21 Kasim 2006 tarihli konular

Bizim Hikayemizi Biz Yazarız! ...

  • Kamber

Ha sonbahar gelmiş;
Sarısını hüznümden, serinliğini yüreğimden damıtıp...
Ha gündüze küsmüşüm...
Boynumun büküklüğüne bahanem çok!
Gözyaşı ustasıyım; işsiz...
Ve yalnız...
(Sonra seni düşündüm... Bir an! Ey sevgili! “Ahir zaman” deyip geçiştirmek çok zor! Ne kılıcımda kan izi var. Ne muhabbetin dindiriyor acımı. Bu hal nedir?)

Şiir aramayın enkazımda...
Ha sonbahar gelmiş; ha gündüze küsmüşüm...
‘Aşk yâresi’ anlatmaz hâlimi,
Aşk bendim!
(Adını koyamadığımız bu işte: Bin kere düşüp, bin kere kalktık ayağa... Çokça haykırıp, çokça sindik... Aynada suretimiz yok şimdi...)

Şimdi bir musalla taşından seyrediyorum gökyüzünü...
Akşam sonrası, alacakaranlık.
Çıplak dalların arasından; koyu bulutlar...
Hiçbir şeyin vakti değil; avlu bomboş...
Sözün bittiği yerdeyim yani...
Yani herşey nafile...
(Biliyorum; son nefesten önce ölünmez. Biliyorum; hâlâ buradayız. Biliyorum; bu miras bizim...)

Gözyaşı ustasıyım; işsiz...
Ve yalnız...
Acımı ezan dindirir!

Sevgi Kâinatın Mayasında Vardır...

  • Kamber

Sevgi kâinatın mayasında vardır. Her şey sevgi ile açar. Toprağın bağrına düşen tohum sevgi güneşiyle filizlenir. Sevgi hayat suyumuzdur, kurumuş dudaklarımıza can katar. Sinesini açan anne sevgiyle kucaklar yavrusunu, sevgi emer, sevgi soluklar yavru, sonra gülücükler gönderir çevreye. Sevgi hoş gösterir her şeyi. İnsanca bakmanın ilk durağıdır sevgi. Cananı arzulama, candan vazgeçme halidir sevgi. “Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun” fikrinin reftareleşmesidir sevgi. “Güzel görme, güzel düşünme” idealinin kanaviçeleşmesi; renk renk her şeye hayat üfleme hassasiyetidir.


Gözyaşıdır bazen sevgi. Anlatılamayanı boncuk boncuk hâl diliyle izhar etme keyfiyeti: “Sevgiden bakırlar altınlaşır, sevgiden dertler şifa bulur. Sevgiden tortular saflaşır, sevgiden ölüler dirilir, şahlar kul olur.”

KADIN BEDENİNİ İSTİSMAR

  • imdat sezer

Namus ile beden ilişkisi hiçbir zaman geçerliliğini kaybetmeyecek bir normdur. Çünkü elbette bekaret, çıplak beden ile örtünme arasında doğrudan bir bağ var. Bugün dünyada farklı iki bakış açısından biri kadını kişiliğiyle öne çıkaran İslam, diğeri çıplak bedeni, yani dişiliğiyle istismar eden modern/Batılı bakıştır. Bilinçaltından modern bakış açısı, kadını bir sex objesi olarak erkeğin beğenisine sunmakta, cinsel tüketimin nesnesi haline getirmektedir. Batı’yı derinden rahatsız eden ve İslam dünyasındaki kadın araştırmalarına büyük yatırımlara sevk eden husus, bu toplumlarda sahiden kadının sosyal, ekonomik ve siyasi durumunun düzeltilmesi değil, dişiliğin teşhirine odaklanmış bakış açısına karşı kişiliği temel alan farklı bir kadın felsefesinin kök salması ve kadın sorunlarıyla ilgili sahte perdeleri indirmesidir.

Cinsel Eğitim: Ne zaman ve nasıl?

  • Abdurrahman Önül

Anne babaların çocuk eğitiminde en çok zorlandığı konuların başında cinsiyet eğitimi geliyor. Bunun iki sebebi var. Birincisi, konuya yetişkin gözüyle yaklaşma. İkincisi, cinsiyet eğitimini üreme bilgisinden ibaret zannetme. Bu iki hatalı yaklaşım, anne babaların işini zorlaştırıyor.




Aslında, cinsiyet eğitimi zannedildiği kadar zor bir mesele değildir. Birinci hatalı yaklaşımı bir hadis-i şerifle çözeceğiz. Peygamberimiz(a.s.m.) "Çocuğu olan onunla çocuklaşsın" buyuruyor. Burada ‘çocuklaşmak’tan kastedilen olaylara çocuk gözüyle yaklaşmak, yani psikolojideki ifadesiyle empati yapmaktır. Esasında insanları anlamanın yolu da empatiden geçer. Bir insan bizimle konuşurken veya tartışırken onu anlamanın en kolay yolu kendimizi o insanın yerine koymaktır.