20 Ocak 2007 tarihli konular

Çeyrek Tesettür Gerçek Tesettüre Karşı ya da Başörtülü Çıplaklar (I)

  • NaTuraL

Biraz da etkitepki meselesi olsa gerek. Egemen güçlerin bunca saldırısı ve zulmüne rağmen çarşılara, pazarlara baktığımızda başörtülü kızlardan geçilmiyor. Bardağın neresine bakalım? Hiç yoktan başı örtülü bayanların sayısı hâlâ çok sayıda diye sevinelim mi; yoksa, başörtüsü, rûhundan giderek soyutlandı, çarşılar başörtülü mankenlerin boy gösterdiği podyuma döndü, örtü sokağa (ayağa) düştü diye üzülelim mi?



Sürpriz olan hangisi? Azçok kültürlü kızların başörtülü olabilmesi mi, yoksa her yönden gayrı İslâmî yaşama biçiminin kuşattığı ve modern Batı standartlarını içselleştirmiş, özgürlük putunun kurbanı ve sosyal hayatın, sokak ve çarşının tutsağı olmuş başörtülü kızların her aklı başında müslümana "bu kadar da yozlaşma olmaz!" dedirtecek anormallikleri mi? Okullarda karma eğitimin tezgâhından geçmiş, televizyon dizileriyle büyümüş, kadın-erkek eşitliğini ve kadın özgürlüğünü bayraklaştırmış, dünyevileşmiş, İslâm'ı yeterince bilmeyen, bildiklerini tümüyle yaşamanın getirdiği bedellere hazır olmayan kızların çeyrek tesettürü mü?

Çeyrek Tesettür Gerçek Tesettüre Karşı ya da Başörtülü Çıplaklar (2)

  • NaTuraL

Gazinoda, pavyon veya plajda, yani en azından gözlerin haramlarla meşgul olduğu bir mekânda başında "imam sarığı" ile dolaşmanın durumuna benziyor; çarşı pazardaki dikkat çekici tavırlarıyla başörtülü kızın tavrı. İmamın sarığı beyaz olduğundan, en küçük bir leke kaldırmadığı ve hemen göze battığı gibi, taç gibi başlara yerleşen ve sarık kadar simgesel ve ulvî değeri olan başörtüsü de, takılan başı baştan aşağı güzelleştirmeli. Yoksa, sarığı ve başörtüsünü kirletenler, farkında olmadan da olsa "din"e düşman kazandırmanın vebâlini taşımış olurlar başlarında örtü yerine.

Erkek arkadisi ve öpüsmek

  • nefsim ve ben

sevgili müslüman kardeşlerim bir tane arkadaşım var ve sevgilisi onu ilk defa yanağından öpmüş ve çok tedirgin olmuş çok korkmuş bişey olurmu diye bigileriniz varsa yazın lütfen

Erkek 'sahip',Kadın 'aid' olmak ister..

  • NaTuraL

Sahip olmak bir iktidar, bir mülkiyet tarzıdır. İnsan bir eylemi yapıp yapmadan önce, o eylemi yapıp yapmamayı ister. İstediğini yapıp yapmamak içinse gücü olmak zorundadır. İlkine 'irade', ikincisine de 'kudret' denir.. Kişinin irade (istek) sahibi olması yeterli değildir; kişi iradesini/isteğini gerçekleştirebilecek kudrete (güce) de ihtiyaç duyar. Bu nedenle şu yargı kesindir:


İnsan her isteminde özgürdür, her eyleminde değil.



Bu yargının açılımı şöyle: İnsan her isteminde özgürken, bazı eylemlerinde özgür değildir. Çünkü insanda güç (kudret), istek duymak için değil, isteği gerçekleştirmek için gereklidir. O halde eyleyebilme özgürlüğü, kişinin isteklerinin gücüne değil, eyleyebilme gücüne bağlıdır. Uçmayı istediği için kişi uçamaz; uçabilmesi için bir de gücü olmalı.

MADDE HAPSİNDE MAHPUS OLANLAR

  • NaTuraL

"Bir eşyadan başka bir eşyaya seyahat edip durma! Aksi durumda daha önce geldiği yere tekrar tekrar gelen değirmen eşeği gibi olursun. Kainattan kainatı yaratana seyahat et. “Ve şüphesiz en son varış Rabbinedir." (Necm 42) Ve Peygamber (sav)’in şu kavline bak: "Kimin hicreti Allah’a ve Resulüne ise onun hicreti Allah’a veResulünedir. Kimin hicreti de elde etmek istediği bir dünya veya nikahlamak istediği bir kadına ise onun hicreti de kendisi için hicret ettiğinedir." Peygamber (a.s)’in bu kavlini anla ve eğer anlayış sahibi isen bu konuda düşün."

Doğum Kontrol Hapları (Oral Kontraseptifler)

  • okur

Yumurtlama (ovulasyon) sürecinin geçici olarak durdurulmasını sağlayan haplardır. En yaygın kullanılan doğum kontrol hapları östrojen ve progesteron hormonunun ikisini birden içeren kombine haplardır.

Düzenli olarak kullanıldıklarında doğum kontrol haplarının koruyuculuk oranları çok yüksektir.

Kullanım şeması:
3 hafta kullan- 1hafta bırak, veya
21 gün kullan- 7 gün ara ver; şeklinde özetlenebilir.
İlk kez başlayacak olanların ilk hapı adet başlangıcının tercihen birinci günü,
en geç beşinci günü almaları gerekir.
* Hergün belli bir saatte bir tablet tok karnına alınır.
* Kutuda 21 tablet bulunur.
* İçinde bulunan 21 tabletin bitiminden sonra bir hafta ilaç alınmaz.
* Bu bir haftalık dönemde adet görülür.

Doğum kontrol haplarının kullanımı

  • okur

Doğum kontrol ilaçları 21 tane hap içeren kutular şeklinde satılır. Monofazik haplarda ilaç paketinin arka yüzünde her hap için haftanın bir günü yazar. İlk ilaç genelde adet kanamasının başladığı ilk gün alınır. Ancak kanamanın ilk 5 günü içinde alınmaya başlanması durumunda da etkisinden birşey yitirmez. Eğer hap almaya başlarken paketin arkasında yazan günden başlarsanız bu sayede hap atlayıp atlamadığınızı daha kolay kontrol edebilirsiniz. Örneğin adet kanamanız Çarşamba günü başlamışsa paketin arkasında Çarşamba yazan haplardan birini alarak başlamalı ve daha sonra sırayı izlemelisiniz. Eğer multifazik hap kullanıyorsanız mutlaka arkasında 1 yazan haptan başlamalısınız.

Hallerin Değişmesiyle Virdlerin Değişmesi

  • hureyre

Ahiret azığının taliplisi ve âhiret yolunun yolcusu altı durumdan uzak değildir. Zira böyle bir kimse ya âbid, ya âlim, yâ tâlib, ya idareci, ya zanaatkâr veya vâhid ve samed olan Allah'tan başkasını bırakmış, bütün vaktini Allah Teâlâ'nın büyüklüğünü düşünmeye hasreden muvahhiddir.
1. Âbid
Âbid, kendisini, ibâdet için tecerrüd etmiş ve ibâdetten başka hiçbir meşguliyeti olmayan kimse demektir. Eğer âbid, ibâdeti terk ederse, başka meşguliyeti olmadığından boş olarak oturacaktır. Bu bakımdan âbidin, evrâdının tertibi daha önce beyân ettiğimiz şekildedir. Vakitlerinin çoğunu ya namaz veya okumak veyahut tesbihlere hasretmek suretiyle vazifelerinin çeşitliliği âbid için uzak bir ihtimal değildir. Çünkü ashâb-ı kirâmdan bazılarının bir günlük virdi, oniki bin tesbihti ve yine onlardan bazılarının evradı da otuzbindi. Bazılarının da virdi üçyüz rek'attan altıyüz rek'ata kadar namazdı. Bin rek'ata kadar kılanlar da vardı. Onların virdleri hakkında nakledilenin en azı yirmi dört saatte yüz rek'at namazdır. Ashâbın bir kısmı vardı ki, virdinin ekserisi Kur'an okumaktı. Onların içinde günde bir defa Kur'an'ı hatmedenler vardı. Bazılarının ise, günde iki hatim indirdiklerini rivayet etmişlerdir. Bazıları da bir gün bütün gece bir tek ayeti tekrar edip duruyor ve onu düşünüyordu. Seleften Gurrez b Vebre Mekke'de ikamet ediyordu. Bu zat, hergün yetmiş tavaf yapardı ve her gece de yetmiş.

İrşadın Kademeli Olarak Yapılması ve îtikâd Derecelerinin Tertibi

  • katip

Akide hakkında söylediklerimizin yeni yetişen çocuğa telkin edilmesinin uygun olduğunu bilmelisin. Böylece çocuk küçük yaşlarda öğrendiği bu bilgileri unutmayacak ve yaşı ilerledikçe de mânâlarını yavaş yavaş anlayacaktır. İlk anda gerekli bilgileri öğretmek, ikinci kademede mânâsını anlatmak, daha sonra inanıp yakîn hasıl etmesini ve doğrulamasını sağlamak gerekir. Bu ise çocuklarda delilsiz ve burhansız meydana gelen bir durumdur. İnsan kalbinin, ilk yetişmesi anında hiçbir delile ihtiyaç olmaksızın imanı kabul etmeye müsait bir fıtratta bulunması Allah'ın bir fazlıdır. Bu durum nasıl inkâr edilebilir? Halk tabakasının bütün inançları, başlangıçta, mücerret telkin ve sade taklitten ibaret değil midir?

Kudüs Şehrinde Yazmış Olduğumuz Kav âid' ül-Akâid

  • katip

Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat kitlesini yakînin nûrlarıyla başkalarından temyiz eden (ayıran); hakîkat kervanını, dinin rükünlerine iletmekle tercih eden, onları bid'atçıların hidratlarından, ehl-i dalâletin dalâletinden koruyan, peygamberlerin efendisine uymaya muvaffak kılan, kendilerine (Ehl-i Sünnete) şerefli sahabîlerin yolunda gitmeyi, nasip edip selef-i sâlihînin izini takip etmeyi müyesser eden Allaha hamd ü senalar olsun!

Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat, saydığımız vasıflar sayesinde aklın isteklerinden teşekkül eden kopmaz bir ipe sarılmışlardır.

Selef-i sâlihînin gidişat ve inançlarından en açık yolu seçmişlerdir. Hz. Peygamberden bize nakledilen şeriat hükümleriyle, sağlam düşünen akılların neticelerini birlikte elde etmişlerdir. Lâ ilâhe il-lallah Muhammedun Rasûlullah'ın rükünleri bilinip tam ma-nâsıyla elde edilmedikçe mücerret sözden hiçbir fayda ve hiçbir mahsul alınamayacağını kesinlikle anlamışlar ve yine bilmişlerdir ki; Kelime-i Şehadet'in lafızları, kısa olmalarına rağmen şu dört hakikati tazammun ederler:

MÜFLİS KİMDİR?

  • imdat sezer

İnsanlar arasında hiç malı bulunmayana veya malı pek az olana veyahut da malı helak olmuş kimseye müflis denilirse de, hakikî müflis hadîs-i şerîfde bildirilen kimsedir. Ebû Hüreyre'nin (r.a.) rivayet ettiği hadîs-i şerîfte: Resûlüllah (s.a.v.): "Müflis kimdir bilir misiniz?" buyurdu. Ashâb: "Bizim aramızda müflis hiç bir parası ve malı olmayan kimsedir", dediler. Bunun üzerine, Resûlüllah (s.a.v.) buyurdular ki;

"Ümmetimden hakîkaten müflis, kıyâmet gününde namaz, oruç ve zekâtla gelecek olan kimsedir. Ama şuna sövmüş, buna zina iftirâsında bulunmuş; şunun malını yemiş; bunun kanını dökmüş, diğerini de dövmüş olarak gelecek. Ve buna hasenâtından, şuna hasenâtından verilecektir. Şâyet dâvası görülmeden hasenâtı biterse, onların günahlarından alınarak bunun üzerine yüklenecek, sonra cehenneme atılacaktır."

Allah zâtının varlığı

  • katip

I. Esas: Vücûd
Işığı aranan nurların en evlâsı, Kur'an'ın irşad buyurduğu nûr'dur. Binaenaleyh Allah'ın beyanından sonra herhangi bir beyanın kıymeti yoktur. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
Biz yeryüzünü beşik, dağları da birer kazık yapmadık mı? Sizleri de çift çift yarattık. Uykunuzu ise, bir dinlenme yaptık. Geceyi bir örtü, gündüzü ise geçim vakti kıldık. Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik. İçlerine pırıl pırıl parıldayan bir kandil astık. Rüzgarların sıkıştırıp yoğunlaştırdığı bulutlardan, kendisiyle taneler, otlar, sarmaşdolaş bağlar bahçeler çıkaralım diye bol bol su indirdik.

Allah'ın sıfatlarını bilmek

  • katip

I. Esas: Kudret
Alemin yaratıcısı olan Allah'ın kadir olduğunu ve 'Allah herşey üzerinde mutlak kudret sahibidir' (Mâide/120) kavlinde sâdık olduğunu bilmektir. Çünkü kainatın yapısını muhkem, yaratılışını kılı kırk yararcasına tertipli ve düzenli görüyoruz. Güzel dokunmuş ve mütenasip nakışlarla işlenmiş bir elbiseyi gören kişi, bu elbisenin kuvvetsiz ve kudretsiz bir ölü tarafından yapıldığı veya âciz bir insanın eseri olduğu vehmine kapılırsa, o vakit akıl denilen nimet ve fıtrattan tecerrüd etmiş, ahmaklık ve cehâlet erbabının mesleğine dâhil olmuş olur!..

Gecenin ihyâsı

  • hureyre

Akşam ile Yatsı Namazlarının Arasını İhyâ Etmenin Fazileti

Hz. Peygamber (s.a) -Hz. Âişe'nin rivâyet ettiği bir hadîste-şöyle buyurmaktadır:

Allah nezdinde namazların en faziletlisi, akşam namazıdır ki, Allah Teâlâ o namazı ne yolculukta olan, ne de mukîm bir kimseden iskât etmemiştir. Onunla gece namazını başlatmış ve yine onunla gündüzün namazını sona erdirmiştir. Bu bakımdan, kim akşam namazını kılıp ondan sonra da iki rek'at sünnet kılarsa, Allah Teâlâ o kimse için cennette iki köşk bina eder.(85)
Hadîsin râvisi 'Bu köşklerin altından mı, gümüşten mi yapıldığını bilmiyorum. Çünkü hangisinden olacağını unuttum' demiştir.

Erkeklik Neden Gay'ıyor?

  • NaTuraL



Her fırsatta "Erkek milletiz" diye övünürüz ama, bu problem aslında ülkemizde öteden beri gizliden gizliye yaşanan, sargıların altında kanayan bir yaradır; bilen bilir. İşte bu yara ‘star,’ ‘ilah(!)’ vs. diye tanıtılan bir şarkıcı vesilesiyle açığa çıkınca, toplum olarak birden irkildik tabiî. Oysa biz sadece hakemleri öyle sanırdık; bir de, elin gavurunu... Bizi tatlı gaflet uykumuzdan uyandırmanın ne âlemi vardı ki?





Böylesi yazılara problemin tarihçesi ile başlamak adettir esasında. Ne var ki, Kur’ân sayesinde, bu problemin Lût kavminden beri var olduğunu hepimiz zaten biliyoruz. Bu noktada dikkat çekici olan, çoğumuzun üzerinde konuşmayı bile ayıp saydığı bu konuda Kur’ân’da o derece çok ve açık ifadelerin bulunmasıdır. Meraklıları Hûd, Hicr, Şuarâ, Neml ve Ankebût sûrelerine havale ediyorum. Kur’ân, Lût kavmi örneğinde kendisine temas ettiğine göre, demek ki, bu problem ‘Lût kavmi kadar eski, yok farz edilmeyecek kadar önemli, zinadan bile çirkin, ama herhangi bir insanî yanılgı kadar da konuşulabilir’ imiş.