Büyü kara sektör

Kızının baş ağrıları, normal olmayan davranışları, gittikçe içine kapanması, dertli anneyi her geçen gün biraz daha üzüyordu.

Oysa Almanya'dan gelmeden önce Arzu ne kadar da hayat dolu ve mutluydu. Tükiye’ye geleli de çok olmamıştı daha, gelir gelmez kızlarını isteyenler oldu fakat Arzu hiç birini istememişti taliplerinin. Hele son gelenler öyle çok istediler ki oğullarına, babasının Arzu'nun da fikrini alarak verdiği olumsuz yanıt bile vazgeçiremedi onları ve sonunda; ''Biz, bizi istemeyen kızı peşimizden koşturmayı biliriz'' dediler. Zaten ondan sonra başladı bütün dertler. Hangi doktora gittilerse de Arzu'nun derdine çare bulamadılar. Çoğu doktor rahatsızlığın psikolojik olduğunu söyledi, fakat gittikleri psikiyatrlar da derdine derman olamadılar Arzu'nun. Sonunda dertli annenin aklına mahallede her derdi olanın muhakkak uğradığı Metin Hoca geldi. Hiç vakit kaybetmeden Hoca'nın kapısını çaldılar. Aslında hocalıkla ilgisi olmayan bu adam daha çok, büyüyle işi olanların ilk durağıydı. Hoca ayna mendeline baktıktan sonra Arzu'ya büyü yapıldığını söyledi. Büyüyü yapan kişinin tarifini ve adını bile vermişti. İsim ve tarif hemen 'Biz, bizi istemeyen kızı peşimizden koşturmayı biliriz' sözünün sahiplerini akla getiriyordu. Hocanın söylediğine göre sihir Arzu’nun kendisini isteyen gence aşık olması için yapılmıştı. Zaten Arzu'nun kafası da gence verdiği olumsuz yanıt yüzünden oldukça karışmış, pişmanlık belirtileri bile göstermeye başlamıştı. Hatta bir keresinde annesine, “Hayır demekle yanlış yaptık” deyivermişti. Sonunda elini çabuk tutan anne, Metin Hoca'ya istediğinden de fazla para verdi ve kızını kurtardı.

Bir çoğumuz bu tür vakaları dinlemiş veya yaşamışızdır. Peki hangimiz büyü ve sihir konusunda yeteri kadar bilgi sahibiyiz? Başta bilim adamları olmak üzere çok azımız bu konu hakkında sağlıklı bilgiye sahibiz. Öyleyse bir bıçak gibi, istenildiği zaman çok ama çok kötü emeller için kullanılabilecek bir konu olan büyü nedir; onunla ne, nasıl yapılır?

Büyü gerçeği

Büyü... Özellikle, avami sınıf insanların kötü niyetli olanlarının ve bir kısım sosyetik tabakanın hayatının bir parçası haline gelmiş sosyal bir vakıa ve suiistimale çok açık bir konu. Büyü ve sihirle kadın ya da erkeği kişinin kendine sadık bir köle yapması, birine istediği zararı (ölüm dahil) vermesi, zarar vermek istediği insan(lar)ın başına olmadık marazlar gelmesine sebep olması daha birçok şey mümkün görülüyor. Bu, günümüz Türkiye’si ve dünyasında yapılıyor da. Fakat büyücü ya da büyü bozucu olarak piyasada dolaşanların tamamına yakını maalesef dolandırıcı. Bu yüzden, gitmeye niyetlendiğiniz bu tür insanların sizi, beklentinize uygun bir iki laf kalabalığı yapıp soyacağından emin olabilirsiniz.

Gerek din, gerekse sosyal hayat açısından hassas bir konu olması bizi büyü gerçeğini dikkatli ve çok yönlü bir araştırmaya iterken, din ve ilim adamlarının fikirlerinden ve yaşanmış olaylardan da yararlandık.

Sihir ve büyü insanlığın en eski meşguliyetlerinin başında geliyor. Ortaçağda büyü ile uğraştığı iddiasıyla insanlar diri diri yakılırken, bazı yerlerde toplumun lideri veya ilah bile ilan edilebiliyordu büyü ile uğraşanlar. Büyünün ifrat ve tefritten uzak olarak değerlendirilişini Kur’an’da görebiliyoruz. Varlığı, bilim adamlarınca kabul edilmese de Kur’an ve hadis—i şeriflere göre kesin olan büyünün içeriği konusunda bir çok görüş mevcut. İnsanlar tarihin pek çok döneminde büyü ile uğraşmış ve bunu hayatın bir parçası haline getirmiş. Günümüzde ise modern ilmin gelişmesiyle büyü gizli gündem konumuna düşmüş görünüyor. Fakat başta materyalizmin kalesi olan Rusya’da bu tür konuları araştırmak için merkezler kurulduğu da bir gerçek.

Sözlük anlamına bakıldığında sihir, her ne olursa olsun sebebi gizli olan şey anlamına geliyor. Ancak dinin gelenekteki yeri itibariyle sihir sadece bu demek değil. Sebebi gizli olmakla beraber, gerçeğin aksine hayal olunan yıldızcılık, şarlatanlık, hilekarlık yolunda cereyan eden herhangi bir şey anlamına da gelebiliyor. Büyü halk dilinde daha çok bu anlamda kullanılıyor. Çünkü büyü aracılığıyla esrarengiz bir şekilde hakkı batıl, batılı hak diye göstermek mümkün. Nitekim ayet—i kerimede “İnsanların gözlerini sihirlediler” (A’raf 7/116), “Sihirleri sayesinde ipleri ve sopaları onun hayalini büyüledi, çünkü onlar gerçekten yürüyor gibiydiler”(Tâhâ, 20/66), buyruluyor. Bununla beraber büyü kelimesinin yukarıda ifade ettiğimiz kavram dışında sadece “etkileme” anlamında da kullanıldığını görüyoruz. Mesela “Muhakkak ki, güzel sözde sihir vardır” hadis—i şerifinde söz etkileyicilik açısından sihire teşbih edilmiştir. Ancak buradaki sihir bizim konumuz olan büyüden farklıdır. Demek ki esrarengizlik, gizli sebep ile incelik, dış görünüşü itibariyle çekicilik ve bir de kötü maksat sihrin niteliğini belirliyor. Büyünün yasak olup olmadığı konusuna bakıldığında ise İslam alimleri Bakara suresindeki şu ayeti dayanak göstererek yasak olduğunu söylüyorlar: “... Fakat o şeytanlar kafirlerdir ki insanlara sihri ve Babil’deki iki meleğe Harut ve Marut’a indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki onlar (o iki melek) “Biz ancak fitneyiz (imtihan için gönderildik), sakın (sihir, büyü yapıp da) kafir olma” demedikçe hiç kimseye (sihir) öğretmezlerdi. İşte onlardan (o iki melekten) koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki (sihirbazlar), Allah’ın izni olmadıkça onunla hiç kimseye zarar verecek değillerdir. Onlar ise kendilerini zarara sokacak, onlara faide vemeyecek şeyler öğretiyorlardı. Andolsun, onlar muhakkak biliyorlar ki, onu (sihri) satın alan (ona revaç veren) kimsenin ahiretten hiç bir nasibi yoktur. Onlar kendilerini cidden ne kötü şey mukabilinde sattıklarını bilmiş olsalardı.” (Bakara 102)

Psikiyatr Kerem Doksat, bir sosyal vakıa olarak büyünün var olduğunu kabul etmek gerektiğini söylüyor. Fakat ekliyor: “Şimdiye kadar ispatlanan bir şey olamamış, fakat reyting kaygısıyla hazırlanan bazı programlara bakarsan bugün her şey büyü ile idare ediliyor. Böyle bir şey yok. Keşke olsaydı, memleketin başında ne kadar ahlaksız siyasetçi varsa iki iğne batırırdık onların bebeklerine problem kalmazdı. Ben psikaytr olarak büyü var mı yok mu bunu bilemem. Çünkü ortada ispatlanmış bir şey yok fakat sosyal bir vakıa olarak var. Fakat bugün bazı insanlar bu işten dolar milyoneri olabiliyor ve bir çok aklı başında insan bunun müşterisi.”

Fethullah Gülen Hocaefendi, Fasıldan Fasıla ve İnancın Gölgesinde adlı kitaplarında sihir hakkında şunları söylüyor: “Sihir (büyü) yoktur, inanmam diyenler, ya inkarcılardır ya da gafil tiplerdir... Büyü ve sihrin büyük günahlardan olduğu konusunda şüphe yoktur. Zina ise kebairden sayıldığı ve bazı yerler itibariyle büyük günahlardan olduğu ifade edilmektedir. İnsanlar zina edeni iflah etmezler fakat, sihirbazlara, büyücülere teveccüh edebilirler. Bugün sihir ve sihirbazlık oldukça revaçta. Halbuki bunların hepsi yalancı. Yaptıkları da yalan. Bu arada kendilerinden bazı harikulade hallerin zuhuru, onların salahına dalalet etmez. Zira, Müseylime’de de bazı harikulade haller vardı ama, sahtekar ve yalancının biriydi. Allah korusun, onların söylediklerini tasdikle insan küfre girebilir. Bu hususlara çok dikkat etmek gerekir.”

Neden büyücüye gidilir?

Sihirbazlar işlerini yaparken ilimlerden, edebiyattan, felsefeden, teknolojiden, hatta tabiattaki garip ve acayip yaratılışlardan suiistimaller neticesinde yararlanabiliyorlar. Bu tür ilimleri kendi çıkarları doğrultusunda etkileyici bir şekilde kullanabilen bazıları, insanların hastalandıkları zaman biale doktordan önce kendilerine gelmesini sağlayabiliyorlar. İnsanların doktordan önce büyücüye gitmesinin birçok nedeni var. En başta ekonomik nedenler geliyor. Geçim sıkıntısı içinde ezilen dar gelirli vatandaş, baş ağrılarında bile gidip doktor doktor gezmek yerine hemen her mahallede belki bir kaç tane bulunan ve genelde “hoca” denilen büyücülere gidiyor. Büyücü eğer insaflı biriyse küçük bir hediye karşılığı ya okuyup üflüyor ya da bir muska yazıyor. Ayrıca alınan muskanın veya okunulan şeylerin hiç bir yan etkisi yok, bir daha kontrole gitmeyi de gerektirmiyor! Dahası birçok yerde insanlar bu işi yapanları kendilerine daha yakın buluyorlar, sebebiyse annelerinden ve onun annesinden aynı şeyi görmüş olmaları. Hekimlerin biraz otoriter olması, halka biraz tepeden bakıyor olmaları halkın mecburen kendisine yakın hissettiği büyücüye gitmesine neden oluyor. Bu iş, tabii ki biraz da arz—talep meselesi. Özellikle ruhî sıkıntıları olan insanlar psikiyatrlara gittiği duyulup deli damgası yemekten korkuyor, kolay ve seviyesine uygun olanı, “büyücü”yü seçiyor. Büyünün gizemi ve yayıldıkça abartılan gücü de rağbeti artıran sebeplerden.

Büyü için “hayali gerçek, gerçeği hayal gibi algılamaya neden olduğundan dolayı kötü bir şeydir” diyen İstanbul Müftülüğü Fetva Dairesi Başkanı Abdülaziz Bayındır neden büyücüye gidildiği konusunda uyarıcı ve ağır konuşuyor: “Allah’a kul olamayanlar, kulluk yapacağı kimseler ararlar. Büyücülerin kapısını aşındıranlar, Allah’a kul olamamış kimselerdir. Bunların sayıları çok olduğu için büyücülerin müşterileri de çok olur.”

Psikiyatr Doç. Dr.Kerem Doksat ise insanların neden bu tür kişilere gittiği konusunda, “Büyü ilk insandan bu yana insanların hayatlarında vardı. İlk insanlardan bugünkü insana kadar DNA aynıdır, yani ilk insandan bu yana DNA’da gelen şeyler vardır. Büyü de bu şekilde ilk insandan bu yana devam edegelmiştir. Dünyaya baktığınız zaman birbirinden habersiz birçok kültürün büyü konusunda ortak bazı sembolleri kullandığını görürsünüz. Bunların öğrenilmiş olması mümkün değildir” diyor.

Büyünün gücü nelere yeter?

Büyü ve sihrin kendine göre ve küçümsenmeyecek bir piyasası var. Kitapçılarda birçok pratik büyü kitabı bulmanın yanında, kısa zamanda “piyasa” büyücülerine ulaşmanız da mümkün. Çoğu gerçek dışı olan büyü kitaplarının satışları hiç de fena değil. Kitaplarda en çok tarifi verilen büyülerin başında birini kendine aşık etme, kısmet açma, yapılan her türlü büyüyü bozma gibi şeyler geliyor.

Büyünün sekiz çeşidi

Fahreddin—i Razi tefsirinde sihrin sekiz çeşidini şöyle saymış:

1- Gildani sihri; semavi kuvvetlerle yeryüzüne ait güçlerin karışımı yoluyla meydana getirildiği söylenen ve tılsım adı verilen şeylerdir.

2- Evham sahiplerinin ve kuvvetli kişilerin sihirleri; insan ruhunun terbiye ile kuvvetlenip, tesir gücünün artacağını düşünenlerin büyüleri. Sihrin en tehlikeli olanı budur.

3- Ervah—ı ardıye; cinlerden yardım görme yoluyla yapılan sihirdir ki, bu yolla yapılan ve yapılacak sihirlerin varlığını inkar değil, kabul etmek gerekir.

4- Tahayyülat, yani gözü yanıltmak ve el çabukluğu denilen sihirdir ki, bunlara sihirden ziyade hokkabazlık ve şa’beze adı verilir. Bunun esası duyuları aldatmaktır.

5- Aletlerden istifade ederek acayip şeyler göstermek suretiyle ortaya konan sihir. Firavun’un sihirbazları böyle yapmışlardı; değnekleri civa ile doldururlarmış. Altlarından ısı verilince veya güneşin etkisiyle ısınan ipler ve değnekler hemen harekete geçip kaymaya ve yürümeye başlarmış.

6- Birtakım maddelerin ve ilaçların kimyevi özelliklerinden yararlanarak yapılan sihirlerdir.

7- Ta’lik kalb(kalbi çelme) suretiyle yapılan sihirdir. Sihirbaz kişinin duyu ve düşüncelerine etki ederek (ümit, korku) yapacağını yapar.

8- Koğuculuk, fitnecilik gibi el altından yürütülen gizli fitne ve tezvirat, akla, hayale gelmez bozgunculuk, vasıtalı veya doğrudan tahrikler ve aldatmalar ile yapılan sihirdir ki, halk arasında en bol ve en yaygın kısmı da budur.

Büyüyle uğraşanların çoğu konuşmak istemiyor, kamuoyunun önüne çıkmaktan çekiniyorlar. Konuşabildiklerimize, “Neden size geliyorlar, ne istiyorlar?” sorusunu yönelttiğimizde, cevap kısa oluyor: “Öyle istiyorlar.” Gelenlerin başlıca isteği, normal yollardan sahip olmayacağına inandıkları birşeyleri büyü yoluyla elde etmek. Mesela tek taraflı aşklarda, aşkına karşılık bulamayan taraf, yaptırdığı büyü ile istediğine ulaşabiliyor. Bu tür büyü yapan M.T’nin anlattıkları bir hayli ilginç: “Birgün genç bir adam geldi, bir kızı istediğini fakat onun kendisini kabul etmediğini söyledi. Kızın ailesi Almanya’daymış. Zengin bir aile. Gencin amacı, mutlu bir yuva kurmaktan çok kızla evlenip Almanya’ya işçi olarak gidebilmek. Genç, “Hoca eğer bu kızı bana aşık edip evlenmemi sağlarsan sana 5000 mark veririm” diye teklifte bulundu. Büyü yaptım. Kısa bir süre sonra bir aile geldi yanıma. Anladım ki gelen aile benim büyü yaptığım kızın ailesi. Kızın anormalleşmesi sonrası bana gelmişler, ben de gençten aldığım para kadar bir ücret karşılığında yaptığım büyüyü bozdum.”

Ölümüne büyü

Bunun yanında, gariptir, büyücülerden en çok istenen “iş”lerden biri, kadınların kocasının kendisine ve ailesine bağlanması. Güney şehirlerinde kadınlar, kocalarının arasının aileleri ile fazla iyi olmasını istemiyor. Kadın kaynanası ile geçinemiyorsa hemen gidip büyü yaptırıyor ve kocası ile ailesinin arısını açabiliyor. Tabii aynı şeyi daha uyanık olması durumunda kayınvalidenin yapması da mümkün.

İstenilen en kötü şey ise istemediği birini öldürmek için yapılan büyüler. Yapanın ve yaptıranın kesinlikle katil olmasına rağmen yüzmilyonlarca para karşılığı bunu yaptırmak isteyenler çıkmıyor değil. Bu şekilde yapılan büyülerde daha çok sabun, yağ gibi zaman içinde eriyen maddeler kullanılıyor. Değişik işlemlerden geçen madde sabun ise suya atılıyor, yağ ise toprağa gömülüyor. Sabun veya yağ eridikçe büyü yapılan insanlar da zayıflayıp sonunda ölüyorlar, tabii daha önce bu maddeyi bulup sihiri bozamazsanız. Peygamber Efendimiz(s.a.v)’e yapılan büyünün de bu şekilde yapıldığı rivayet ediliyor.

Bunun yanında istihbarat çalışmalarından tutun da kayıp eşyaları bulmak gibi birçok konu büyücülerin menüsünde bulunuyor. Dünyada KGB ve CIA gibi bazı istihbarat örgütlerinin bu tür yöntemleri istihbarat çalışmalarında kullandıkları söyleniyor.

Büyü yapılan insanlarda hangi çeşidi olursa olsun başlangıçta hep aynı belirtiler görülüyor: Alında ve ense kökünde ağrı, gözlerde ağırlık, dikkati toplayamama, çalışmadığınız halde aşırı yorgunluk.

Prof. Süleyman Ateş, bazı çevrelerde yanlış anlaşıldığı üzere büyünün İslam’a ya da hassaten dine mahsus bir şey olmadığını belirtiyor. Prof. Ateş, “İslam büyüyü yasaklamaştır. Yapılan büyüyü bozmanın ilk yolu da büyü değil Allah’a sığınmaktır. O istemedikten sonra kula hiç bir şey zarar veremez. Cinler olmadan büyü yapıldığını da zannetmiyorum. Bu İslam’la birlikte gelmiş değilidir. Fakat bugün yapılan bir şeyin cinlerle ilgisi yoktur. Yapılan kötü büyüyü bozmak için de okuma yapılabilir fakat muska yazmak mekruhtur. Küfür kabul edenler bile var. Karışılığında para almak doğru değildir. Tedavi için bazı dualar okunması karşılığında ise bir miktar ücret alınabilir. Efendimiz (s.a.v) döneminde buna benzer şeyler yaşanmış. Yahudlikte büyünün yeri büyüktür. Aynı şey Hıristiyanlık içinde geçerlidir” diyor.

Eğer büyü yapıldıysa..

İslam alimleri, büyüden kurtulmanın yolunun ancak Kur’an okumak, Hz. Peygamber’den rivayet edilen duaları okuyup Allah’a sığınmakla mümkün olacağını belirterek medyumlara gidilmesini yasaklıyorlar. Abdülaziz Bayındır’a göre de büyüyü bozmak için büyücüye gitmeye gerek yok, çünkü bu eşkıyaya teslim olmak gibi bir şey. Yapılacak şey bol bol Kur’an okumak. Hz. Peygamber’e büyü yapılması sonrası indiği rivayet edilen Felak ve Nas surelerinin çok okunması alimlerce tavsiye ediliyor. Eğer büyünün tesirindeki kişi bunları başaramıyorsa, sadece büyüyü bozdurmak için gidebilir.

Fakat büyüyü bozdurma konusunda çok dikkatli olmak gerekiyor. Bu konuda hazırlanmış kitaplardaki büyü örnekleri ve bunları bozma yollarını araştırdığımızda korkunç bir durum çıkıyor ortaya. Kur’an’ın kesin olarak reddettiği sihir ve büyüyle ilgili kitapların büyük bölümünde ayet ve hadislerle sinsice, biraz da küstahça alay sözkonusu. Ayrıca, “hayır hatemi” ve “şer hatemi” diye verilen şekillerde (vefklerde) altı köşeli siyon yıldızının yer alması da büyünün Yahidilerle ilgisini gösteriyor. Zaten İslam’dan önce de sihir vardı. İslamdan sonra ise varlığını devam ettirerek sırtını dini motiflere dayamak suretiyle dini bir hüviyete büründü. Böylece dine olan güveni kullanarak insanlara daha rahat nüfuz etme yoluna yöneldi. Büyücülerin adı da “hoca” olarak anılır oldu. Sonradan bunlara Kur’an ayetlerinin girmesi ise tamamen onların işi. İslamın geldiği toplumlarda var olan büyüleri yasaklaması üzerine, daha önceki çeşitli harfler ve şekillerin yerine Kur’an ayetlerini yerleştirerek İslami bir kılıf geçirilmiş büyünün üzerine. Konuyla hiç alakası olmayan bir ayetteki bir kelime yüzünden onu oraya yerleştirmişler. Mesela “muhabbet” kelimesi geçen bir ayeti alarak karı—kocanın arasını bulmada kullanmışlar.

Yardım ve çıkar arasındaki ince çizgi

Kendisine büyü yapıldığını düşünen insanların büyük bölümü, eğer çevresinde bu işi bilen ve güveneceği birini bulamazlarsa sahtekarların eline düşüyor. Zaten gidilen büyücünün yaşantısı ve “müşterisine” hemen uzun bir alınacak malzeme listesi çıkarması onu ele veriyor. Büyücülük yapıp çok büyük servetler edinen uyanıkların sayısı az değil. Bunlardan biri, Malatya’nın Kuluncak ilçesine bağlı Hacolar köyünde yaşanmış. Sahtekarlığı ve güvenilmezliğiyle tanınan bir kişinin 17 yaşındaki kızı birgün, “Bana Hz. Muhammet, Hz. Hızır ve Hz. Ali göründü. Ellerime ve kollarıma Allah tarafnıdan yazı yazılıyor. İnsanlara şifa oluyorum, büyü bozuyorum” diye ortaya çıkmış. Akrabaları da bu oyuna ortak olmuş ve etrafa söylentiler yaymışlar. Ardından felçlisi, kısırı, sağırı—dilsizi, akıllısı—delisi civar köy ve ilçelerden akın etmeye başlamış. Sonra da gelsin paralar. Paradan pay isteyen köy muhtarıyla aile anlaşamayınca muhtar sahtekarlığı ihbar etmiş. Meğer kızın kollarına yazılan yazılar da “dağlama” yoluyla yazılıyormuş. Şimdi, o sahtekarlar hakkında dava açılmış.

Yapılan büyüyün fiyatının nasıl belirlendiğini sorduğumuz bir büyücü şunu söylüyor: “Belli bir tarife yok, fiyatı karşımızdaki insanın soyulmaya ne kadar müsaait olduğu durumu belirliyor.”

Peki iyi veya kötü amaçla olsun bu işe insanlar nasıl başlıyorlar? Daha çok usta çırak ilişkisi ile öğreniliyor sihir. Gebzeli S. H’nin hikayesi bu konuda iyi bir örnek: S. H yaklaşık 10 yıl önce torununun bir rahatsızlığı için gitmediği doktor kalmamış. Çare bulamayınca cincileri, büyücüleri dolaşmaya başlamış. Gittiği Osman isminde biri torununa okumuş ve kendisine de bazı şeyler öğretmiş. S. H. kısa süre sonra eline geçirdiği kitaplardan ve başka hocalardan işi daha da ilerletmiş. Şimdi bulunduğu çevrede S. H. herkesin tandığı bir sima. Hatta Anadolu’nun bir çok yerinden bile gelenleri oluyor.

Bu işi sadece insanlara yardım için yapan ender kişilerden biri, Antakyalı Osman Tümkaya. Yaklaşık 5 yıl önce tamamen merakla başlayan serüveni onu bugünlere getirmiş. Elinde “Gizli İlimler” adlı kitaptan başka hiç bir kaynak olmadığını söyleyen Tümkaya, amacının sadece yardım olduğunu belirtiyor. Osman Hoca bir çok büyüyü iyi bilmesine rağmen kendisine gelenlere sadece büyü bozucu bazı dualar okuyor veya muska yazıp veriyor, karşılığındaysa kendi istememek şartı ile verenlerden çok cüzi bir miktar kabul ediyor. Tümkaya; “Yaptığımız işe mânâ ilmi denilebilir. Mânâ ile maddeye sahip olmak. Bu işi yapan insanlar doktorlardan kopuk olmamalı çünkü doktorun yapacağı iş ayırıdır bizim yapacağımız iş ayrıdır. Ben benim yapamayacağım iş değilse hastayı doktora gönderirim, doktor da bunu yapmalı.”

Cinler ve büyü

Cinler büyünün ana unsurlarından biri. Halk dilinde büyü ile uğraşana “cinci” deniyor. Büyünün cinler olmadan yapılamayacağı konusunda büyük oranda fikir birliği var. Büyü sonrası ortaya çıkan rahatsızlıklara da çoğunlukla cinler sebebiyet veriyor. Yani etki cinler vasıtasıyla sağlanıyor. Halk arasında da büyücünün cinlisi daha fazla revaç buluyor. Prof.Dr. Süleyman Ateş, cinlerin büyüdeki yeri için şöyle konuşuyor: “Cinler olmadan büyü yapıldığını zannetmiyorum. Bu İslamla birlikte gelmiş değildir, insanlık tarihi kadar eskidir. Fakat bugün yapılan şeyin cinlerle ilgisi yoktur. Cinler aracılığıyla yapılan büyüde de eğer insan Allah’a sığınan bir kul ise bu ona zarar vermez çünkü cinlerin insanlara zarar vermesi kolay değildir.”

Büyünün cinsiz olabileceğini düşünenler de var. Bazıları ise büyünün fıtrata dayandığını kabul ediyor ama dünyada cinler kullanılarak yapılan büyü devrinin geride kaldığını söylüyorlar. Dayanaklarıysa İbni Haldun’un “Cinlere dayanarak büyü yapma devri kapanmışıtır” sözü.

Dünyada büyü

Büyü bütün milletlerin kültürlerinde yer etmiş durumda. Materyalizmin merkezi sayılan Rusya’da bile devletin bir “büyü merkezi” kurmasına rağmen başta bilim adamlarımız olmak üzere bizim büyü gibi parapsikolojik konuları değil kabul etmek, tartışmayı bile geri kafalılık sayması anlaşılmaz bir tavır gibi görülüyor. Araştırmacı Yazar Ahmet Ersöz’e göre Türkiye birçok konuda olduğu gibi bu konuda da dünyadan çok geri kalıyor. Dünyada büyü ile ilgili çalışmalar da daha çok istihbarat ve sağlık üzerinde yoğunlaşıyor.

Ahvarta (gizli işler) Hintlilerin en ünlü büyü kitapları. Kitaptaki bilgiler yüzyıllarca toplumun kast sisitemine uygun olarak sadece Brahma kastına açıklanmış. Ahvarta Veda bitkilerin sağaltıcı ve bilici değiştirici gücünü de büyüde kullanır. Ahvarta Veda’da yaşamı sonsuz kılmaktan, tanrılarla iletişime geçmekten, altın elde etmeye kadar ritüel tanımlanmıştır.

Çin’de büyü mesleği çok eskilere dayanıyor. Çin’deki okkültizmin temel üç özelliği; toplumun tüm kesimlerinin okkült uygulamaları ve büyüyle ilgilenmesi, her olayın bir cin işi olduğuna inanılması ve Lao—Tze”nin gizemli öğretisi. İlginç bir nokta, Süleyman’ın Anahtarı gibi Batı büyü kitaplarında bulunan pek çok motif ve öğenin Çin büyüsünde de varlığını sürdürmesi.

Tılsım ve muskalar hiçbir yerde olmadığı kadar Çin’de yaygındır. Muska yardımıyla gök gürültüsü çıkarmak ve şimşek çaktırmak Çin büyücülüğünün en önemli öğesi durumunda. Ruhlarla konuşma ve kehanet konusunda da Çin büyücüleri ve falcılarının ünü kıtaları aşmıştır.

Yahudilerde büyücülük

Arap kaynaklarına göre dünyanın en büyük büyücüleri, Yahudiler. Okkültizm kitapları Kabbala, türlü büyüleri en gizemli biçimlerde tarif ediyor. Ünlü Enuş’un kitabının Hz. Süleyman ve Hz. Musa’dan kaldığı iddia ediliyor? Hermes’in kitabı ise Mısır tanrısı Thot’un büyü üzerine çalışmalarını anlatıyor. 525 cilt olduğu iddia edilen bu kitap dizisi pek çok Yahudi’yi etkilemiş ve ve Hermetizm’in kurulmasına yol açmış. Başka bir büyü kitabı Zohar da zamanla Yahudi büyücülüğünün en önemli kaynaklarından biri haline geldi. Ölümle ilgili büyülerin yer aldığı ve kara büyünün temelini teşkil eden “Süleyman Anahtarı” pek çok ölüm reçeteleri ve nefret büyüleri içermekteydi. Yahudilerin inanışına göre İsrail’in 3. kralı Davud’un oğlu Kral Süleyman büyücülerin en büyüğüydü. Burada Yahudiler kendi peygamberine büyücü sıfatını yakıştıran ilk millet olmakla dikkat çekiyorlar.

Abdülaziz Bayındır: Peygamber Efendimiz’e büyü yapıldığı kesin değil

— Büyü nedir? Büyünün İslam’daki yeri nedir?

Büyü; gerçek sebebi gizli olduğundan başka şekilde hayal edilen göz bağlama, şarlatanlık ve hilekarlık demektir. Mesela; Hz. Musa(A.S)’nın asasının bir mucize olarak büyük bir yılana dönüşmesi karşısında bunalan Firavun, sihirbazları yardımına çağırmış, onlar da insanların gözlerini boyamış ve gözlerini korkutmuşlardır.

— Peygamber Efendimiz’e büyü yapıldığı rivayet ediliyor. Allah’ın direkt koruması altında bulunan Peygamberimiz’e büyü nasıl tesir etmiştir?

Hz.Peygamber (s.a.v)’e büyü yapıldığı yolundaki rivayetler kesinlik ifade etmez. Yapılmış olsa bile bunun gözde büyütülecek bir yanı yoktur. Bilindiği gibi Hz. Peygamber (s.a.v)’i öldürmek için çok sayıda komplo kurulmuştur. Ona yapıldığı söylenen sihir de bu komplolardan birisidir. Her türlü kopmlolardan kurtulduğu gibi bundan da kurtulmuştur. Böyle bir olayın Nas ve Felak surelerinin inişine sebep olduğu kabul edilirse, o zaman büyülenen kişilere bu surelerin okunulabileceği gibi güzel bir şeye sebep olmuş olur.

— Muskacılık bir büyü müdür?

Muskayla büyünün bir alakası yok. Kur’an’dan bazı ayetlerin şifa olması için yazılır. Bizim halkımızın bir bölümü Kur’an—ı Kerim’i bilmediğinden dolayı başlarına gelen herhangi bir olayda mecburen hocaya başvurma gereği duyuyorlar. Hoca da ona faydalı olacak birtakım duaları yazıp veriyor. Bundan dolayı muskayla büyünün alakası yoktur.

— Muska yaptırılabilir mi?

Yaptırılabilir manasında değil. Muskayı eğer büyücüler yapıyorsa bu da onların para kazanmak isteğinden ileri gelir.

— Ateistler büyüye inanmadıkları halde neden büyücüye gitme gereği duyuyorlar?

Bir kere Allah’a inanmayan diye bir şey yok. Mesele Allah’a güvenmemek meselesidir. İman güveni gerektirir. Allah’a güvenmeyenler başka çarelere baş vuruyorlar. O başka çare de büyüdür. Onlar aldanıyorlar. Zaten büyünün de manası aldanmaktır.

— Muska, nazar boncuğu vs. türü şeyler insanları kötülükten korur mu?

Muskanın, nazar boncuğunun insanları koruması söz konusu olamaz. Hastalara bazı ayetleri okumak veya bunları yazıp üzerinde taşımak caiz olabilir. Ama şifayı yanlızca Allah’tan beklemek gerekir.

Nihat Kaya (Psikiyatrist): İnsanlar ‘sende büyü var’ diye hasta ediliyor

İnsanda bilinmeyene karşı bir merak vardır. İşin içine kültürel ve dini motifler de katıldı mı halkın kendi düşünce yapısında bunlar mevcut ve dolayısıyla halk bunlara başvurmak zorunda kalıyor. Büyücüler yaptığı işleri törensel yaptıklarından dolayı halka daha cezbedici geliyor. Değişik kesimlerden oraya gidenler manevi boşluktan dolayı da gitmiyor. Maneviyatı iyi olan da gidiyor. Ateist olan da gidiyor. Bu genel bir arayış. İnsanlar çaresizlik anında bu gibi yerlere başvuruyorlar. Bu işin ticaretini yapanlar sende cin var falan gibi laflarla hastaları uzun süre alıkoyarak hastalığının ilerlemesine imkan sağlıyorlar. Sana büyü yapılmış deyip onları oyalıyorlar. Bu hastalar arasında birazcık şüpheci düşünenler varsa ve bu insana bir de sana büyü yapılmış deniyorsa bu insanın şüpheleri daha da artacak ve hastalığı ileri boyutlara gidecektir. Hezayan sistemi artıyor. Bu sistematize hale gelebilir. Beni cin çarptı diyen hastada artık ümit kalmıyor ve hasta hastalığından kurtulamaz hale geliyor. Zaman kaybı büyük olduğu için hasta karşımıza ümitsiz ve hastalığının boyutları artmış bir şekilde geliyor. Bize gelen hastaların yüzde doksanı tıp dışı insanlara gitmişlerdir. Biz bu işlerle uğraşanları radikal bir şekilde karşımıza almamalıyız. Bu bizim zararımıza olur. Bizim toplumumuz tarih boyunca bu tür insanlarıa gitmişlerdir ve gideceklerdir de. Önemli olan bu gidişi azaltıp doğruları halka sunmaktır. Şunu da unutmamak gerekir ki büyü vardır. Ama bu konuyla ilgilenme bazen doktorun boyutunu aşar. Bu noktada yapılması gereken büyüyü bozma yoluna gitmektir ki zaten manevi yönü kuvvetli olan bir kişi bunların üstesinden çok çabuk gelir.

Büyü malzemeleri

Büyü yapan, büyü bozan ve nazara karşı gelen malzemelere ilgi büyük. “Lokman Hekim” adı ile açılan ve binbir türlü baharat satan dükkanlarda büyü yapmaya ve bozmaya yarayan pek çok malzeme satılıyor? Mısır Çarşısı gibi aktarların çoğunlukta olduğu çarşılarda esnaf büyü, nazar ile ilgili malzemelerin çok talep gördüğünü ve mecburen getirdiklerini söylüyorlar. Büyü yapmaya ve bozmaya yarayan kurumuş yarasa, yılan derisi, domuz yağı, yedi dükkan süprüntüsü, ceylan derisinin ayak kısmı, anber, tütsü, öğütülmemiş karabiber, çok çeşitli kurumuş ağaç yaprakları, cavi, mustaki, sarı sandal, kibrit, gülsuyu, mistozu, anber, safran, hint kalemi, bakır, altın, gümüş levha ve bir yığın ürün çok iyi fiyatlar karşılığında satılıyor.


2 yorum

merhabalar bende birşey

merhabalar bende birşey soracaktım. lisedeyken bi arkadaşım eve hoşlanmayan bi misafir geldiğinde tuz serp ayağını oynat o kişi gider falan demişti cahillik bende denedim ama denerken aklıma bu büyü olabilirmi diyede takıldı ama sanırım yinede yaptım.
bu yağtığım büyümüydü yoksa saçma bişeymiydi bidaha hiç yapmadım.
tövbe de ettim ama tövbem kabul edilmişmidir?
büyü yapanların hiç bir zaman tövbeleri kabul olmuyor mu ?

30.08.2010 - karakız10

)))HÜSEYİN HARE DİKK!!!

BÜYÜ İLE İLGİLİ YAZINIZI OKUDUM VE BAZI SORULARIM OLUCAKTI CEVAPLARSANIZ SEVİNİRİM ÇALIŞMALARINIZDA BAŞARILAR DİLERİM.
BUNDAN 4 SENE ÖNCE BAZI RAHATSIZLIKLARIM VARDI DOKTORA GİTTİM HİÇ BİRŞEY BULAMADI SON ÇARE BÜYÜMÜ DİYE Bİ BAYANA GİTTİM AVCILARDA
O ZAMANIN PARASI ÇOK BÜYÜK PARALAR VERDİM AMA RAHATSIZLIKLARIM
İYİCE ARTMIŞ BAYILMALAR BAŞLADIŞ 1-2 GÜN KENDİME GELEMEZ OLMUŞTUM
YAŞANTIMI ETKİLER OLMUŞTU SONRA YAZ AYINA RASTLAMIŞ VE BENDE AİLEMLE YAZLIĞIMIZA GİTMİŞTİK ORDA DUYDUĞUMUZ Bİ BAYANA GİTTİM
BANA YAPILAN BÜYÜLERİ ANLATTI DUVARLARA BAKARAK DUALAR OKUYOR VE BU ARADA KAĞIDA ARAPÇA OLARAK DUA YAZIYORDU KADIN PARA GÖZ BİRİDE DEĞİLDİ GÖNLÜNDEN NE KOPARSA DURUMUNA GÖRE Bİ ŞEY VERİYORDUN VE Nİ TEKİM ALLAHIN İZNİ İLE DÜZELDİM BÜTÜN RAHATSIZLIKLARIM GEÇMİŞTİ ŞİMDİ BEN GÜNAH İŞLEMİŞ OLURMUYUM? MUSKA YAZDI TAŞIDIM GÜNAHMI?
ŞU AN BEBEĞİM VAR GECE UYKULARINDA SIÇRIYO MUSKA YAZDIRDIM ÜZERİNE TAKIYORUM DAHA İYİ ARTIK Bİ SAKINCASI VARMI? ALLAH'A İNANCIM SONSUZ
AMA İNSANLAR MALESEF ŞEYTAN OLMUŞ DURUMDA VERMİŞ OLDUĞUNUZ BİLGİLERE TEŞEKKÜR EDERİM ALLAH RAZI OLSUN.CEVAPLARSANIZ SEVİNİRİM.

01.12.2006 - vildan

Konular