7 Kasim 2009 tarihli konular

Üç Türk erkeğinden ikisinde sertleşme sorunu var

  • okur

Türkiye'de 25 il ve 13 ilçede, 15-82 yaş arasında 66 bin 670 erkeğin sağlık taramasından geçirildiği ''Erkek Erkeğe Sağlık Konuşuyoruz Projesi'' sonucunda, her 3 erkekten 2'sinin sertleşme problemi yaşadığı ortaya çıktı.



Türk Androloji Derneği'nin Bayer'in katkılarıyla 6 ay önce başlattığı ''Erkek Erkeğe Sağlık Konuşuyoruz Projesi''nin sonuçları, düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Proje sözcüsü Ümit Aktan'ın sunuculuğunu yaptığı basın toplantısına, Bayer'in Türkiye Müdürü Sebastian Guth, Türk Androloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Önder Yaman, derneğin önceki Başkanı Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu, Bayer Erkek Sağlığı Direktörü Dr. Oğuz Mülazımoğlu ve Bayer Erkek Sağlığı Ürün Müdürü Sinan Aktan katıldı.

Ümit Aktan, proje kapsamında 66 bin 670 erkeğin sağlık taramasının yapıldığını, 68 yaşına kadar hiç doktor görmeyen erkekleri doktorla tanıştırdıklarını belirterek, ''6 ay boyunca erkek görmekten bıktım, karımın kıymetini anladım'' diye espri yaptı.

Cinsel hastalıklar kadını kısır bırakıyor

  • okur

Erken yaşta cinsel temas ve çok eşliliğin artması Türkiye'de cinsel yolla bulaşan hastalıkları tırmanışa geçirdi.Bu durum en çok kadını etkiyor. Öyle ki, tekrarlayan enfeksiyonlar kadını kısır bırakıyor!



Erken yaşta cinsel temas ve çok eşlilik Türkiye’de cinsel hastalıkları artırdı...

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Faruk Buyru, cinsel yolla bulaşan hastalıkların en önemli sonucunun kadının üst genital organlarında oluşan infeksiyon, yani “Pelvik inflamatuar hastalık” olduğunu söylüyor. Prof Buyru,cinsel aktif kadınların yüzde birinin bu infeksiyondan muzdarip olduğunu kaydediyor.

Besin alerjisi kilo aldırır mı

  • Lokman

Sorunun cevabını bekletmeden verelim: Besin alerjisi veya bazı gıdalara karşı toleranssızlık asla kilo aldırmaz.

Dolayısıyla bu gıdaların yenmemesi kilo kontrolüne bir gram bile fayda sağlamaz!

Bu nedenle “gıda intoleransı testleri”nin sonuçlarına göre kilo vermeyi düşünüyorsanız lütfen vazgeçin! Çünkü alerji uzmanları ve dâhiliyeciler gıda intoleransı testlerinin doğruluğuna bile inanmıyor.

“Kilo pazarı” herkesin iştahını kabartacak kadar büyük bir ekonomidir. Kimi ürettiği “yağ eritici mucize iksirler”, kimi şu veya bu bitkiden, ottan, çöpten, yapraktan, yosundan ürettiği “kilo verdiren kapsüller” ile bu alandan para kazanmak ister.

Bazıları hızını alamaz, “yağ kırıcı teknolojiler” geliştirerek yağ kaybını hızlandıran elektrik süpürgesi benzeri “vakumlu aletleri vücudunuzda gezdirerek” size yardımcı olmayı vaat eder.

Bu iyi niyetli yardımların amacı hep aynıdır: Kilo ekonomisinden pay alabilmek. Sonuç ise hiç değişmez: Hüsran!

Bu besinler gripten koruyor

  • Lokman

Havanın soğuması ile birlikte hastalıkların oluşum sıklığı artmaktadır. Mevsimin değişikliğine bağlı olarak halsizlik, isteksizlik, baş ağrısı ve yorgunluk ilk belirtilerdir.

Grip, soğuk algınlığı, bronşit gibi pek çok hastalık da kendini göstermeye başlamaktadır. Bağışıklık sistemimizin güçlü olması bu dönemde çok önem kazanmaktadır. Bizi enfeksiyondan koruyan ve toksik ajanlarla savaşan bağışıklık sistemimizdir. Güçlü bir savunma mekanizması oluşturmanın temelinde ise; yeterli ve dengeli beslenme ve antioksidan besinlerce zengin beslenme yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü bu dönemde vücut direncindeki azalmaya dikkat çekerek antioksidan etkiye sahip olduklarından A, C, E vitaminlerin, selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerin, omega - 3 ve omega - 9 yağ asitlerinin alımını artırmayı önermektedir. Tabi ki öncelik bu öğelerin besinlerden doğal olarak alınmasıdır. Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Şefika Aydın Selçuk, “Doğru beslenerek gripten korunmanın yolları” hakkında bilgi verdi.

Sağlıklı olmak sağlıklı beslenmekle devamlılık kazanır

Yeterli ve dengeli beslenmeyi ihmal etmeden eti, sütü, sebzeyi, meyveyi, tahılları mutlaka tüketmeliyiz. Önceliğimiz hep taze sebze ve meyveyi doğal beslenmeyi tercih etmek olmalıdır. Çeşitli besinlerden beslenmeyi hep vurgulasak da siz bu enfeksiyona sık yakalanabileceğimiz dönemde aşağıda belirtilen vitamin ve mineralleri içeren gıdaları sofralarınızdan hiç eksik etmeyin.

Elmadan gelen mucize!

  • Lokman

Elma kronik hastalıkların riskini düşürüyor

Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Gıda ve Beslenme Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Saime Küçükkömürler, elmanın kronik hastalıkların görülme riskini düşürdüğünü belirtti.

Küçükkömürler, yaptığı açıklamada, besinlerin tarihsel geçmişi ve halk kültüründe yer almasının insanların besin, sağlık konusundaki deneyimlerinin sonucu olduğunu ifade ederek, "İnsanlar tükettikleri besinlerin sağlık üzerine olumlu etkilerini gördükçe o besinleri beslenmede, halk hekimliğinde ve sözel kültürde kullanmışlardır" dedi.

Elmanın dünya genelinde halk hekimliğinde ve sözel kültürde yer alan besinlerin başında geldiğini belirten Küçükkömürler, ana vatanı Orta Asya ve Kafkasya olan elmanın Türkler tarafından çok eskiden beri tüketildiğini anlattı.

Anadolu’da Romalıların hüküm sürdüğü dönemlerde elma üretiminin çok yaygınlaştığını ifade eden Küçükkömürler, "Roma tanrılarının elma ve diğer meyvelerle onurlandırıldığı, Roma mutfağında ve tıpta da elmanın önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Günümüzde de elma ekolojik şartların uygunluğu ve gen merkezi olması nedeniyle Anadolu’nun birçok bölgesinde yetişmektedir" diye konuştu.

Sonbahar ayları için sağlıklı beslenme önerileri

  • Lokman

Yaz aylarının geride kaldığı, soğuk kış günlerinin yaklaştığı sonbahar aylarında birçok hastalık da pusuda bekliyor. Havaların soğumaya başladığı mevsim geçişlerinde soğuk algınlıkları, grip ve bronşit gibi kış hastalıklarına yakalanma riski artıyor. İşte bu nedenle sonbaharı sağlıklı geçirebilmek için beslenme düzenini tekrar gözden geçirmek gerekiyor!

Sonbahar aylarında bağışıklığımızı güçlendirmek, hastalıklara yakalanma sıklığını azaltmak ve yakalansak dahi kolay atlatabilmek için sağlıklı ve dengeli beslenmek şart. Sonbahar aylarında sağlıklı beslenme için dikkat edilmesi gerekenler:

• Sonbaharın gelmesiyle birlikte; mevsim geçişinin ve havaların soğumasının etkisiyle hastalıklara yakalanma riski artıyor. Soğuk algınlıkları, grip ve bronşit gibi kış hastalıkları pusuda bekler. Bu dönemde kişilerin mutsuzluk eğilimleri artabilir ve buna bağlı olarak da basit şekerli gıdalara eğilim olur.

• Bu nedenlerden dolayı mevsim geçişlerinde beslenme düzenini tekrar gözden geçirmekte fayda var. Sonbahar aylarında bağışıklık sistemini güçlendirmek, hastalıklara yakalanma sıklığını azaltmak ve yakalansak dahi kolay atlatabilmek için sağlıklı ve dengeli beslenmek şart.

Şimdi antioksidan zamanı

Diyet yaparken doğru bilinen yanlışlar

  • Lokman

Makarna ve pilavı hayatımızdan tamamen çıkarmak, protein ağırlıklı beslenmek veya sabahları limonlu su içmek gibi...” İşte doğrular ve yanlışlar...

Makarna, pilav, ekmek gibi karbonhidratlar diyetten tamamen çıkarılmalıdır: YANLIŞ.
İnsan vücudu ana enerji kaynağı olarak karbonhidratları kullanır. Zayıflayayım diyerek ekmeği, pilavı kesmek ve bu besinleri hiç tüketmemek vücuda doğru enerjiyi vermemek anlamına gelir. Bu durumda vücutta enerji elde edebilmek için kas ve karaciğerdeki glikojen depoları kullanılır. Yani sudan kilo verirsiniz, şişmanlığınızın nedeni olan yağ dokusu olduğu gibi yerinde kalır. Normal beslenmeye geçtiğinizde iki kat daha fazla kilo alırsınız.

Protein ağırlıklı yemek sağlıklı kilo kaybı sağlar: YANLIŞ.
Protein ağırlıklı beslenmede, vücut proteinleri sindirmek için çok fazla enerji harcar ve zayıflama olabilir. Ancak proteinlerle birlikte çok fazla yağda vücuda gireceği için, kan yağlarında yükselme ve koroner kalp hastalıkları ortaya çıkabilir. Gut hastalığı gelişebilir. Ayrıca, proteinler vücuttan atılmak için kemikten kalsiyum çeker ve buda kemik erimesine neden olur. Bu durumda zayıflasanız bile geri kalan hayatınızı hasta bir insan olarak geçirirsiniz.

Meyve yemekten 2 saat sonra yenir, yoksa bütün yenilenler yağa dönüşür: YANLIŞ.

GDO'lar sağlığa zararlı mı değil mi?

  • yaprak

Genetiği değiştirilmiş organizmalara (GDO) yönelik olumsuz eleştirilerin bilimsel gerçeklikten uzak, toplumda paranoya yaratmaya yönelik olduğu öne sürüldü.

AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Nedim Mutlu, genetiği değiştirilmiş organizmalara (GDO) yönelik olumsuz eleştirilerin bilimsel gerçeklikten uzak, toplumda paranoya yaratmaya yönelik olduğunu öne sürdü.

ABD'de Nebraska Üniversitesi'nde genetiği değiştirilmiş organizmalar üzerine 10 yıl boyunca araştırma yaptıktan sonra bir süre önce Akdeniz Üniversitesi'nde göreve başlayan Yrd.Doç.Dr. Nedim Mutlu, GDO'ların organik ürünler gibi güvenle kullanılabileceğini söyledi. Yrd.Doç.Dr. Mutlu, “Bu ürünleri yetiştirir ya da yetiştirmezsiniz. Ama bu ürünlere körü körüne karşı çıkmak, ürünlerin kanser, kısırlık gibi hastalıklara neden olduğunu hatta insanı zehirlediğini söylemek bilimden uzaklaşmaktır” dedi. Yrd.Doç.Dr. Nedim Mutlu, GDO'ların bazı Avrupa ülkelerinde yasaklanmasının sağlıkla değil, politik kararlarla alakalı olduğunu söyledi.

Diyabet hastaları nasıl beslenmeli?

  • yaprak

Diyabet diyetinde tavsiye edilen yiyeceklerin zamanında ve önerilen miktarda yenilmesinin önemli olduğu bildirildi.

Diyetisyen Ebru Boylu, "Diyabetin tedavisinde diyet tedavisi özellikle tip 2 diabette çok önemlidir. Sadece diyet tedavisi ile hasta uzun süre sağlıklı yaşayabilir." dedi.

Ebru Boylu, diyabet hastalığının; pankreastan salgılanarak kan şekerinin kullanımını düzenleyen insülin hormonunun yetersiz olması ya da insülin salgılansa dahi periferik dokularda insülin kullanımına karşı direnç olması ve insülinin fonksiyon görmemesi sonucu ortaya çıkan bir endokrin ve metabolizma hastalığı olduğunu kaydetti.

Boylu, diyabet diyetinde önerilen yiyeceklerin zamanında ve önerilen miktarda yenilmesinin önemli olduğunu dile getirdi.

Yemek yerken duyularımız nasıl çalışıyor?

  • yaprak

Merak ediyor musunuz?

Koku ve tat alma sorunları hayatımızı geniş ölçüde etkilediği biliniyor. Çünkü bu duyularımız sayesinde hayattan tat alıyoruz, yeme arzumuz doğuyor. Ancak yediklerimizin tadını alamayınca daha az yemek yeriz. Zaman'ın BBC Focus dergisinden derlediği habere göre, bir şey yediğimizde sadece koku ve tat alma duyularımız değil ayrı ayrı düşündüğümüz tüm duyularımız birlikte çalışıyorlar.

Görme: Kırmızı ya da turuncu renkler, yiyecekleri daha tatlı algılamamıza neden oluyor ve böylece şeker ihtiyacını azaltıyor. Maalesef tuzluluk oranı için herhangi bir renk ilişkisi bulunmuyor. Bu nedenle, burada beyninizin marifetlerini kullanabilirsiniz.

İnançlar: Önceki duyusal bağlar yargılarımızı karartabiliyor. Batılı ülkelerde vanilya, karamel ve çilek kokusu tatlı tadının algılanmasını artırıyor. Ancak, Batılı olmayanlar bu tatlı kokuların bazılarını tanımlayamıyor. Böylece bu kişilerde tat artışı olmuyor.

Koku: Algıladığımız lezzetlerin yüzde 80'inin burnumuzdan geldiğini düşünürüz. Ancak, Oxford Üniversitesi'nden Prof. Dr. Charles Spence, ise bunu "vantrologluk" olarak isimlendiriyor. Bu da duyularımızın hepsinin ağzımızdan geldiği anlamına geliyor.

Tat alma: Dilinizdeki tat alma tomurcukları tatlı, ekşi, tuzlu, acı ve lezzeti seziyor. Fakat, bu süreç sadece tadın diğer duyularla birleşmesiyle oluşuyor.

Cinsel Gücü ve Şehveti Artırmak İçin Şifalı Bitkiler

  • Lokman

1. tarif
Maydanoz, kereviz, oğul otu, melisa yaprağı, aynı miktarlarda karıştırılarak kaynatılıp
aç ve tok karnına su ve çay yerine içilir.

2. tarif
Bezelye, bakla, pırasa, roka, pancar, kereviz, hurma, havuç, portakal, çiğ yumurta sarısı,
lahana, bal, polen, arı sütü bol miktarda yenir.

3. tarif
100 gr. ginseng kökü
100 gr. arı sütü
100 gr. polen
1 kg. bal ile karıştırılıp 3 öğün aç karnına 1 yemek kaşığı yenir.

4. tarif
30 gr. safran
30 gr. sarı halile
30 gr. turp tohumu
30 gr. anason
30 gr. miski amber
30 gr. kereviz tohumu
30 gr. pırasa tohumu
30 gr. lahana tohumu
30 gr. roka
30 gr. havlucan
30 gr. karanfil
50 gr. çemen unu
50 gr. hardal tohumu
50 gr. çörek otu
100 gr. polen
100 gr. arı sütü
2 kg. keçibonuzu pekmezi
2 kg. bala karıştırılıp 3 öğün aç karnına 1 yemek kaşığı yenir.

5. tarif
Sigara, alkol, hamur işi, ağır yiyeceklerden uzak durulur. Bol sebze ve meyve yenir.

Namaz, Gaflet Perdesinin Kakmasına Vesile Olur

  • I.Akin

Müminler, Kuran’da Rabbimizin bildirmiş olduğu emir ve yasaklara karşı son derece hassastırlar. Kuran’a iman eden bütün insanların yapmakla mükellef olduğu farz ibadetler vardır. Bu ibadetlerden biri de namazdır. "... namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır. " (Nisa Suresi, 103) İman sahibi olan her insan, ibadetlerine gösterdiği titizlik ve süreklilikle kendini belli eder. "Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır.

Eşler Arasındaki İlişki

  • Love

Sağlıklı bir aile kurmak istiyorsanız karı-koca ilişkisini sağlıklı bir zemine oturtunuz.Sağlıklı bir ailenin temeli karı-koca arasındaki sağlıklı ilişkiyle mümkündür. Çocukların gelişmesi için gerekli olan sağlıklı sosyal yapı ancak böyle bir ailede ortaya çıkar. Sağlıklı ilişki içine giren tarafların ilk uyması gereken kural karşılıklı birbirlerini değerli görmek ve kabullenmek, bununla birlikte iletişim ve etkileşim kanallarını sonuna kadar açık bulundurmaktır.

Kendi prensip, ilke ve ihtiyaçlarınızla ailenin prensip, ilke ve ihtiyaçları arasında makul bir denge kurunuz.Ne şahsiyetinizi aile adına feda ediniz, ne de aileyi zedeleyecek kadar bencilce bir tavır sergileyiniz. Bunun için de;

a. Uzun vadeli ve kalıcı mutlulukları, kısa vadeli ve geçici mutluluklara feda etmeyiniz.

b. Aileyi oluşturan bireyler olarak, kendi tavır, davranış ve düşüncelerinizden kendinizi sorumlu tutunuz.

c. Aile içerisinde doğru bildiklerinizi doğru bir üslupla ve doğru zamanı kollayarak söyleyiniz.

d. Ailedeki manevi atmosferi zenginleştirmeyi bencilce istek ve arzulardan önde tutunuz. Bunun verdiği iç huzuru ve dinginliği çok geçmeden tüm aile fertlerinin farkettiğini hayretle göreceksiniz.

Evlilik, Kadın ve Erkek

  • Love

Evlilik, kadının ve erkeğin beraber yaşamak üzere karşılıklı anlaşma ile oluşturdukları sosyal bir kurumdur. Bu kurum sevgiyi, saygıyı, cinselliği, mutluluğu ve üzüntüyü dahi paylaşmayı içerir. Evlilik , Allah'ın kadın ve erkeğe verdiği temel haklardan bir tanesidir.

Kadının ve erkeğin sosyal yaşamdaki rolleri daha doğar doğmaz yetiştirilme tarzları ile başlar. Bu roller toplumsal ve kültürel farklara göre bazı değişikliklere uğrasalar da temelde aynı esaslardadırlar. Kadının yapısı itibarı ile daha duygusal olması kolay incinip kolay sevinmesi hormonları ile ilgili olup bu onun annelik yapabilmesi için gereklidir. Kadın adet gördüğü zaman veya gebe kaldığı zaman veya doğum yaptıktan sonra fiziksel olarak eskisine nazaran daha güçsüz düşer. Bunun sonucunda da erkek koruyucu ve kollayıcı olmak zorundadır.

Kadın ve erkek ilişkisindeki en önemli şey kadını kadın ,erkeği erkek olarak kabul etmek ve karşı tarafın istek ve arzularına saygı duymaktır. Çünkü daha evvelde söylediğimiz gibi daha bebeklikten itibaren farklı yetiştirilir ve farklı hissetmeye başlarız. Bir kadının bir erkeğin nasıl düşündüğünü veya bir erkeğin bir kadının niçin farklı davrandığını anlamasına imkan yoktur.

Evlilik Öncesi Cinsel Bilgiler

  • Love

Evlenmeyi planlayan çiftlerin cinsellikle, cinsel yolla geçen hastalıklarla ilgili ve genetik hastalıklar açısından bir danışma almaları hem aile planlaması hem de sağlıklı bir nesil oluşturulması için çok önemlidir. Böyle bir danışmada genel olarak cinsel organların anatomisi ve fonksiyonları hakkında bilgi alırken, üreme sağlığı ve fizyolojisi hakkında da bilgi sahibi olabilirler. Özellikle evlenecek kadının ilk kez bir cinsel tecrübesi olacaksa, evlenmeden önce yapılan bir jinekolojik muayene, olabilecek olumsuzlukları önceden tespitte yararlı olup, gerekli önlemlerin alınmasını mümkün kılar.

Bu muayene ile örneğin kızlık zarının ve vagenin yapısal özelliği nedeni ile ilişkiyi imkansızlaştırması, yada zor olması yada fazlaca kanamaya yol açacak olması hatta bazen vagene kadar yırtık oluşması olasılığı önceden tespit edilebilir varsa bir enfeksiyon tedavi edilebilir.