Bulaşıcı Hastalıklardan Korunma

İslâm dini ve onun yüce kitabı Kur'ân-ı Kerim, insanın ve insan neslinin muhafazasını ve korunmasını sağlamak amacıyla, önleyici bir takım ön tedbirler getirmiş ve bu tedbirlerin uygulanmasını da emretmiştir. Kur'ân'ın getirdiği ön tedbirlerin başında, önleyicilik ve caydırıcılık prensibi, ilk sıralarda yer almaktadır. Bu prensibe göre Kur'an, evlilik dışı cinsî münasebeti ve bu çeşit münasebetlere götüren yolları kesinlikle yasaklamış ve bu konuda tedbirler getirmiştir.

Eskiden olduğu gibi günümüzde de, insan ve insan nesli için tehlikeli olan bir takım bulaşıcı hastalıklar mevcuttur. Bu bulaşıcı hastalıklar arasında en başta gelenleri de, frengi, belsoğukluğu, yumuşak yara gibi zührevî hastalıklar ve bunlara ilaveten şimdilerde bütün insanlığı tehdît eden AIDS hastalığıdır. Bu hastalıkların bulaşmasında ise en önemli faktör, evlilik dışı cinsî münasebet ve livâta olması İslâm'ın bu fiiller karşısındaki kararlı ve ciddî tavrının hikmetini bir kere daha herkese göstermiş olmaktadır. (İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi., Akçağ yay., XI, 383.)

Dinî bir takım sebep ve hikmetlerin yanında, bu sebeple de İslâm dini, fuhşu yasaklamış ve fuhşa götürücü yolları da kapatmıştır. Bu nedenle Cenab-ı Hak:

"Fuhşun gizlisine de, açığına da asla yaklaşmayınız" (En'âm, 151), "Zinaya yaklaşmayın, çünkü o, şüphesiz bir hayasızlıktır" (İsrâ, 32) buyurmaktadır.

Zinanın içtimaî bünyede açtığı yara, çok derin ve çok tehlikelidir. Sosyal nizamın ve içtimaî bünyenin ilk ve mutlak şartı aile ve nesildir. Zina bu iki unsuru yok eden ve dolayısı ile içtimaî nizamı yıkan en kuvvetli sebeptir. Sosyal nizamı korumak ve fertleri, uğrayabilecekleri bu felâketlerden muhafaza etmek için Kur'ân, zührevî hastalıklarla diğer bulaşıcı hastalıkların kaynağını teşkil eden evlilik dışı münasebetleri yasaklamış ve "yaklaşmayınız" emriyle fuhşun her çeşidine set çekmiş ve nesilleri bu felâketten korumuştur.

Kur'ân'ın zinâ ve evlilik dışı cinsî münâsebeti önlemedeki metodu ise, zinâya giden yolları başından kapatmak ve önleyici tedbirler getirmek şeklindedir. Kur'ân, zinâya giden yolların başında, bakılması yasak olanlara bakmamayı, ilk yol olarak kabul etmekte ve bu yüzden de önce erkeklere, (Nûr sûresi, 30) sonra da kadınlara (Nûr sûresi, 31) bakılması yasak olan kimselere ve bakılması yasak olan yerlere bakmamalarını emretmektedir. Böylece Kur'ân; bakış, tebessüm, konuşma, buluşma ve baş başa kalma şeklinde açıklanan zinâ yollarından ilkini, yani bakışı yasaklamakla, diğer zinâ yollarıyla hakikî zinâyı da yasaklamış olmaktadır. (Celal Kırca, Kur'an-ı Kerim'de Fen Bilimleri, s. 235-237)

Bilhassa bulaşıcı hastalıklardan korunmak için yiyecek ve içeceklerin temizliğine dikkat etmek gerekir. Bu hususta da Kur'ân-ı Kerîm'de açık hükümler bulunmaktadır: "Bugün size iyi ve temiz rızıklar helâl kılındı." (Mâide, 5), "Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların temiz ve helâlinden yeyiniz." (Bakara, 172), "Ey insanlar! Yeryüzünde olan bütün nimetlerimden helâl hoş olmak şartı ile yeyiniz." (Bakara, 168).

Kur'an-ı Kerim'de Koruyucu Hekimlik
Prof.Dr. Davut AYDÜZ
Yeni Ümit - Sayı : 69 Temmuz - Ağustos - Eylül 2005


Konular