20 Ekim 2006 tarihli konular

14. NAMAZI HUZUR VE HUŞU İLE TAMAMLAMAK

  • imdat sezer

Ulu Allah (CC.) buyuruyor ki:

— Namazlarında huşu içinde olan mü'minler kurtuluşa ermişler-dir» (45).

Bilesin ki, dil âlimleri «huşu» kelimesini «korkmak» ve «çekinmek» gi-bi kalb eylemlerinden» sayar, bazıları da «sükûnet», «öteye - beriye bak-mamak» ve «oynamamak» gibi davranış eylemlerinden kabul eder.

Fıkıh âlimleri «huşu»un namazın farzlarından mı olduğu, yoksa fa-ziletlerinden mi sayılması gerektiği hususunda anlaşmazlık halindedirler, her iki görüşü de ileri sürenler vardır. Birinci görüşü savunanlar şu ha-dis ve âyete dayanıyorlar. Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

16. ŞEYTANIN DÜŞMANLIĞI

  • imdat sezer

Her müminin, âlimleri ve salihieri sevmesi, onlar ile düşüp kalkmayı huy edinmesi,gereken bilgileri onlara sorup edinmesi, nasihatlerini tut-ması, çirkin davranışlardan kaçınması ve şeytanı düşman bilmesi gerekir.

Nitekim ulu Allah (C.C.) şöyle buyuruyor:



— Şeytan size düşmandır, siz de onu düşman tutun» (52).

Yani Allah'ın emrine uyarak şeytana karşı çıkın, yoksa Allah'ın emir-lerine karşı gelerek ona uymayın. Bütün tutumlarınızda, davranışlarınız-da ve inançlarınızda samimiyetle ondan sakının.

Zina ile fuhşun sivilleşmesi

  • Ahmet Emin

Zina nedir? "Yasaya aykırı" birleşme mi, "nikahsız birleşme" mi? Tanımda "yasa"yı belirleyici kabul ettiğimizde, yasanın değişmesiyle fiilin anlamı ve onunla ilgili hüküm de değişir.

"Nikah"ı temel aldığımızda fiil ebediyen aynı hükmünü muhafaza eder.

Hakikatte yasalar ne derse desin, evli veya bekar nikahsız her birleşme zinadır ve bu bütün dinler, kadim gelenekler ve bunlara bağlı gelişen ahlak öğretileri tarafından böyle kabul edilmiştir. Modern zamanlarda serbest cinsel ilişki ve sapkınlıkların revaç bulmasıyla iki tanım öne çıkmış bulunmaktadır: Biri, aralarında nikah bağı bulunmayan bir kadın veya kız ile evli veya bekar erkek arasında vuku bulan cinsel ilişki; diğeri evli kadın veya erkeğin evli veya evli olmayan karşı cinsten biriyle giriştiği cinsel ilişki.

İSLAMDA EVLENMENİN HÜKMÜ

  • Nalan

İslamda evlenmenin hükmü üç kısımdır: Vacip, sünnet ve mübahtır.



1- Bir kimsenin şehveti galebe çalıp günaha girmekten endişe ederse evlenmesi vaciptir.

2- Bir kimse şehvet hissine sahip olur, fakat iradesi kuvvetli olduğundan günaha girmesi söz konusu olmazsa maddi durumu müsaid olduğu takdirde evlenmesi sünnettir. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Ey gençler cemaatı! Sizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan en çok çevirici ve ırzı en ziyade koruyucudur. Evlenmeye gücü yetmeyen oruç tutsun. Çünkü oruç onun için şehvet kırıcıdır" (Buhari, Müslim). İmam-ı Şafii (ra) şöyle diyor: "İradesi kuvvetli olduğundan harama girmekten endişesi olmayan kimsenin evlenmeyip ibadetle meşgul olması daha iyidir. Çünkü Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de Hz. Yahya'yı "Hasun" –kadınlara karışmayan- kelimesiyle meth ve sena ediyor."

KADINA TAYİN EDİLEN YER

  • Nalan

İSLAM DİNİ, KADINA AİLE VE TOPLUM İÇİNDE NASİL BİR YER TAYİN ETMİŞTİR? ERKEĞİN YANINDA YERİ NEDİR?

İslam dini, aile ve toplum içinde kadına iyi yer veriyor. İnsanlık yönünden erkek ile kadın arasında fark gözetmiyor, erkeğe verdiğ önemi kadına da veriyor. Bu hususta Kur'an-ı kerim şöyle buyuruyor: "Ey insanlar sizleri bir tek nefisten yaratan Rabbinizden sakınınız" (Nisa).

Diğer bir ayette de şöyle buyuruyor: "Şüphesiz ben içinizden gerek erkek, gerek kadın, bir hayır işledığını boşa çıkarmam hep birbirinizdensiniz" (Al-İ İmran).