acı duyardı.



Orgazm: Kadın ile erkeğin cinsel tatmininde önemli bir nokta da orgazm olayıdır. Yani her iki cinsin cinsel doyuma ulaşıp ulaşamamaları önemlidir. Erkek yukarıdaki şartlara göre haftada birkaç kez orgazm olabilirse de kadın, bir ilişkide orgazm olduktan sonra bile kısa sürede tekrar tekrar uyarılabilir ve orgazmlar tekrarlıyabilir. Erkek için bu mümkün değildir. Erkeğin tekrar uyarılabilmesi için yani yeniden orgazm olabilmesi için en asgari birkaç saatin geçmesi gereklidir. Bunun dışında bir sayı erkek için sağlık yönünden sakıncalıdır. Durumun vehametine göre erken ölüm bile sözkonusudur.



Kadın, cinsel ilişkide doyuma geç ulaşır ve geç çözülür. Bir süre zevkin zirvesinde kalabilir. Erkek ise cinsel doyuma çabuk ulaşır ve çabuk çözülür. Erkek kendisinin orgazm olmasını geciktirebilirse bu çok iyi bir hal olur. Bu sürede eşinin birkaç kez orgazm olmasını sağlıyabilir. Kendisi daha sonra doyuma ulaşabilir. Erkek orgazm olmadıkça bir cinsel ilişki periyodunda penisi sertliğini korur. Kısa sürelerle sertlik kaybolsa bile kısa aralardan sonra sertlik tekrar görülür. Bu şekilde eşini yeterince mutlu edebilir. Bu, herşeyden önce, erkeğin cinsel küitürüne ve iradesini kullanmasına bağlıdır.


"Aşk, bir dakika sevmek bir ömür." sözü daima hatırda tutulmalıdır. Cinsel ilişki olayı, gerçekte sevgi olayının zirve noktasıdır. Aşk, sevgi varsa cinsel ilişkiler önem ve değer kazanır.
Eşler, "acaba ben eşimi nasıl tatmin edebilirim?" diye kafa yormalıdırlar. Biri aktif, diğeri pasif değil, ikisi de aktif olmalıdır. Cinsel mutluluğu etkileyen temiz ve güzel giyim, çevre, psiko-sosyal durumlar ve temizliğe çok dikkat etmelidir.


Çocuklar, Anne Babalarının Cinsel Yaşantılarından Etkilenir Mi?
Ana babasının cinsel ilişkisine tanık olan her çocuk korkar. Babalarının annelerinin canını yakmasından korkarlar. (Bazen de annelerinin babalarının canını yaktığını düşünebilirler.) Cinsel ilişki sırasında can yandığı korkusu yetişkinlik yaşamına da taşınır. Cinsel birleşme yaparsa cinsel organına zarar vereceğini düşünür. Bazı çocuklar cinsel birleşmeye tanık olmasa da ana-babasının yatak odasının kapısından ya da duvarından geçen sesleri duyabilir. Bu durumda da yine cinsel birleşme onda korku oluşturur. Onun için çocuklarla anne babanın aynı odada yatmaları sakıncalıdır. Bilhassa cinsel ilişki esnasında çok dikkatli olmalı.


Orgazm Sırasında Cinsel Organlardaki Değişimler:
A- Kadında Orgazm Sırasında Neler Olur?
Kadından kadına ve bir durumdan diğerine göre farklı olabilir. Genellikle zevkin doruk noktasına gelindiğinde, geniş ölçüde kontrol edilemeyen ve klitoris üzerinden vajinaya, rahime, perine ve anüs bölgelerine ve çoğu kez de tüm beden üzerine yayılan ritmik kas kasılmaları kendini gösterir. Vajina, ön kısmın üçte birlik bölümünde zevk dolu bir şekilde kasılarak daralır ve bu bazen de vulvaya ve döl yatağına kadar artar. Beyin dalgaları karakteristik bir şekilde değişir (derin gevşeme ve hipnozda olduğu türde dalgalar); kalp hızı artar ya da bir ritmik vuruş eksik yapar, yüz ifadesi de çoğu zaman istem dışı değişir.



Bilinç ise o an "tam anlamıyla yerinde" veya "silinmiş gibi" olabilir. Bazı kadınların aynı zamanda yoğun bir renk duyarlılıkları olur, bazısı gözlerini kapar, derin derin nefes verir, sesler çıkartır; başkası ise zevk dolu boşalmanın tadını sessizce çıkartır. Orgazmın her biri sadece birkaç saniye sürer, azami olarak yarım dakika. Orgazm sonrası belli bir süre dinlenmesi gereken erkeklerin aksine kadınlar orgazmı kısa zaman aralıklarında, arda arda yaşayabilirler. Ancak bu daha çok dış ve iç şartlara bağlıdır ve bir tek orgazmda olduğu gibi, zorla meydana getirilemez.

Cinsel zevk, bedenbenlik ve ruh arasındaki komplike yapıdır. Hiçbir suretle mekanik işlemez ve her defasında şekil değiştirebilir.
Önce Kadın Vücudundaki Değişimleri Ele Alalım: Birleşme sırasında kadının vajinasını çevreleyen kaslar gerilerek vajina ağzını daraltır.


Bu daralış penisin girişine engel olma hissi oluştursa da oluşan gerilim girişe tam bir engel meydana getirmez. Penisin vajina içine kayışına bu sırada artan vulva salgıları da yardım ederler. Giriş tam anlamıyla olduktan sonra penis, vajinanın kasları ve sıcaklığı ile temas eder.


Bu faktörler penisin ereksiyon (sertleşme) halini artırırlar. Bundan sonra doğal kronik hareketler başlar. Bu anda penis ve vajinayı örten mukozanın zedelenmemesi için collum guddelerinin ve vajinanın salgısı artar. Vajinanın etrafını saran kaslarda birden gerilerek penisi sıkar.


Penis derisinin vajina mukozası ile bu sıkı teması sonucu, sperm boşalır. Vajina çok daraldığı için içine dökülen sperm rahim ağzının önünde birikir, vajina girintilerinde birikmesi önlenmiş olur.
Vajinayı çevreleyen kasların çalışması iradeye tabidir. Fakat asıl çalışma çok defa bilinçsizce olanıdır. Kadının bünyesine, sinirlerin ve bu adalelerin iyi çalışmasına, birleşmenin fazla veya az yapılmış olmasına, kadının çok veya az veya hiç doğurmamış olmasına bağlıdır.


Kadının heyecanlanma evresi sırasında dölyolu uzunluğunun içte kalan üçte iki bölümü boydan boya enine büyüme gösterir. Kadının cinsiyet organlarından olan dış dudakları doğum yapmayan kadınlarda cinsel heyecanla birlikte düzleşip ortaya çıkar.
Doğum yapmış kadınlarda ise biraz daha fazla genişleyerek yine döl yolu girişini açığa çıkarır. İç dudaklar da tüm kadınlarda belirgin bir biçimde şişer ve koyu kırmızı bir renk alır.


Erkeğin penisinde olduğu gibi, kadının klitorisinde de dokuların kanla dolması sonucu büyüme ve sertleşme olur. Bu suretle bu organ aşağı doğru gelerek penis ile temas eder. Böylece kadında cinsel uyarım artar. Bu arada kadının dölyatağı da büyür. Yerinden daha yukarı doğru çekilerek dölyolunun uzamasını sağlar.
Cinsel heyecanlanma, kadınlarda da erkeklerde de göğüs uçlarının dikleşmesi ve sertleşmesini sağlar ve daha duyarlı olurlar.


Erkekte Meydana Gelen Değişimler: Seksüel merkez dimağda (beyinde) bulunur. Bir kadınla temas edildiği, erotik yazılar okunduğu, cinsel arzuyu etkileyecek şeyler seyredildiği veya konuşulduğu zaman cinsel duyu artar. Bu suretle harekete geçen beyin merkezi, bel kısmına isabet eden bölgedeki ereksiyon (penisin sertleşmesi) merkezine uyarı göndererek onu harekete geçirir. Ereksiyon merkezi damarları genişleten sinirler aracılığıyla bu kez penisi uyarır. Bunun sonucu olarak penis kanla dolar.


Penis sönük olduğu zaman da kendini besliyecek kadar kana sahiptir. Ereksiyon merkezinde uyarı gelince damarlardaki kan miktarında artma olur. Penisteki süngersi doku kanla dolar. Birleşme sırasında vajina ile temas eden penisten çıkan sinirler ereksiyon merkezini uyarımla bu merkezin faaliyetini arttırırlar. Penisin etrafını saran kaslar yeni uyarımlarla sıkışır, ereksiyon kuvvetlenir.


Düzlük
Düzlük, heyecandan orgazma kadar uzanan yükselme düzeyine denir.
Cinsel gerilimin artmasıyla tüm bedende adale gerilmeleri, nabız atışı hızlanmaları, kan basıncının yükselmesi, soluk alıp verme sıklaşması hissedilir.
Kadında dölyolunun iç kısmının eni ve boyunda hafif büyüme görülür. Dışa yakın olan bölüm kan hücumuna uğrar. Bunun sonucu olarak ilk heyecanlanma evresinde biraz genişlemiş olan bu kısım, erkeğin cinsel organını iyice kavrayabilmek amacına yönelik olarak yüzde 33 oranında daralır.
Bu evrede dış dudaklarda fazla bir değişikliğin görülmemesine karşın iç dudakların rengi koyulaşmayı sürdürür. Bu da artık orgazmın iyice yaklaşmakta olduğuna işarettir.


Orgazm: Orgazm, "şehvetli heyecan" anlamına gelen "orgazmos" sözcüğünden gelmekte olup cinsel heyecanın en üst noktasında ansızın geliveren adale ve sinir gerilimi boşalmasıdır. Bu olay kadında olsun erkekte olsun değişik olmayıp her iki cinsin de tadabileceği en yoğun hazdır.


Orgazm, sadece bir kaç saniye sürer ve tüm vücudu saran ve sarsan bir dizi kasılmalar halinde ya da nöbet biçiminde algılanır.
Orgazmın ardından tüm vücutta sonsuz huzur veren bir rahatlama, bir gevşeme hissedilir.
Erkeklerde orgazm sırasında meni boşalması da olur, Kadınlarda ancak kadının kendisinin hissettiği boşalım diyebileceğimiz bir sıcaklığın cinsellik organında hissedilmesi söz konusudur.


Erkekler genç yaşlardaki ilişkileri sırasında birkaç kez orgazma ulaşabilir, dolayısıyla boşalma sağlayabilir. Buna karşılık kadınlar birkaç yönden orgazma ulaşabilirler. Bazı kadınlarda orgazm kısa süreli ve hafiftir. Bazılarındaysa şiddetli ve uzun olur. Aynı kadın değişik durumlarda birbirinden oldukça farklı orgazmlar tadabilir.


İlk birleşmeden önce oldukça soğuk görünen kadınların zamanla arzularında birden artma gözlenir. İlk birleşmede uzun süren bir sevişme sonucu orgazma ulaştığı halde bundan sonra daha kısa zamanda orgazma ulaşır.


B- Orgazm, Erkeklerde Nasıl Oluyor?
Erkeklerde orgazm, cinsel bez yollarının ve yan organların, idrar yolunun, penisin tabanındaki adalelerin ve penisin irade dışı ritmik kasılmalarıyla başlar.
İlk üç dört güçlü kasılma bir saniyeden daha az zamanda olur. Daha sonra kasılmaların arası uzar. Bu kasılmalar sonucu birikmiş olan meni idrar yolundan dışarıya doğru birkaç kısa fışkırmayla çıkar.


Meni kimi zaman oldukça uzun mesafeye fışkırabilir. Kimi zaman da yavaşça dışarıya doğru sızar. Menin dışarıya çıkış şeklinin, bir erkeğin cinsel güçlülük ya da güçsüzlükle ilgisi yoktur. Hızlı fışkırma ya da yavaş sızma birikimin yoğunluğuyla ilgilidir. Bir orgazmda akıtılan meni miktarı, ortalama olarak bir çay kaşığını dolduracak kadardır. Kısa aralıklı boşalmalarda bu miktar giderek azalır.


Orgazmdan Sonraki Geri Dönüş:
Orgazmdan sonra cinsiyet organlarının ve vücudun heyecan öncesindeki durumuna geri dönüşü, oldukça kısa bir sürede gerçekleşir. Geri dönüş diye adlandırılan bu evrenin heyecanlanma evresinin süresiyle orantılıdır.
Bu evredeki gözle görülür fizyolojik değişiklik erkeğin penisinin sertliğini yitirmesidir. Bu yitim iki aşamada oluşur. Boşalmadan hemen sonra ilk sertlik yitimi başlar. Ancak organda yine de bir miktar sertlik vardır. Sertliğin tümden yitmesi heyecan evresi uzun sürmüşse epeyce zaman daha alır.


Orgazmdan sonra kadın organlarındaki değişiklikler ise şöyledir: Dölyolunun dışa yakın üçte bir bölümündeki kan hücumuna uğrama hali çabuk ortadan kalkar. Dış ve iç dudaklar önceki durum ve boyutlarına döner. Klitoris saklandığı derinin altından çıkar ve dölyolu da olağan boyutlarına dönüşür.
Orgazmdan sonra erkeklerde ve kadınların bazılarında her çeşit uyanlara karşın duyarsızlık görülür. Bu durum bir süre devam eder. Gençlerde oldukça kısa olan bu süre yaşlandıkça uzar. Kadınlarda ise erkeklerden daha belirsiz geçer. Kadınlar birbiri ardında birkaç kez orgazm yaşayabilir ve ancak son orgazmdan sonra duyum yitimi başlar.


Bazı Erkeklerde Orgazm Olamamanın Nedenleri Nelerdir?
Bazı erkekler, cinsel birleşme esnasında kolay orgazm olamazlar. Bu duruma geç boşalma diyoruz. Bu sorunun tek bir nedeni yoktur. Bazı vakalarda, kullanılmakta olan ilaçlar orgazm refleksini bastırır. Bu durumda, mümkünse ilacın kullanımım kesme, sorunu ortadan kaldırır.
Pek çok erkek mastürbasyon (el ile doyum) ya da diğer uyarmalar yoluyla boşalabilmesine karşın, cinsel ilişki sırasında, kontrolü kaybetme endişesiyle orgazm olamaz. Kaygıları bilinçsizdir ve sorunları çözmek için bir uzmana danışmaları gerekir.


İlk Orgazm:
Sağlıklı her erkek, evlendiği zaman orgazmın ne olduğunu bilmektedir. Başka hiçbirşey olmamış olsa bile yeniyetmeliği sırasında "ıslak rüya" görmüş ya da yarı uykulu yarı uyanık olduğu sıralarda "doruktan aşıp" boşaldığını hissetmiştir. Meni fışkırtmak (boşalmak) yeteneği, onun üreme organlarının etkinliğe geçtiğini, sperm (tohum) hücreleri ve meni (spermlerin içinde yüzdüğü sıvı) üretebildiğini kanıtlar. "Orgazm" deyimi cinsel doruğun duygusal bölümünü, boşalma deyimi ise işin fiziksel bölümü olan meni fışkırtma faaliyetini belirtir. Erkeğin yeniyetmelikten sonraki üretken yıllarında orgazm sırasında boşalma gerçekleşir. Ne var ki erkek çocuk ergenlikten önce de orgazm olabilir. Mastürbasyon yapan bir ergenlik öncesi erkek çocuk, orgazm olmayı keşfedebilir.


Cinsel organlarına dokunan küçük kız çocukları ya da mastürbasyon yapan daha büyük kızlar da aynı "doruktan aşma" heyecanını yaşayabilir. Ne var ki bugün dünyamızın birçok toplumunda kültürel ve geleneksel olarak kız çocuklarına kendilerini korumaları ve cinsel arzularını frenlemeleri erkek çocuklara oranla daha çok telkin edilir.


Bunun sonucu olarak kadın ilk evlendiği zaman cinsel ilişki sırasında yeterince serbest ve rahat olamamakta ve dolayısıyla doyuma ulaşmakta güçlük çekmektedir. Bu yetmiyormuş gibi, zamanımızda kadın, orgazm konusunda bir sürü şey duymuştur:
Orgazmın önemi, birçok kadınların orgazm olmayışı, erkeklerin orgazm olmayan kadından hoşlanmadıkları vb... Bütün bunlar kadının başlangıçtaki gerginliğini daha da artıran hususlardır.


Penisin vajinaya girdiği alanın çevresinde dış ve iç dudaklar vardır. Vajina ağzı, dudaklar ve dudakların çevresi son derece duyarlı sinir uçlarıyla döşelidir. Klitoris bu son derece duyarlı sinir uçları bakımından daha da zengindir.
Penis vajinaya girerken, penisin kökü ve erkeğin vücudu kadının bu duyarlı bölgesine sürtünür. Erkeğin sert, kemikli kasık bölgesi ve sertleşmiş olan penisin kökü, vajinanın üzerindeki düz bölgeye baskı yapıp sürtündükçe kadının klitorisi, çevresindeki bütün duyarlı organ ve dokularla birlikte, tahrik olur.


Penisin vajinaya girişiyle birlikte penis çevresini sarmalayan vajinanın yapısı, duyarlı sinir uçları yönünden zengin değildir. Vajina dokunuştan çok, bastırışı hisseder. Daha doğrusu vajinanın dokusu vajina ağzının, dudakların ve klitorisin dokularından tümüyle bambaşkadır. Vajina, bağırsakları oluşturan dokudan yapılmıştır.


Tıpkı bağırsaklar gibi, içi dolu olmaya karşı duyarlıdır. Vajina ayrıca çok esnek bir dokudan yapılmış olduğu için penisin büyüklüğüne göre kendini ayarlayarak, zevkli bir doluluk duygusuna ulaşabilmek amacıyla penisi sımsıkı sarmalar. Cinsel birleşme sırasındaki zevk toplamına katkıda bulunur. Orgazmın doğması için gerekli olan esas zevki, sinir uçlarının tahriki meydana getirir.
Yeni evlenen bir kadın, orgazma ulaşabilmek için bir süre dıştan elle uyarılma (tahrik) yöntemine bağlı kalabilir. Kendisi itiraf etse de etmese de vücuduna yabancı bir nesnenin girişini hala yadırgamaktadır.



Beri yandan erkek de önceden bilmese bile zamanla eşinin dıştan uygulanan klitoral tahrike daha kolay cevap verdiğini anlayacak ve onu orgazma ulaştırmak veya birlikte orgazma ulaşmak için parmaklarıyla klitorisi uyarma yöntemini deneyecektir.
Cinsel uyum sağlama çabalarının başlangıç döneminde kadına zevk ve doyum sağlayan herhangi bir yöntem geçerlidir. Çünkü eşleri cinselliğe ve birbirlerine ısındırır. Gururlarını okşar, ilerisi için umut verir. Ancak zaman geçtikçe orgazm türü bir sorun olmaya başlar. Birçok erkek, kadının "içerden" orgazm olmasını sağlamayı bir erkeklik gururu sorunu yapar ve bu gerçekleşmezse kendi gözündeki kendi değeri azalabilir. Erkeğin penisi benliğinin, kendine verdiği değerin, ayrılmaz bir parçasıdır: Eğer eşi onun penisine değer vermiyorsa, eline penisinden daha çok değer veriyorsa, bu ona değer vermiyor, demektir. Eğer onun penisi eşine yeterli doyum ve zevk sağlayamıyorsa tüm benliğinde bir noksanlık var, demektir... Erkek bilinçli ya da bilinçsiz, böyle düşünür, bunları hissedebilir.


Kadına gelince, yıllar geçtiği halde hala daha çok dıştan tahrikle orgazm olabiliyor, cinsel birleşme sırasında orgazm olamıyorsa, bu onda da ister istemez bir noksanlık, eksiklik duygusu uyandırmaya başlar. Başlangıçta yabancı bir nesnenin vücuda girmesini yadırgamış olan kadın, cinselliği geliştikçe bunu eşiyle gerçek "birleşme" olarak görmeye başlamıştır. Bu birleşme sırasında, ayrı bir çabaya gerek kalmaksızın, birleşmenin doğal sonucu olarak doyuma ulaşabilmeyi özler. Erkek penisinin güçlü ve ateşli atılımlarına kendi vücudunun bütün ateşiyle cevap verebilmek ister...


Ama evliliğin daha çok yeni olduğu dönemde böyle bir sorun henüz ortaya çıkmamıştır. Bu dönemde sorun, ta çocukluk çağlarından arta kalan yasaklarla korkuları aşarak cinsel birleşmenin doğal, güzel ve zevkli bir şey olduğunu anlayabilmektir.


Yani başlangıçtaki elle uyarılan klitoral tahrik, zamanla yerini cinsel organların aktifliğine bırakmalıdır.
Cinsel Yakınlaşma ve Doyumun Önemi:
Klitorisin uyarılması, yine de, orgazma giden yolun önemli bir aşamasını oluşturur. Birleşme öncesi okşama ve oynaşmalarda son derece önemli bir rolü vardır. Kadını cinsel yönden iyice heyecanlandırarak vajinanın içindeki ufak bezleri harekete geçirir, bezler kayganlaştırıcı salgılarını üretirler ve bu kaygan nemlilik sayesinde penisin vajinaya girişiyle vajina içindeki hareketi kolaylaşır ve durum, eşlerin ikisi için de zevkli hale gelir.


Cinsel heyecanın doruğuna yaklaşan kadın, penisin girişinden sonra daha çabuk ve kolay orgazm olacaktır. Kısacası, birleşmeden önce klitorisin tahrik edilmesi kadının jenital (cinsel organ) bölgesine dalga dalga zevkli heyecan duyguları yayar ve kadında daha öteye gitme isteği uyandırır.


Şunu unutmayın ki cinsel zevk, cinsel heyecan, cinsel istek duygularının uyanıp alevlenmesi yalnızca bedensel bir olay değildir. Bir müzik parçası, bir manzara, bir koku, birkaç aşk ve sevgi sözü, bir resim, hatta bir rüya kişiyi cinsel yönden tahrik edebilir. Hatta sevilen kişinin düşüncesi bile kimi zaman bu yönden yeterlidir.


Demek istiyorum ki birçok genç erkek, hemem hemen herkesten, her yerden duydukları, "Kadınınızın ne hoşuna gidiyorsa onu yapın," uyarısının kurbanı olurlar. Deyim yerindeyse, "klitoris tuzağına" düşerler. Kadın, klitorisin dıştan tahrikiyle kolayca uyanıp orgazm oluyor diye bu yönteme saplanıp kalırlar. Zamanla kadın da bunu cinsel doyumun değişmez koşulu olarak benimser. Eşler cinsel yaşantılarını klitorisle sınırlamışlardır.


Hem sınırlılık yüzünden, hem de daha önce değindiğimiz, penisle ilgili tutumlar ve duygular yüzünden bu durum, eşlerin hem yatak içi hem yatak dışı yaşantılarında sonradan sorunlar çıkartacaktır.


İşte bu yüzden yeni evli erkek, klitoris tuzağından kaçınmalı, karısının doyumunu (yani temelde tüm cinsel birleşmenin tempo ve akışını) salt klitoral orgazmla sınırlamayıp onu daha dengeli, daha geniş kapsamlı bir cinselliğe doğru yöneltmelidir.


Yoksa zamanla kadının bu yönden tatmin edilmesi bir tür mastürbasyona dönüşür. Erkek bu "görevi" yerine getirmekle birlikte giderek bu işi angarya gibi görüp sinirlenmeye, sıkılmaya başlar. Kadın için de artık penisin penetrasyonu ve cinsel birleşme, salt erkeğin doyumunu sağlayan, kendisini pek ilgilendirmeyen bir eylem olup çıkar. Cinsel "birleşmenin" yalnızca adı kalmıştır!


Orgazm Olamama, Orgazm Sorunları:
İstatistiklerden bilindiği gibi her cinsel birleşmede orgazma ulaşabilen kadınlar sayısı azalmaktadır.
Cinsel soğuklukta, kadının cinsel güdüsü yok gibidir. Cinsellikle ilgili davranışları itici bulur.
Orgazm güçlüğünde ise cinsel istek vardır ve bunlar cinsel olarak uyarılırlar. Cinsel uyarılardan heyecan duyarlar, esasen yeterli uyarıldıkları halde, doruk noktaya varmakta güçlük çekerler. Orgazmın kesin bir tanımını yapmak oldukça güçtür. Daha önce orgazm başlığı altında değindiğim gibi cinsel zevkin doruğundaki duyguya orgazm denir.



Orgazm olamayan kadınların genelde cinsel yaşama önem vermediklerini veya cinselliği kirli, pis ve adi olarak değerlendirdiklerini bildirmiştik.
Ayrıca orgazm olamayan kadınların eşleri ile aralarındaki duygusal bağın yeterli düzeyde olmadığı istatistik verilerine göre ortaya çıkmaktadır.


Herhangi bir nedenle orgazm olmayan kadın, orgazm olabilmek için cinselliğe bakış açısını değiştirmelidir. Cinselliğini yaşayabilecek gücü ve isteği oluşturmalıdır.
Kadınlar klitoristeki (bızır) sinir uçlarının uyarılmasında hassastırlar. Ama eşleri ne kadar bilgili de olsa, onları teorik olarak yeterince uyarsa da eğer kadın kendini serbest bırakıp cinselliğini yaşamak için koyvermiyorsa orgazma ulaşamayacaktır.


Bir araştırmaya göre kadınların % 8'i hiç orgazm olamamışlar. Araştırma grubundaki kadınların 20 yaş civarındakilerin % 50'si, 35 yaşındaki kadınların % 10'u hiç orgazm olmamışlar. Evli kadınlar arasında yapılan bir araştırmaya göre %16'sı hiç orgazm olamıyormuş. (Dr. Margaret Turner, Cinsel Konularda Herkesin Bilmesi Gerekenler, Nil Y. Ank. 1990. S:141 vd.)



Araştırmalara göre kadının orgazm olamamasında en önemli etkenler cinselliği aşağılayan bir çevrede yetişmiş olmak, eşle olan iletişim bozukluğu ve cinsel teknikte bilgi eksikliğidir.
Orgazm olamama veya orgazm güçlüğü bugün artık tıbben tedavi olunabilecek bir konudur. Uzun yıllardan beri bu tür hastalar başarı ile tedavi edilmektedirler.

Cinsel Doyumun Desteklenmesi:
Erkek için de kadın için de cinsel birleşme eylemi ve orgazm, her zaman aynı şekilde gelişip sonuçlanmaz. Kimi zaman öyle yoğun ve olağanüstü bir doyuma ulaşırız ki, bize bu duyguları tattıran eşimize derin bir şükran duyarız. Umduğunu bulamamanın, düş kırıklığına uğramanın puslu havasında bocaladığımız da olur.


Birbirini seven karı kocanın cinsel yaşamında bütün bunlar doğaldır. Ne var ki cinsel yönden uyum sağlamış olan ve cinselliklerini birbirleriyle paylaşmasını öğrenen eşler, cinsel yaşantılarına yenilikler katmasını bilir, cinsel zevk ve duyumlarım durup durup tazelemeyi başarırlar. Değişik yer, zaman ve fantazilerle aşklarını canlı tutmasını bilirler.


Aşkta Sözlerin Önemi:
Her ne kadar, duygularımız ve dokunuşlarımızla önemli mesajları sözsüz iletmemiz mümkün oluyorsa da, çoğumuz için sözler bu mesajları paylaşmak ve güçlendirmek açışından önemlidir. Söylenen sevgi sözleriyle duygularımızın dili birbirini tuttuğu zaman karşımızdakinin sevgisine olan inancımız kesinleşmiş olur.


Oysa birlikte yaşanan yıllar ilerledikçe, eşlerin birbirleriyle sevgi ve cinsellik konusundaki konuşmaları giderek azalır. Bu azalma, cinsel mutluluğu olumsuz etkiler.


Cinsel Birleşimden Sonraki Sözlerin Önemi:
Cinsel birleşme yaşanıp bittikten sonra kadınlar kadar erkekler de eşlerinden sevgi, hoşnutluk, beğeni sözleri duymak isterler. Bu gibi sözler ona gelecekteki cinsel birleşmeler için güç kazandırır.


Öte yandan, tatlı sesle söylenen, "Çok tatlıydın, bir tanem!" gibi sözcükler kadına dünyaları verir. Onun sevişmeye her zaman daha fazla hazır olmasını sağlar.


Öncesinde, sonrasında ve aradaki zamanlarda, hatta eylem sırasında eşlerin cinsel ilişkileri konusunda serbestçe konuşabilmeleri aralarında öyle sıcak bir yakınlık doğurur ki bu sonraki cinsel eylemlere de yansır.


Sevişen eşlerin fiziki soyunmalarından sonra cinsel duyguları, istekleri hatta duyduğu doyumu utanıp sıkılmadan eşine hissettirmek, aşkın lezzetini yükseltir.


Sevişme sırasında konuşmak eşler arasındaki paylaşımı zenginleştirir. Birbirlerinin vücudunu övmek, eşinin tutum ve dokunmalarından zevk aldığını açıkça söylemek, "Seni seviyorum," demekten çekinmemek. Duyulan cinsel heyecan ve hazzı yüksek sesle dile getirmek. Aslında bütün bunlar, "Bana bu tatlı dakikaları sen yaşatıyorsun! Seni bulduğum için, seninle birlikte olduğum için minnet doluyum!" anlamına gelir. Ve uyumlu eşler yaşlandıkça bu minneti daha çok duyarlar. Her cinsel birleşme, beraberlik ve paylaşım duygusunu pekiştirip vurgulamaya yarar.


Kadın erkek hepimiz sevişme sırasında eşimizin bakmaktan ve okşanmaktan hoşlandığı vücudumuzun çeşitli yerleri ile ilgili beğeni sözleri duymaya can atarız. "O, bende ne buluyor?" Bu konuda eşimizin mırıldandığı (ya da sırasında haykırdığı) beğeni ve sevgi sözlerine doyamayız. İşte bu yüzden birbirimize bu tür sözler söylemekten çekinmeyip, tersine, bunları bol bol söyleyebilmeliyiz; ereksiyon durumundaki erkek penisinin sıcak kadife duyusu. Kadın vajinasının yumuşak ve sıcak sarmalayışı. Gövdenin şu ya da bu yöresinin yumuşaklığı, sertliği, güzelliği, tatlılığı, çıldırtıcılığı. Kokuların hoşluğu, kışkırtıcılığı...


Sevişme sırasında hiçbir sıfat aşırı abartmalı kaçmaz. "Çıldırıyorum, yanıyorum, tutuşuyorum, ölüyorum," gibi sözcükler sevişmenin heyecanını ancak ifade edebilir.


Sevişmekte deneyim ve güven kazandıkça birbirimize söylediklerimiz de daha renkli daha heyecan verici olmaya başlar. Cinsel birleşmeye, eylemin kendisi kadar, çıplak ve çarpıcı sözcükler de heyecan katar. Sıfatlar. Fiiller. Benzetişler. Birbirimizi sevdiğimiz, birbirimize güvendiğimiz için yeni anlamlar kazanan "ayıp" sözcükler...


Öncelikle kafamızdan geçmişin baskısını ve cinsellikteki "ayıp" kavramım atmalıyız. Cinsel heyecan ve coşku duyduğumuzu, istekli olduğumuzu, kendi cinselliğimizden ve birbirimizin cinselliğinden kıvanç ve mutluluk duyduğumuzu anlatan bütün sözcükleri bol bol kullanmalıyız.


Sonraki Yıllarda Aşk Ve Orgazm:
Birleşme öncesindeki sevişme ve oynaşlar sırasında nelerden hoşlanıyoruz? Bize neler yapılsın istiyoruz? Ne gibi okşama ve tahriklerle heyecanlanıyoruz? Eşimize bunları açıkça söylemekten çekinmemeliyiz. Özellikle kadınlar, "Yıllar geçtikçe cinsel ilişki mekanik bir işlev olup çıkıyor" diye yakınırlar. Kocaları artık onları cinsel birleşmeye hazırlamak, onları cinsel açıdan uyarmak için gereken okşamaları, tahrikleri ihmal etmektedir.


Erotik sözler ve sevgi sözcükleri artık hiç söylenmediği gibi kadının erojen (duyarlı) bölgelerinin okşanması da geçmişte kalmış bir şeydir. Sırtta, göğüslerde, boyunda, omuzlarda, kulak memelerinde, bacakların iç yanlarında, klitoriste, saçlarda, yüz çizgilerinde sevgi ve hassasiyetle dolaşan dudaklar, dil, parmak uçları tembelleşmiştir.


Birçok erkek de "Karım, cinsel birleşme öncesi okşama ve cilveleşmelerin salt kadını tahrik için yapılması gerektiğini sanıyor. Beni okşayıp hazırlamak hiç aklına gelmiyor." diye yakınır. Birçok kadın kocalarının da okşanmaktan haz duyduğunu bilmez gibidirler. Oysa tıpkı kadın vücudu gibi erkek vücudu da sevişme sırasında tek bir "erojen (duyarlı) bölge" olup çıkar ve okşanmak, dokunulmak, uyarılmak ister.


Kimi çiftler önsevişme sırasında değişiklikten, bir çok çeşitlemeler denemekten hoşlanırlar. Kimileri yıllar yılı hep aynı yöntemi kullanmaktan hiç bıkmazlar. Kadınlar önsevişmeye genellikle daha çok ihtiyaç duyarlar. Çoğu erkek, kadınlarına yeterli önsevişme uygulamaktan hoşlanır, eşlerinin heyecanlanmasını görmekten de zevk alırlar.



Ama bu demek değildir ki, yıllar boyunca ille her cinsel birleşmeden önce ön-sevişme yani birleşme öncesi okşama ve oynaşmalar yapmak zorunluluğu vardır. Tersine, kimileyin eşlerin ikisi de hiç zaman harcamadan doğrudan birleşmeye geçmek isterler. Kadın o anda birleşmenin hemen gerçekleşmesini arzulamaktadır. O andaki arzusu, ihtiyacı, erkeği ta içinde hissetmektir. Ya da erkek en çok ve her şeyden önce eşiyle tam birleşme sağlamayı istemektedir.


Eşzamanlı Ruhsal ve Cinsel İlişkinin Yolu:
Bedensel yaklaşımdan önce eşlerin birbirlerine karşılıklı olarak verdikleri "cinsel sinyaller" uyarılmada önemli rol oynar. Eşlerde karşılıklı cinsel istek uyandıran bu sinyaller arasında yüz ifadelerini, bedenin duruşunu, ses tonunu, bakışları sayabiliriz.


Kadın ve erkeğin birbirleri için cinsel yönden çekici olmaları ve bu çekiciliklerini belli bir süre sürdürmeleri, ruhsal ve cinsel uyarılmada rol oynayan etkileşim biçimidir. Denilebilir ki, bu evrede insan için en etkili uyaran, karşı cinsten bir insanın psikoseksüel davranışlarıdır. Bir başka deyişle, eşlerin birbirlerini arzulamaları, bu arzularını etkili bir dille, sözlü ya da sözsüz bir iletişimle birbirlerine duyurmaları cinsel eylemi başlatan cinsel yaklaşımdır.


Cinsel yaklaşım, eşlerin birbirlerine ruhsal yönelmeleri ve birbirlerini hazırlayarak cinsel uyarılmaya duyarlı duruma sokmaları evresidir. Bu evrede cinsel etkileşimi bozan ve uyarılmayı engelleyen söz ve davranışlara dikkat edilmelidir.
Sağlıklı ve başarılı cinsel ilişki, eşler arası normal bir etkileşim ortamında, elverişli cinsel yaklaşıma dayanan, her iki cinste derece ve süre bakımından yeterli bir cinsel uyarılmayla gerçekleşebilir.


Eşlerin Birlikte Orgazma Ulaşması:
İdeal olarak her cinsel birleşme, eşzamanlı bir orgazmla sonuçlanmalıdır. Yani cinsel birleşme sırasında erkekle dişi aynı zamanda, birlikte orgazm olmalıdırlar. Hepimizin de istediği budur. Erkek, kadının heyecanını izler, bu heyecanın yeterince gelişip doruğa ulaşması için ona zaman tanır ve kendi heyecanının temposunu ayarlar. Eşinin "hazır" olduğu anı bilir. Kadın da erkeğinin gitgide coşan heyecanına uyup kendini bırakarak doruğa onunla birlikte sürüklenir. Bu ideal bir durumdur.


Her birleşme bu umudu içerir, bu idealin beklentisiyle gerçekleşir. Gel gör ki umduğumuzu her zaman bulamayız. Çoğu evliliklerde kadının "havada kalması" doyumsuzluğu ne yazık ki gereğinden sık rastlanan bir olaydır. İşte böyle durumlarda orgazma ulaşamayan eşin herhangi bir yoldan orgazma ulaştırılması ilişkiye çok şey kazandırır.


Ne var ki yıllar ilerlediği halde eşler hiçbir zaman birlikte orgazma ulaşamıyorsa işin rengi değişir. Eşzamanlı orgazmın cinsel yaşantıda hiç yeri yoksa durup düşünmenin zamanıdır.


Eşleri Birlikte Fiziksel Ve Ruhsal Doyuma Ulaştıran Metod:
Başlangıçta bu tuzağı aşmak daha çok erkeğe düşüyor. Hem biyolojik hem de psikolojik yönden erkek lider olduğu zaman, cinsel birleşmenin de daha doyumlu ve dengeli olduğu bir gerçektir. Erkeğin lider olması demek karısından önce kendisini düşünmesi demek değildir.


Karısının da doyuma ulaşması için öncülük etmesi, sırasında yol göstermesi demektir. Bir kadın için, kocası birleşme sırasında beklemesini biliyor ve eşine zaman tanıyorsa, o erkek başarılıdır ve karısını doyurmasını bilen erkektir.


Bir erkeğin erkekliğini, cinsel gücünü tümüyle duyumsayabilmesi için cinsel eylemi gerçekleştirebilmek kendi başına yeterli gelmez. Erkek aynı zamanda eşini cinselliğe hazırlayıp cinsel doyuma vardığını, ona cinsel doyumu tattırdığını bilmek ister. Kadınına neyin zevk ve doyum verdiğini anlayıp ona göre davranmak, bir erkek için kendi doyumu kadar önemlidir. Yoksa cinsel eylem bir "birleşme" olmaktan çıkar, erkeğin bir başka tür mastürbasyonuna (el ile doyuma) dönüşür.


Kadınına yol gösterip liderlik etmek isteyen erkek, onun genelde cinsel heyecan duymak için kendinden daha çok zamana ihtiyacı olduğunu anlamakta gecikmeyecektir. Onun birleşme öncesi okşamalara, oynaşmalara, kendinden daha çok ve uzun cinsel uyarılara gerek duyduğunu akıldan çıkarmayan erkek, klitorisi (sürekli ama yumuşak) dokunuşlarla tahrik etmeye başlamadan önce, cinsel yönden duyarlı olan öbür erojen (cinsel duyarlı) bölgeleri öpüp okşar. Ona hayranlığını belirtir, sevgisini söyler. Onun nelerden hoşlanıp heyecanlandığını keşfeder. Birleşmeden önce onun "hazır" olmasını, yani vajina bölgelerini yeterince nemlendirip kayganlaşmış olmasını bekler. Cinsel birleşme sırasında türlü hareket yöntemleri deneyerek kadının en çok hangisine cevap verdiğini algılamaya çalışır.
Bu liderlik tutumunun erkeğe yararı yalnızca eşini hoşnut kılmanın verdiği tatmin hissi ve dolaylı zevk değildir. Dikkatini eşinin nelerden zevk ve heyecan duyduğu konusu üstünde toplayan ve eşinin cinsel birleşmeden zevk almasına uğraşan erkek, böylece kendisinin erken boşalma sıkıntısına karşı da en güzel önlemi almış olur. Eşini düşündükçe kendi sorunlarını ve kaygılarını unutur. Cinsel enerjisini salt kendi üstünde yoğunlaştıracağı yerde dağıtmış, eşiyle kendi arasında buluşturmuş olur.
Erkeğinin anlayışı ve sabrı sayesinde rahatlayan kadın da şimdi onun istediği gibi olmak, yani ona zevk ve doyum sağlamak arzusu duyacaktır. Böylece o da, onun nelerden hoşlandığına dikkat etmeye, onu heyecanlandırmak için çaba göstermeye başlayacaktır.
Erkek de kadın kadar okşanmak ister. Gerçi penis onun cinsel açıdan en duyarlı organıdır ama vücudunun diğer bölgelerinin okşanması da onu hoşnut eder.


Cinsel birleşmenin bitiminden sonra kimi eşler, hemen ayrılıp sırtlarını döner uyurlar. Cinselliği, "birlikte ve karşılıklı zevk alıp doyum bulma" olarak görüp gerçekleştiren eşler ise cinsel ilişkinin de sevginin bir parçası olduğunu bildikleri için cinsel birleşmeden sonra da bir süre birbirlerine sarılarak yatarlar.

7 yorum

Re: Orgazm (Cinsel Doyum)

iyi hoş anlatmışsınızda....bunları yaşayabilecek insanı bulmak asıl mesele...

24.09.2012 - Zehirliok Ziyaretçisi

Bilgilendirici

Gayet açıklayıcı bir şekilde açıklamışsınız teşekkür ederiz bilmediğiniz veya yanlış bildiğimiz bir çok konuya ışık tuttunuz.

24.07.2012 - Tarık YILDIRIM

acaba hata yapar mıyım

erkeğin cinsel organını ağza almak caizmi kadının cinsel organını erkeğin ağzına alması caiz mi dir...dil emmek caiz mi

19.06.2012 - Zehirliok Ziyaretçisi

Re: acaba hata yapar mıyım

ters ilişki dışında, ilişkide her şey caizdir...

09.09.2012 - Zehirliok Ziyaretçisi

dikkat

Bu site islami gorunuyor ama hic alakasi yok beyler-bayanlar. Bazi yerlerinde caktirmadan telkin yontemiyle ''Cinsel iliskiden utanmayin, evlilik oncesi yapin. Bu, cinsel iliskiyi ogrenmek icin gerekli mesaji verilip, zinaya kapi aciyor'' Tamam verdigi bilgiler dogru ama iliski bir zorunluluk degildir ve zamanla ogrenilebilecek birseydir..

16.12.2013 - cahit15

CVP:dikkat

Nerede ne gibi hatalarımız varsa bize bildirin kardeşim. eksiklerimizi düzeltelim.

Telkin olarak gördüğünüz yazıları düzenleyelim.

Biz kimsenin manevi mesuliyetini üzerimize alamayız. Gayemiz ZİNA nedir? Helal haram nedir bunları aktarmaktır.

17.12.2013 - imdat sezer

RE:acaba hata yapar mıyım'a cevaptırrrr!

arkadaşım!nasıl herşey caiz????sizde bilirsiniz ki cinsel organlar aynı zamanda boşaltım bölgesidir vücudumuzun.bir müslüman başka bir müslümana"ağzına bilmem ne yapayım"diye küfür bile etmesi günahken,o organı ağza almak ne demek?kafanızdan fetva yazmayın!sizin nasıl bir kaldıran mideniz varsa,oraya yiyip içtiğiniz ağzınızı sürmek istiyorsunuzzzz..bu oral sekstir ve caiz değildir!tuvaleti ağzınıza götürseler tiksinirsiniz!ama iş uçkura gelince mideniz bulanmıyorrr...gözümün önüne bile gelemeyen bir durummmm

24.09.2012 - Zehirliok Ziyaretçisi