Çeyrek Tesettür Gerçek Tesettüre Karşı ya da Başörtülü Çıplaklar (I)
Biraz da etkitepki meselesi olsa gerek. Egemen güçlerin bunca saldırısı ve zulmüne rağmen çarşılara, pazarlara baktığımızda başörtülü kızlardan geçilmiyor. Bardağın neresine bakalım? Hiç yoktan başı örtülü bayanların sayısı hâlâ çok sayıda diye sevinelim mi; yoksa, başörtüsü, rûhundan giderek soyutlandı, çarşılar başörtülü mankenlerin boy gösterdiği podyuma döndü, örtü sokağa (ayağa) düştü diye üzülelim mi?
Sürpriz olan hangisi? Azçok kültürlü kızların başörtülü olabilmesi mi, yoksa her yönden gayrı İslâmî yaşama biçiminin kuşattığı ve modern Batı standartlarını içselleştirmiş, özgürlük putunun kurbanı ve sosyal hayatın, sokak ve çarşının tutsağı olmuş başörtülü kızların her aklı başında müslümana "bu kadar da yozlaşma olmaz!" dedirtecek anormallikleri mi? Okullarda karma eğitimin tezgâhından geçmiş, televizyon dizileriyle büyümüş, kadın-erkek eşitliğini ve kadın özgürlüğünü bayraklaştırmış, dünyevileşmiş, İslâm'ı yeterince bilmeyen, bildiklerini tümüyle yaşamanın getirdiği bedellere hazır olmayan kızların çeyrek tesettürü mü?