21 Mayis 2007 tarihli konular

İmdat Ben Evliyim ...!

  • NaTuraL

Bu sohbetimde sevişerek evlenen bir çiftin nasıl bir duvara tosladıklarını anlatmak istiyorum. Genelde bütün evli çiftlerin yaptığı şey, mutlu kalma çabasıdır. Ben bekarlığı, yelkenler fora giden bir gemiye benzetiyorum. Evlilikte ise, deniz kızına vurulup balıklama suya atlıyorsun, sonra da imdat kurtarın beni diye ölene kadar bağırıp duruyorsun. Şimdi her iki tarafın da isteği ile yapılmış bir evliliğin pembe panjurlu penceresinden içeriye kafamızı uzatıp bakalım.

HALBUKİ FLÖRT EDERKEN NE RAHATTIK

Zina ve Aids

  • NaTuraL

Zina, meşru olmayan bir yolda, nikah bendi olmaksızın, cinsel münasebette bulunma demektir. Bu da insan onuruna, mantıkçı düşünceye ve ahlaki kurallara ters düşen en çirkin bir iş ve bir davranıştır. Çünkü zina eden haddini aşmış, başkalarının döşeğini basmış veyahut başkalarına yatak olmuştur. Zina eden, tohumunu zulmen başkalarının tarlasına serpmiş ve bir de tohumundan meydana gelen ürüne sahip çıkmamış; zina eden insan, mayası olan nutfeyi bulandırıp, tamamen kirletmiştir. Nesli bozmuş ve insanlığı lekelemiştir. Zinada bu tür çirkinlikler olduğundan, zina bütün dinlerde yasak kılınmıştır.

Yüce Allah (cc) mealen buyurur; “Zinaya yaklaşmayınız,şüphesiz o fahişedir (çirkin bir iştir, kara bir lekedir) ve pek kötü bir yoldur.” Peygamber Efendimiz (sav) buyurur;
“İçinde zina yayılıp, aşikar hale gelen ulusa, Yüce Allah öyle belaları ve hastalıkları musallat eder ki, daha önce geçmiş ümmetlerde ve uluslarda görülmemiştir.”

O belalardan ve hastalıklardan birisi, insanlığı tehdit eden, rüzgar hızıyla dünyaya yayılan, ölümden başka çaresi olmayan, en zengin ve güçlü devletleri bile sarsan AİDS hastalığıdır. AİDS hastalığına yakalanan kişinin bedeninde, mikroplara karşı direniş tamamen yokolur. En zayıf ve önemsiz mikroplar dahi, AİDS’li bedende büyük tahribat yapabilirler. AİDS hastalığının tedavisi tam bir açmaz olmakta ve hiçbir netice vermemekte, milyonlarca dolara malolmaktadır. AİDS’li hastanın tedavisine ne kadar dikkat edilirse edilsin (istisnalar hariç), üç yıldan ziyade yaşayamaz.

Haddini Bilmek Güzel Şey

  • NaTuraL

Haddini bilmeyene bildirirler. Ünlü bir ressam, eserlerinin sergilendiği galeride, kim olduğunu belli etmeden dolaşıyor, ziyaretçilerin yorumlarını ilk elden algılamaya çalışıyormuş. İzleyicilerin yüzlerindeki ifadeler oldukça iyiymiş. Arada bir, kendisini tanıyanların beğenilerini güzel sözlerle dile getirmelerinden ise oldukça keyif alıyormuş.


Her yaştan ve her sınıftan insanları sergisinde görmekten dolayı da, çok mutluymuş. Bir ara, en beğendiği tablolardan birinin önündeki yaşlı adama takılmış gözleri. Adamın, önünde durup dudak bükerek bir şeyler mırıldandığını görmüş. Söz konusu resim, bir süvariyi canlandırıyormuş. Merakla yaklaşmış ve sormuş;


-Beyim, sanırım resimde beğenmediniz bir durum var. Hatânın ne olduğunu öğrenebilir miyim? Bu resmi ben yaptım da.. adam bilgiç tavırlarla konuşmaya başlamış:

VERA_M

  • nisyan

Hiç söylenmemiş sözler söylemeli..

El değmemiş,duru sözler sevdiğim için..

Sevdiğim..!

Şehir giysilerini kıskanır
Ve bu yüzden bürünür geceye
Güneş gözlerinden beslenir
Ve saçlarını kollar görmek için...


Sensizken,şehrin boş meydanlarında yürüdüm
Kalın puntolarla
İri laflar ettim,
Öfkemi saldım,
İri dişli postallar üzerine...


Sevdiğim ...

Vera..!

hangi çocuğu okşadın..?

ellerinde gülden kokular,
dilinde aşk nağmeleri

Söylesene Vera,
Hangi çocuğun adını andın..?

Sahi Vera,

soru....

  • celin

selamünaleykum....ne zamandir soru sormadim, yine aklima takilan birsey var, cevablarsaniz sevinirim:)

okula giderken mezarligin yanindan geciyorum, benim bildigim, fatiha suresi okunur....fakat bu mezarlikda genel olarak Hıristiyanlar bulunuyor. aldigim duyuma göre bu durumda dua okumam günahmis, bunun bir asli var mi?

umarim bu sorumla yine gerginlik yaratmam,
hakkinizi helal edin....saygi ve dua ile ....



"TEMIZ VIJDANDAN DAHA RAHAT BIR YASTIK YOKTUR! "

Tıkanıp Kaldığında Hayat

  • celin

Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde,

Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını,

Dağlara dönmeli yüzünü insan.

Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak;

Yeni insanlarla 'tanışmalı, yeni keşifler yapacak....

Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, Gerçekleştirmeyi denemeli!

Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir,

Kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı.

Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler,

Her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa,

Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri;

Küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip

Servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini;

Gördüğünü hissedebilmeli!

Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce.

İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için!

Başkasının yerine koyabilmeli kendini;