22 Nisan 2007 tarihli konular

ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI CHAT

  • NaTuraL


Girdab-ı Bela’ya an kaldı










Dininin nizamını iyi kavramış Mü’min tabii olarak sosyal bir insandır da. Çünkü hayatta bir davet sahibidir. Davetle yükümlü insanların, öteki insanlarla dostluk kurması ,onlarla samimi münasebet kurması,onlarla muamelelerde bulunması kaçınılmazdır.










Yaratan’a karşı kulluk vazifesini yerine getirme ve çalışma dışında kalan vakti faydası olan bir amelle meşgul olarak geçirmek; Kulluk vazifesi ve çalışmak için yeni güç kazanmak üzere kalbi rahatlatmak; hoş zaman geçirmek.

araba ARKASI yazilar- Kamyon yazilari

  • celin

" Arattırma görevlim"

"Göstergebilimin ustasıyım gözlerinin hastasıyım"

"Yüksek lisanslım"

"Tek rakibim james joyce"

"Entelsem günahım ne"

"İrdeleme beni, irdelerim seni"

"Ömur biter, nietzsche bitmez"

"Rampaların ustasıyım rembrandtin hastasıyım"

"Rahmetli de yapibozumcuydu"

"Algıda seçiciysem günahım ne"

"Tek rakibim kant"

Mahremiyet eğitimi şart!

  • Başak Uzun

Cinsel taciz, cinsel sapıklıklar ve bu konuda yaşanan mağduriyetler olmasın istiyorsanız bazı şeyleri ihmal etmemelisiniz. Görmemezlikten gelmek, çocuk anlamaz demek, yabancı mıyız diye düşünmek sıkıntının başlangıç noktası...

Çocuk istismarı haberlerini gazete ve televizyonlarda sıkça duyuyoruz. Bunlar basına yansıyanlar. Basına yansımayan gizli kalmış çocuk istismarları düşünüldüğünde önemli bir sosyal problem ortaya çıkıyor.

Müslüman Erkek Kadınını Uçan Kuştan Esirger

  • Başak Uzun

Her memlekette,bilhassa Avrupa'da,sadece hanımı ile ömrünün sonuna kadar beraber yaşayıp,başka bir kadınla ilgisi olmamış güçlü,kuvvetli kimse pek azdır.Orada,kendi hanımı ile beraber oturmak ayıp olduğu için,herkes hanımını başka bir erkekle oturtur.Kendisi de,bir başkasının hanımını alarak dans eder.Böyle bir görüşmede,gerek erkek,bir diğer kadına ve gerek kadın,bir diğer erkeğe çaresiz meyleder.Bunun için Hristiyan memleketlerinde,kadınlar ve erkekler,birbirleri ile karıştıkları,görüştükleri ve konuştukları için zina etmeden ömür geçirmiş bir erkek ve kadın pek nadir bulunur.

Dostlukta Külfet Olmamalı

  • mecnun

Cafer bin Muhammed şöyle derdi:
-Dostlarımdan bana, en fazla ağır geleni, bana karşı tekellüf içinde bulunanıdır.
Bundan sakınırım.
Bana en hafif geleni ise, yanımda bulunduğunda, kendimi yalnızmışım gibi rahat ve
teklifsiz hissettiğimdir.
***
Fudayli de şöyle demiştir:
-İnsanlar, ancak tekellüf yüzünden yekdiğerinden uzaklaşırlar.
Biri, diğer kardeşini ziyaret eder, onda zorlanma ve resmiyet görür.
Böylece ondan uzaklaşır.
***
Ebu Hafs Haddad, Ebu Bekr Şibli'nin evinde bir süre misafir kalmıştı. Şibli misafirini
çeşit çeşit yemeklerle ağırlamıştı.
Ebu Hafs, ayrılıp giderken, Şibli'ye şu teklifi yaptı:
-Ey Şibli! Eğer yolun memleketimiz olan Nişabur'a düşerse, yanıma gel de misafir nasıl ağırlanırmış sana göstereyim?
Şibli:
-Ben ne yaptım ki, ne kusurum oldu ki? diye sordu.
Ebu Hafs:
-Başka ne yapacaksın... Külfete girerek çeşitli yemekler hazırladın. Bu, civanmertlik,
misafirperverlik değildir. Bir dost, misafir gelince öyle davranmalı ki, hizmet ederken
üzerine hiçbir ağırlık çökmemeli; gittiğinde de ferahlık gelmemeli... Gelişi ağırlık,

Bunda da Bir Hayır Vardır

  • mecnun

Bir zamanlar Afrika da ki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının,ister iyi olsun ister kötü,her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi: "Bunda da bir hayır var!"

Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın baş parmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söyledi: "Bunda da bir hayır var!"

Kral acı ve öfkeyle bağırdı:
"Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu? "Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı.

Bir Dostluğun Öyküsü

  • mecnun

Ahmet ve Nihat adinda iki arkadas varmis. Ayni okulda okuyorlarmis.Ahmet istanbulda yasayan, evi, arabasi yeterince parasi olan biriymis. Nihat memleketten Istanbul'a gelmis zor sartlar altinda yasayarak okuyormus.Bunlar zamanla daha da iyi arkadas olmuslar. Ahmet Nihatin durumuna uzuluyor yardim yollari ariyormus. Nihati evine almis. Yedirmis icirmis. Cebine para koymus. Ustunu giydirmis. Kendine aldigi yeni kiyafetlerini bile ona vermis. Artik beraber gul gibi yasayip gidiyorlarmis. Bir gun Ahmet camdan disari bakiyormus. Karsidan gelen uzun suredir hayran oldugu ve yakinda acilmak istedigi kizi gormus. Ve sonra arkadan Nihat'in onu takip ettigini. Nihat eve gelmis ve Ahmet'e o kizdan cok hoslandigini aralarini yapipyapamayacagini sormus.Ahmet kendisinin de ondan hoslandigini soyleyememis.Arkadasinin uzulmesini istememis cunku. Aralarini yapmis. Derken zamanla okul bitmis. Nihat bir sure sonra Kayseriye vali olmus. Evi arabasi, yati,

Erkeğin ve kadının hayırlısı

  • Başak Uzun

Kadının ve erkeğin hayırlısını Peygamber Efendimiz, hadis-i şeriflerinde şöyle bildirmişlerdir:

"Mü'minlerin imanca en olgunu, ahlak itibariyle en güzel olanıdır. Sizin hayırlınız, kadınları için hayırlı olanlarınızdır"

"Sizin hayırlınız, aile fertlerine hayırlı olanınızdır. Ben ehlime, aileme hayırlı olmada sizin en hayırlınızım"

Güzel ahlaklı ve aile fertlerine karşı iyi niyetli olan kimse hayırlı bir erkektir.

Bir erkek, alacağı kadının hayırlı olmasını isterse onda şu hususları aramalıdır:

Hanımından korkmayan erkek :))

  • Gaye

Elazığ’da adamın biri kahveye girer ve oyun oynayanlara hitaben:

“Hop abeler, bi dakka. Hanımından gorhanlar ayağa gahsın.”

Ani bir gürültü, hayda herkes ayakta. Bir kişi hariç. Kahvenin tamamı hayretler içinde. Soruyu soran adam, oturan adama yaklaşır ve:

“Abe helal olsun be, deliganlı adam mışsın. Harbiden sen hanımından korkmaz mısın?”

Adam nefes nefesedir. Heyecanı biraz geçince:

“Yav gardaşım ele bi laf ettin ki, dizlerim kırıldı, galhamadım.” der.

Dahi Çocukların Yazılı Cevapları :)

  • Gaye

* Yukarıdaki şiirin ölçüsü nedir?
Cevap: Yaklaşık dokuz santimetredir. (Lise 1)

Kimlere zekat verilmez?
Cevap: Şeytana. (İlkokul 5)

* Demokrasilerde kuvvetler ayrılığı kaça
ayrılır?
Cevap: Üçe. Kara, deniz, hava kuvvetleri. (Orta3)

* Mondros\'u açıklayınız.
Cevap: Mondros kimdir bilmiyor (Orhan/

* İneğin midesi kaç bölümdür?
Cevap: İki oda, bir salon, bir mutfak (Ortaokul1)

* Servet-i Fünun edebiyatı hangi edebi
akımlardan etkilenmiştir?
Cevap: Elektrik akımından (Yaşar/Lise 3)

* Üremeyi açıklayınız.
Cevap: Anne ve babanın gece yaptığı işe üreme
denir. (Gül şah/Lise 1)

* Canlıların ortak özellikleri nelerdir?
Cevap: Yol, su, camii, mezarlık.

* Orta Asya\'dan göçün sebepleri nelerdir?
Cevap: Elektirik kesintisi (Gülümser/6)

* Türkiye\'nin geçitlerini yazınız.
Cevap: Altgeçit, Üst geçit, yaya geçidi
(Serkan/7)

* Kanuni Fransa\'ya neden kapitülasyon tanımıştır?
Cevap: Bir kadına yardım etmek için (Berat/İlkokul)

* Güneydoğu Anadolu bölgesinde petrol nerelerden çıkartılır?
Cevap: Petrol, Raman ve Gazman\'dan çıkartılır. (Filiz/Ortaokul 2)

Yüz karpuz

  • celin

Yüz karpuz, dokuz günde (her gün tek sayıda kesmek koşuluyla) nasıl kesilir?

cevabi bende gizli :)

Bomba var!!!

  • celin

Bir bomba var
bombanın üzerine 4 litre su koyulması lazım
yandada bir havuz vardır
3 ve 5 litrelik kaplar vardır
bir kapın içine 4 litre suyu nasıl elde ederde bombanın patlamasını önleriz ?

Kardelen

  • Kamber

Bu bendeki bir dert ki, anlatamam kimseye...
Kulak verip de beni dinler misin kardelen?
Sardı tüm benliğimi, mecalim yok gülmeye
Sen de benle aĞlayıp, inler misin kardelen?

Mis gibi sıla kokan eş-dost mektuplarında,
Taze güller yeşerir eski anılarında
Hatıralarla dolu gurbet akşamlarında
Hasret denen türküyü söyler misin kardelen?

Bütün duygularını bir deftere yazmanın,
Dertlerini duymayan duvara anlatmanın,
içinde ne var ise, hep içine atmanın,
Ne demek olduğunu, bilir misin kardelen?

Dostu oldum kaç defa sabahsız gecelerin.
Defterimde yeri yok anlamsız hecelerin.
Çözemedim bir türlü; bu zor bilmecelerin
Cevabını sen bana, çözer misin kardelen?

Ne kadar tattırsa da ayrılık acısını,
Unutamazsın yine onun hatırasını.
Bir kenara bırakıp acısı, tatlısını
Hepsini bir kalemde siler misin kardelen?

Anlat sen de içinde, dök dışına ne varsa...
Hiç düşünme kalbimi, bırak yansın yanarsa.
Bu derdi sen benimle paylaşır mısın yoksa,
Bakıp bakıp halime, güler misin kardelen?

Bilirim ben yerini, sormam sana nerdesin...
Senin yurdun dağlarda, sen hep yükseklerdesin.

Kardelen & Hercai

  • Kamber

ÇOK UZUN YILLAR ÖNCE İKİ KIR ÇİÇEĞİ BİRBİRLERİNE AŞIK OLURLAR,
HER BAHAR DİĞER ÇİÇEKLER GİBİ ONLARDA AÇIP GÜNEŞE MERHABA DERLER.
FAKAT BİR BAHAR BAŞANGICI BU ÇİÇEKLERDEN BİRİ DİĞERİNE; "
BİZ DİĞER ÇİÇEKLER GİBİ BU BAHAR AÇMAYALIM KIŞIN ORTASINDA HERKESİN SOĞUKTAN KAÇTIĞI KARLI GÜNLERDE AÇALIM Kİ BÜTÜN DOĞA BİZE AİT OLSUN" DER.
VE İKİSİDE O BAHAR AÇMAMAYA KARAR VERİRLER.
BİRİ AÇMAK İÇİN KIŞIN GELMESİNİ VE KARIN YAĞMASINI BEKLERKEN, DİĞERİ O YAZ AÇAR.
O GÜN BUGÜNDÜR KARDA AÇAN VE SEVGİLİSİNİ BEKLEYEN ÇİÇEĞE KARDELEN, SEVGİLİSNİ YARI YOLDA BIRAKAN ÇİÇEĞEDE HERCAİ DENİLİR.
İŞTE BU YÜZDEN HAYIRSIZ SEVGİLİYE HERCAİ DİYE HİTAP EDİLİR.....

Kurumuş Gül

  • mecnun

Kurumuş bir gül buldum
Defterimin arasından
Birden içimi sonsuz
Mutluluk kapladı
Yeniden dogmuş gibi
İlk günkü kadar taze degıldı ama
Hatırası o kadar eskımemıstı
Gözlerımı kapadım bır an
Ve..........
Kurumuş bır gülü kokladım
Yagmurlu bir günü hatırlattı
Mutluluktan sarhoş oldugum bır anı
O an senı ıcıme cektım cektıkce daha cok
Gömüldüm anılara yıkıldım
Ah o cocuksu sevdam
Düşündükce göklere çıkardıgım
Saf ve temız cocuksu sevdam
Sonra vakitsiz uyanı verdim
Biliyormusunuz
Şimdiki aşklar sevgiler o kadar cocuksu degıl
Umudun mutlulugun yerıne
Yıkılışı vaad ediyorlar
Belkide bunlardır kurumuş güle düşkünlüğümün sebebi .....