26 Ocak 2007 tarihli konular

İlmin, İlim Öğretme'nin ve İlim Öğrenme'nin Fazileti ve Bunlara Dair Aklî ve Naklî Deliller

  • katip

İlmin Fazileti Ayetler

Allah kendisinden başka ilah olmadığına adaletle şehadet etti. Melekler ve ilim sahipleri de O'ndan başka ilah ol madığına şehadet ettiler1 (âlu İmran/18)

Dikkat edildiğinde görülecektir ki, bu ayette Allah Teâlâ (c.c) önce zât-ı ulûhiyetinden başlayarak birliğine şehadet etmekte, ikinci olarak melekleri, üçüncü olarak da âlimleri bu gerçeğe şahid göstermektedir. Bu ise, ilmin ve âlimin yüceliğini gösteren çok büyük bir delildir. Bu şeref âlimlerin faziletini anlatmak husu sunda yeterli ise de, biz delil getirmeye devam edeceğiz.

İlim Öğrenme'nin Fazileti

  • katip

Ayetler

Her kabileden bir cemâatın dini iyice öğrenmeleri gerekmez miydi?
(Tevbe/122)

Eğer bilmiyorsanız, ehl-i zikre sorunuz! (Nahl / 43)
Hadîsler

İlim tahsil etmek maksadıyla yollara düşen kimseye Allah Teâlâ cennete giden yolu gösterir.34

Melekler ilim yolcusunun hâlinden râzı oldukları için ka natlarını onun ayakları altına sererler.35

İlimden bir bölüm öğrenmen, yüz rek'at namaz kılmandan daha hayırlıdır.36

Kişinin ilimden öğrendiği bir bölüm, onun için dünya ve dünyadakilerin tümünden daha hayırlıdır.37

İlim Çin'de de olsa bulup öğrenin!38

İlim Öğretme'nin Fazileti

  • katip

Ayetler

Dönüp kavimlerine geldiklerinde (Allah'ın yasak kıldığı şeylerden) kaçınmaları için onları uyarmaları gerekmez miydi?
(Tevbe/122)

Bu ayette geçen inzar kavramından ilim öğretmenin ve irşadda bulunmanın vâcib olduğu anlaşılmaktadır.
Allah, kendilerine kitab verilenlerden, onu mutlaka insan lara beyan edecekleri ve hiçbir şekilde gizlemeyecekleri hu susunda söz almıştı.(Âlu îmran/187)

Bu ayette, ilim öğretmenin farz olduğu açıklanmaktadır.
Buna rağmen onlardan bir grup bildikleri halde hakikati gizlerler.(Bakara/146)

Bu ayette de hak ilmi saklayıp öğretmemenin haram olduğu beyan edilmektedir. Nitekim başka bir ayette, ilmin gizlenmemesi gerektiği gibi, şahidlikten de kaçınmamak gerektiği bildirilmiştir:

farz-ı ayn olan ilimler

  • katip

Övülen (Mahmûd) ve Yerilen (Mezmum) İlimler ile
Bu İlimlerin Kısımları ve Hükümleri, Farz-ı Ayn ve
Farz-ı Kifâye Olan İlimler, Şer'i İlimlerden Fıkıh ile
Kelâm'ın Hududları ve Beyanı, Âhiret İlimlerinin Diğer
Bütün İlimlerden Daha Üstün Olduğunun İsbatı

Farz-ı Ayn Olan İlimler
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
İlim taleb etmek her müslümana farzdır.64

İlim Çin'de bile olsa talep edip, öğrenin.65
Âlimler her müslümana farz olan ilim hakkında çeşitli fikir ler ileri sürmüşler ve bu hususta yirmiyi aşkın görüş ortaya atılmıştır. Bütün görüşleri tek tek zikretmeye gerek yoktur. Fakat özetle âlimlerin fikirlerini aşağıda zikrediyoruz.

İmam Şâfiî

  • katip

Âbid olduğunu ifade eden delil şudur: Kendisi geceyi üçe tak sim eder, birinci bölümünü ilme, ikinci bölümünü ibadete, üçüncü bölümünü de uyku ve istirahate ayırırdı.

Rebî91 şöyle demiştir: İmam Şâfiî Ramazan ayında kıldığı namazlarda Kur'an'ı Kerîm'i altmış kere hatmederdi'.

İmam Şâfiî'nin talebelerinden olan Ebu Yakub Yusuf b. Yahya el-Buveytî92 de hocasına uyarak Ramazan ajanda hergün bir hatim indirirdi.

Hasan el-Kerabisî93 şöyle demiştir: 'Çok zaman İmam Şâfiî ile geceleyip gördüm ki, İmam Şâfiî gecenin üçte birinde namaz kılmakla meşgul olurdu. Bütün bu namazlarda, elli ayetten az okuduğuna asla rastlamadım. En fazla okuduğu da yüz ayeti geç

İmam Mâlik

  • katip

İmam Mâlik'e gelince, o da İmam Şafiî gibi bahsettiğimiz beş haslet ile donatılmıştı.
Kendisine 'Ey İmam! İlim talebi hakkında ne dersin?' diye so rulduğunda, İmam Mâlik şu cevabı vermiştir: 'Güzeldir, fakat sa bahtan akşama kadar sana ilimden ne gerekiyorsa, sen o kadarına sarıl!'

İmam Mâlik, din ilminin tâzim edilmesi hakkında ifrat dene cek şekilde hareket ederdi. O kadar ki, bir hadîsi rivayet etmek is tediği zaman önce abdest alır, sonra o meclisin en yüksek yerinde oturur, sakalını tarar, kokular sürer, heybetli bir vaziyet aldıktan sonra kelimelerin üzerine basa basa Allah Rasûlü'nün sözlerini rivayet ederdi. Bu hali kendisine sorulduğunda 'Allah'ın Rasûlü'nün mübarek sözlerine tâzim etmeyi sevdiğim için böyle davranıyorum' cevabını vermiştir.

İmam Ebu Hanife

  • katip

İmam Ebu Hanife âbid, zâhid, Allah'ı bilen, Allah'tan korkan ve ilmiyle sadece Allah'ın rızasını murad eden bir zât idi.
Onun büyük bir âbid olduğu şu menkıbesinden açıkça
anlaşılmaktadır:

İbn Mübârek107 şöyle der 'Ebu Hanife büyük bir mürüvvete sahip ve çokça ibadet eden bir zât idi'.

Hammad b. Ebi Süleyman108 Ebu Hanife'nin (ömrünün son günlerinde) bütün geceyi ibadetle geçirdiğini rivayet etmiştir.

İmam A'zam, hayatının ilk devrelerinde gecelerinin yarısını ibadetle ihya ederdi. Bir gün yoldan geçerken bir adam kendisini yanındakilere göstererek şöyle söyledi: İşte bu zat bütün geceyi ibadetle ihya eden bir kimsedir'. Bu sözü duyan İmam A'zam o günden itibaren kendisi hakkında bu bilgiyi taşıyan adamı yalancı çıkarmamak için bütün gecelerini ibadetle ihya etmeye başladı ve 'Ben halkın beni bende olmayan vasıflarla övmesinden dolayı Allah Teâlâ'dan utanırım' dedi.

Ahmed b. Hanbel ve Süfyan es-Sevrî

  • katip

Ahmed b. Hanbel ve Süfyan es-Sevrî'ye gelince, bu iki imamın takipçileri diğer üç imamınkinden daha azdır. Hele Süfyan'a tâbi olanlar hemen hemen hiç kalmamıştır. Fakat bu iki zâtın takvâsı ve zühdü apaçık ortadadır. Şu kitabımızın birçok bölümlerinde bu iki zâtın fiillerinden ve sözlerinden sık sık bahsedilmektedir. Bu bakımdan acele edip onlara ait menkıbeleri şuracığa sıkıştırmak lüzumsuz bir hareket olur.

Bu nedenle şimdilik sözünü etmiş olduğumuz üç imamın hallerine bakarak derin derin düşününüz! O zaman göreceksiniz ki bu haller, sözler ve fiiller, sadece fıkıh il minin Lian, İla, Zihar, İcare ve Selem gibi fer'î meselelerine vakıf olmaktan dolayı elde edilecek şeyler değildir. Çünkü bu ilimler veya bu ilimlerden daha şerefli ilimler insana bu semereleri ver mez. Bunlar sadece dünyadan yüzçevirmiş ve yalnız Allah'a gönül vermiş kimselerin halleri, sözleri ve fiilleridir.

Halkın Makbul İlimler Arasında Kabul Ettiği, Fakat Gerçekte Makbul Olmayan İlimler

  • katip

Halkın Makbul İlimler Arasında Kabul Ettiği, Fakat Gerçekte Makbul Olmayan İlimler, Bir Kısım İlimlerin Mezmûm Sayılmasına Neden Olan Faktörler, Fıkıh, İlim, Tevhid, Tezkir ve Hikmet gibi Terimlerin Anlamı ve Bugün Aslî Mânâlarına Uygun Bir Şekilde Kullanılmadıklarının Beyanı, Şer'î İlimlerin Makbul ve
Mezmûm Olanları; Ne Kadarının Makbul ve Ne Kadarının Mezmûm Olduğu

Mezmûm İlimlerin Yerilmesinin Nedenleri
Şöyle demeniz mümkündür: 'İlim birşeyin hakikatini bilmek demektir. Bu mânâda olan ilim Allah'ın sıfatlarmdandır. Birşey ilim olduğu halde nasıl olur da çirkin olabilir?'