21 Ekim 2006 tarihli konular

İLİM ADAMINA SAYGI

  • Nalan

İlmin değerini ve insana kazandıracağı faydalan bilen kimseler, ilim sahiplerine saygı göstermeyi medenî bir insan olmanın ayrılmaz bir lâzımı olarak kabul ederler. Zira bu sevgi ve hürmet, dış görünüşte o âlime ise de, hakikatta ona bu bilgiyi ihsan eden Cenâb-ı Hakk'a gösterilmiş olmaktadır. Bu itibarla, ileriyi gören ve ilmin inkişâfını düşünen Müslümanlar, bilgi sahasında temayüz etmiş kimselere saygılı olmayı ulvî bir vazife bilirler.

Âlimlere saygı, onlarda birikmiş "ilim hazinesinin ferdin ve cemiyetin salâhına ve kurtuluşuna âmil olacağı ümidinden kaynaklanmakta, iman ve ahlâk itibariyle yücelmiş insanların tavrı olmaktadır.

İSLAM'DA AKLIN YERİ VE DEĞERİ

  • Nalan

İnsanları diğer canlılardan üstün kılan taraf, akıllı bir varlık olmasıdır. Kendisine yüklenen vazifelerin dayanağı, "akıl" nimetidir. Bu cevher onda bulunmasaydı, insan ile diğer canlılar arasındaki farkı ortaya koyan bir hudut çizilemez ve eşyadaki sır çözülemezdi.

"Akıl, öyle bir cevherdir ki, gaip olan şeylerin vasıtalarla; müşahede sahasında bulunanları da beş duyu ile anlar"(5), diye tarif edilmektedir.
Diğer bir ifade ile akıl, insan bünyesi içinde bir kuvvettir ki, hakikatleri onunla anlamak mümkün olur ve ilimlere marifet ve istidat hasıl olur. Hülâsa etmek gerekirse, akıl; güzel ile çirkini, iyi ile kötü işlerin arasını ayırt etmeye yarayan bir kuvvettir.

AKIL NEDİR VE AKILLI KİMDİR?

  • Nalan

Türk dilinde "us" kelimesi ile isimlendirilen, ilim öğrenmenin en kuvvetli sebeplerinden biri bulunan ve "madde'den mücerred cevher" diye tarif edilen akıl, Allah Teâlâ'nın mükellefiyet yükleyeceği kullara ihsan ettiği şeylerin en değerlisidir. Zira o, insanı hayvandan tefrik ve birçok hizmette emsaline tercih ettiren ve dinî mükellefiyetlerin yüklenmesine sebep teşkil eden kıymetli bir cevher olmaktadır. Bu cevherden mahrum bulunan canlılarda hiçbir sorumluluk bulunmamakta, aklı-nı zâyî etmiş mecnunlara herhangi bir vazife yüklenmemektedir.

Akıl; anlama ve bilme melekesi, zekâ, kuvvei müdrike, rey ve fikir mânâlarında kullanılmaktadır. Akıl, dinî yönden tedkike tabi tutulduğu zaman, "caiz olan şeylerin esbâbı cevazını, mümteni olan şeylerin ya-saklanış sebeplerini anlayan cevheri mücerred" şeklinde tarif olun-maktadır.

EŞYAYI İBRETLE TEMAŞA

  • Nalan

Allah Teâlâ, kâinattaki eşyayı ilâhî sırlarına mâ'kes yapmış ve gözlerimizi de ruhun penceresi kılmıştır. Hayat yolunu iman kendilleri ile aydınlatan ve kalbin basiretini baş gözü ile birleştirmeye muvaffak olan insanlar, eşyadaki sırları sezip çözmeye başlarlar. Bu imkândan mahrum kalanların gönlü paslı, gözü pusludur. Onlar eşyaya baksalar da hakkatiarı sezemezler. Bakma ile görme, gözün faaliyetleri cümlesinden ise de, ikisi arasında büyük fark vardır. Bu hususu tesbit eden bir âyeti kerimede şöyle buyurulmaktadır: "Onları sana bakıyor görürsün. Halbuki görmezler onlar" (17).

KELİMELERİ YERİNDE KULLANMAK

  • Nalan

Kalp, sözlerin terâküm ettiği bir hazine; dimağ, kalpte toplanan mânâları lâfız kalıplarına uygun biçimde sıralayan bir makina; dil, bunlan cümleler hâlinde dizip telaffuz eden bir tercüman mesabesindedir. İnsan, okuduğunu anlamak ve bilgisini derinleştirmek için, tedkik ettiği mevzu ile alâkalı lügat ve terimleri iyi bilmek ve yerli yerinde kullanmak zorundadır.

Arapça'dan Farsça'dan veya diğer dillerden alınıp yazıda veya konuşmada kullanılacak lügatların iştikak mahallerini, hangi mânâları ifade ettiğini ve -bilhassa- istimal edildiği cümle içinde bu mânâlardan hangisinin tercih olunduğunu bilmek, mevzuyu etraflıca kavramayı ve muhatapları ikna etmeyi kolaylaştırır.

GÜNDÜZ VE GECEDEKİ ZAMAN İSİMLERİ

  • Nalan

Arap lisanı, kelime zenginliği ile, gramer kaidelerinin dışına çıkan ve "gayri kıyâsî" diye isimlendirilen şâz lafızların azlığı ile temayüz etmiş ve "dillerin anası" unvanı ile anılmayı haketmiş bir lisan olmaktadır. Asırlarn ilerlemesi, onu aşındırmamış ve yozlaştırmamıştır. Asrımızın keşfiyâtından sayılan ve günlük hayatımıza giren teknik buluşlar bile bu dili konuşan halk tabakasını ve -bilhassa- lisan sahasında söz sahibi bulunan ilim adamlarını kelime ithaline zorlayamamış, ilk defa imal edilen pekçok şeye Arapça bir isim koymayı başarmışlardır. Jet Tayyaresine "Neffâse", buzdolabına "Sellâce", bisiklete "Derrâce", telefona "Hâtif" isimlerinin verilmesi gibi.

Mehmet Oruç

  • web

1953 yılında, “Akşemseddin hazretlerinin diyarı” olarak anılan Bolu’nun Göynük ilçesinde doğdu. Ortaokulu Adapazarı’nda, liseyi Ankara’da okudu. Bu arada, Hafız İsmail Efendi, Hafız İbrahim Efendi gibi hocalardan eski usulde tahsil gördü. “Hakikat Kitabevi” yayınları, dini inancının ve yaşayışının sağlamlaşmasında etkili oldu.

Liseyi bitirdikten sonra, eğitimi, öğretmenliği çok sevdiği için, Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesini bitirdi. Askerliğini Manisa-Kırkağaç’ta yaptı. Manisa, Konya, İstanbul’da görev yaptıktan sonra 1987 yılında 12 yıllık resmi görevinden istifa ederek, ilk okuldan beri meraklı olduğu gazetecilik mesleğine geçti. Daha önceleri de zaman zaman çeşitli gazete ve dergilerde makaleleri yayınlanmaktaydı.

Evlilik ömrü uzatıyor

  • Hüseyin Hare

Sadece bedensel sağlığa odaklanmanız yetmez. Duygusal ve zihinsel sağlığın da önemli olduğunu gösteren yüzlerce çalışma var.

Bu çalışmaların ortak noktası, zihinsel sağlık için güçlü sosyal bağların çok önemli olduğudur. Güçlü sosyal ilişkiler, sağlıklı yaşlanmanın başlıca unsurlarından biridir. Sosyal bağlarınız, ilişki ağınız en az kolesterol, hipertansiyon veya kan şekeriniz kadar önemlidir.

EVLİLİK kurumu, sosyal ilişki ağınızın önemli bir parçasıdır. Evlilik, yaşam kalitesi ve süresi üzerinde etkili bir faktördür. Özellikle erkeklerde evli olup olmamak, yaşam kalitesini derinden etkiler. Evli erkekler, bekár erkeklere oranla daha az hastalanır. Duygusal ve bedensel açıdan kendilerini daha iyi ve mutlu hisseder. Bekar erkeklerde yaşlılık sorunları daha erken yaşlarda ortaya çıkıyor ve çoğu kez daha ağır seyrediyor.

Zenginleşen kadın kolay boşanıyor

  • imdat sezer

ABD'de Arkansas Üniversitesi'nin araştırmasına göre ekonomik özgürlüğü olan veya evlilik sonrası maddi durumu güçlenen kadınlar boşanmaya eğilimli. Paralı ve çalışan kadın kocasıyla daha çok kavga ediyor. Boşanma sonrası sıkıntı yaşamayacağı için hemen avukat tutuyor.

Kadın zengin olunca kocadan ayrılıyor

ABD'de yapılan araştırmaya göre, kadınların maddi durumlarının iyi olması boşanmaları üzerinde etkili.

Amerika'nın saygın eğitim kurumlarından Arkansas Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Randall Kesselring, kadınların maddi durumları ve evlilikleri üzerinde yaptığı araştırmasında kadınların maddi durumlarının iyi olmasının, boşanmaları üzerinde etkili olduğunu belirtti. 112 bin kadının maddi durumları ve medeni halleri üzerinde istatistiksel bir çalışma yapan ekonomi profesörü Kesselring, kadınların maddi durumlarının iyi olması, ya da zaman içinde durumlarında yaşanan pozitif değişimin evliliklerini sürdürüp sürdürmeme kararını vermelerinde çok etkili olduğunu ortaya koydu. Kadınların maddi durumunun iyileşmesi halinde eşlerinden ayrılmaya daha meyilli olduklarını belirten araştırmacı, bu sonucu da şu nedenlere bağladı:

Son On Gün

  • mamur

Ramazanın Son On Gününün Özlemi

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
Bismillahirrahmenirrahim

'Gerçek şu ki, Biz onu Kadir Gecesi'nde indirdik.' 97 Kadir, 1
‘Gerçekten Biz Onu, mübârek bir gecede indirdik’ Duhân, 3

Allah Teâlâ Kur’an-ı bir bütün halinde, Levh-i Mahfuzdan dünya semasın daki Beytülizzet’e, bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesinde indirdi. Kur’an-ı Kerim olayların seyrine ve duyulan ihtiyaca göre 23 senede terciden teker teker arza tenzil buyrulmuştur. Yani Resulullah’ın s.a.v. mübarek kalbine ilka edilmiştir.

‘ Biz Onu, Kur’an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, süre süre) ayırdık ve onu gerektikçe (ihtiyaca göre) indirdik’. İsra, 106

Kuranın Sinyalleri

  • mamur

İslam ilim,irfan ve medeniyet dinidir. Çünkü İslam asırlar ötesinin dinidir.Yerlere ve gölere sığmayan ulvi tek dindir. İslam şablon dini değildir. Yer yüzünde yaşayacak son insana kadar, bu din baki olacak. Allah bu dini sigortalıyor. Allah’ın takdirini bozabilecek kimdir? Bizim gibi fanilere ne oluyor? Allah şöyle buyuruyor:
‘Hiç şüphesiz Kur’an-ı biz indirdik. O’nu tahrif ve tağyirden biz koruyacağız’.
Hicr sûresi,ayet: 9
Maneviyat önderleri bulunmayan toplumlarda, Allah’dan korkanlara rastlanamaz.
Resûlullah s.a.v. asırların güneşiydi. Peygamberimiz varken başka kandilleri aramaya ihtiyaç yoktu. O güneş batıktan dan sonra, dava arkadaşları Onun nuruyla meseleri çözdüler. Hatemül enbiyanın nurunu gören gözler bu alemden göçtükten sonra,ortalığa karanlıklar çökmeye başladı. akabinde içtihat ve kıyas gündemi geldi.